Evrensel için yeni bir dönem
Evrensel için yeni bir dönem
Reklamları Kapat
24 Aralık 2024

İçeride ve dışarıda kriz...

Dikkatli okurlar hatırlayacaktır; Türkiye’de bir ekonomik kriz olduğu iddiasının doğru olmadığını yazmıştım. Yakın zamana kadar gerçekten yoktu.

Türkiye’de 2024’ün 2. çeyreğine (nisan-mayıs-haziran) gelinceye kadar ekonomik kriz yoktu, ama bu yoğun bir sömürü olmadığı anlamına gelmedi. Ekonomi canlıyken de şirketler devasa kârlar elde ederken işçi ve emekçiler aldıkları ücret ve maaşlarla geçimlerini sürdüremez duruma sıkıştırılmaktaydı. 2024’te örneğin asgari ücrete hiç zam yapılmadı ve yıl boyunca 17 bin TL’lik asgari ücret hemen bütün ücretlerin belirleyeni oldu. 2024 “emekliler yılı” ilan edildi, ama enflasyon yıl ortalaması yüzde 100’e yaklaşırken emekli maaşları sadece yüzde 20 arttı. Ekonominin büyümesiyle övünülürken gelir dağılımı emek gelirleri aleyhine yüzde 5-7 oranında bozuldu. Gelirlerden sermayenin aldığı pay arttı, ama emeğin payı yüzde 32’lerden 25’lere geriledi. Yiyecek-içecek türü zorunlu geçim maddeleri fiyatlarıyla kiralar ve ulaşım giderleri yüzde 100’ün üzerinde artmasıyla gerçek ücretlerin düşmesi, Pazar file ya da poşetlerinin giderek küçülmesi ve neredeyse boşalmasında yansıdı.

Türkiye büyüyor, ama emeğiyle geçinenler sürekli küçülüyordu.

2024’ün 2. çeyreğinden başlayarak büyümenin de sonuna gelindi. Artık Türkiye büyümüyor da. Gerçi özellikle tekeller hâlâ yüksek kârlar elde ediyor, ama ekonomi durgunluğu da geride bırakarak, artık krizle yüzleşiyor.

Artık rakamlarla oynamada son derece hünerli olan TÜİK de başka rakamları öne çıkarıp görünmez kılmaya çalışsa bile kapitalizmin krizini gizleyemiyor.

Ekonominin büyümesine kanıt olarak gösterilen gayrisafi yurt içi hasılanın artış oranı iki çeyrektir negatif. Yani GSYİH artmıyor, tersine azalıyor. Kendisinden önceki çeyreklere göre, mart-nisan-haziran aylarını kapsayan 2. çeyrekte ve bir sonraki 3. çeyrekte büyüme yüzde 0.2.

Sanayi üretiminde ise durum daha da vahim. Bu kez önceki çeyreklere göre değil, daha düşük bir gerilemeyi ifade eden 2023’ün aynı dönemine göre rakamlar veriliyor. Cmh. Bşk.lığı Strateji ve Bütçe Bşk.lığı, 2024’ün 1. çeyreğinde yüzde 4.9 olan sanayi üretimi artış oranını 2. çeyrekte -yüzde 1.8, 3. çeyrekteyse -2.2 olarak açıkladı. 4. çeyrekte küçülme daha da büyüyecek!

Sanayinin küçülme ya da daralmasında Erdoğan hükümetinin aldığı ekonomi kararlarının da payı var kuşkusuz. Şimşek ve öncellerinin aldığı her önlem sanayi ve ekonomide kriz unsurlarını biriktirdi.

Sanayinin daralması örneğin kapanan şirket sayısındaki artışta görünüyor. TOBB'nin verilerine göre, 2024'ün 11 ayında kurulan şirket sayısı geçen yıla göre yüzde 11.4 azaldı, kapanan şirket sayısı ise yüzde 19.7 arttı. Ancak daralma daha da çok artan işsizlikte yansıyor. Geniş tanımlı işsizlik oranı son bir yılda yüzde 29.2, işsiz sayısıysa 2.7 milyon arttı. Bunu fabrika ve işletmelerin giderek artan işçi atmalarıyla bu yöndeki açıklamalarında da görüyoruz.

Üst üste iki çeyrektir daralan sanayi üretimi, kapanan şirket ve büyüyen işsizlikle artık gerçek bir ekonomik krizdeyiz.

Üstelik “yandaş medya”nın abartılı övünmelerine rağmen ülke dışında da işlerin yaver gittiği söylenemez.

Evet, Erdoğan hükümeti HTŞ ile iş tutuyor ve yolunu açmaya çalışıyor. Ancak Colani’nin iki büyük destekçisi ABD ile İngiltere ve Türkiye’den çok onların sözünü dinlediği ve dinleyeceği su götürmez.

Verilmeye çalışılan onca İsrail karşıtı görüntüye rağmen bu ülkeyle ilişkiler artık mızrağın çuvala sığdırılabileceği boyutu aştı. Eskiden sadece İsrail’le ticarete ara verilmemesi derdi vardı hükümetin. Şimdi buna İsrail’le örtü ittifakı gizleme derdi eklendi. İki ülkenin Suriye’de amaç, hedef ve eylem birliği içinde oldukları apaçık ortada. ABD’nin komutasında İsrail’in güneyden, Türkiye’nin kuzeyden baskısıyla el birliğiyle Esad devrildi ve sadece Suriye değil Ortadoğu yeniden şekillendiriliyor.

En başta Kürt sorunu olmak üzere İsrail’le ayrışan çıkar ve hedefler yok değil. Bu konu ABD ile de ayrılık noktası.

Ve artık bölgede Türkiye’nin ABD ile arasındaki çelişme ve sürtüşmelere oynayarak kendi özel hedeflerini gerçekleştirmeye çalışacağı ciddi bir güç olarak Rusya da yok.

Fidan Şam manzarası karşısında Colani’yle çay içebilir ama bu Türkiye’nin dışarıdaki krizini çözmez!

Evrensel'i Takip Et