Çetin günlere hazırlanmak gerek
Fotoğraf: Nabiaha Altaha/AA
Yandaş medyanın attığı ortak manşetten anlaşıldığına göre Cumhur İttifakı planladığı süreci hızlandırmaya çalışıyor. 10 Ocak’a kadar mümkün olduğu kadar çok köşe taşları elde etmeye çalışıyor. Ortak manşetler ve algı oyunları iktidarın her zaman kullandığı yöntemler. Yirmi beş yıl önceki gibi Suriye sınırına generallerin gitmesi ve oradan dediğimizi yapın aksi takdirde askerlerimizle zorla yaptırırız mesajı vermesi… Bu kez Öcalan’ın Suriye’den çıkarılması için değil PKK’lilerin Suriye’den çıkarılması, PKK’nin lağvedilmesi. Gerçi SDG Komutanı Mazlum Abdi bir süre önce Türkiye ile ateşkes sağlanırsa Suriye dışından gelen Kürtlerin bölgelerinden çıkabileceğini ve sınırda bir silahsız bölge oluşturulabileceğini söyledi ama bu yeterli görülmüyor. Türkiye teröristlerle pazarlık yapmayız, oturup konuşmayız diyerek (Gerçi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Türkiye’nin resmen terörist kabul ettiği HTŞ ile uzun süredir görüştüklerini açıkladı ama o kadar kusur kadı kızında da olur) Eş-Şara ağzından SDG’nin egemen olduğu alandaki silahlı güçlerin dağıtılması ve tek silahlı gücün Suriye Ordusu olması gerektiğini, aksi takdirde müdahale edeceklerini söylüyor. Türkiye doğrudan silahlı müdahalede bulunmazsa HTŞ ve SMO güçleri kolayca SDG’yi alt edemez gibi görünüyor. Çünkü iki tarafın silahlı güçleri ve donanımları birbirine yakın. Tabii bir de ABD ve İsrail faktörü var. Bu durumda Öcalan’ın PKK’yi feshettiğini ve silahlı mücadelenin çıkar yol olmadığını açıklaması, Suriyeli olmayan Kürtlerin Suriye’yi terk etmeleri aciliyet kazanıyor. SDG’nin kontrol ettiği topraklar meselesi zamana bırakılabilir.
Diğer taraftan Türkiye Suriye’de kendininkine benzer bir rejim kurmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanlığı sistemi. Erdoğan’ın yetkilerine sahip bir cumhurbaşkanı, Eş-Şara ve onun tarafından atanmış bakanlar, Meclis ve yargı. Bir de Eş-Şara’ya kravat taktırdık mı işlem tamamdı ve o kravat da takıldı. “Demokratik bir sistem” kurulmuş olur. Eş-Şara’nın atadığı ilk bakanlardan ikisinin de Türkiye’de ikamet etmesi ve okuması da ilginç. AKP’nin on beş sene önce Beşar Esad ile ortak bakanlar kurulu toplantısı yapması gibi, bu yeni dönemde de ortaklıklar yapılacak gibi görünüyor.
Birkaç gün önce dağıtılmış Esad ordusundan bir grubun hapishane baskını yapıp arkadaşlarını kurtardığı ve sonra dağlara çekildiği haberi vardı. Bu tür eylemler bir direniş hareketine dönüşebilir mi? Bunu yeni rejimin tutumu belirleyecek. Yeni rejim Esad rejimi askerleri ve bürokratlarını cezalandırmaya kalkarsa ya kaçacaklar ya da direnecekler. Direnişin genel bir ayaklanmaya dönüşmesi şimdilik kolay görünmüyor ama gelişmeler durumu değiştirebilir. Çünkü Suriye ekonomisi de devlet gibi çükmüş durumda. Eğer bir yerlerden para yağmazsa, kısa sürece açlık ve yoksulluk bitecek gibi değil.
Türkiye yeni rejimi ayakta tutmak için Suriye ekonomisini ayakta tutmaya çalışırsa, Türkiye emekçileri de Suriye emekçileri gibi daha fazla açlık ve yoksullukla boğuşacak demektir.
Bu kış Türkiye’de sert geçecek demiştik, bunu bölgede diye genişletebiliriz.
- Kartlar yeniden karılıyor 17 Aralık 2024 04:41
- Suriye'yi bekleyen 10 Aralık 2024 05:01
- Savaşa ve yoksulluğa karşı ittifak 03 Aralık 2024 06:40
- Kayyım 26 Kasım 2024 04:41
- Onların çocukları 19 Kasım 2024 04:42
- Etki ajanlığı 12 Kasım 2024 04:59
- Senaryo belli oldu 05 Kasım 2024 04:52
- Açılım senaryoları 29 Ekim 2024 04:48
- Haklar pazarlık konusu olmaz 22 Ekim 2024 04:13
- Erdoğan'ın dediklerinin meali 15 Ekim 2024 04:37
- Bilinen yalanlar 08 Ekim 2024 04:41
- Barış mücadelesi 01 Ekim 2024 04:48