28 Aralık 2024 06:16

Ülkemiz işçi emekçileri 2025'i emek yılı yapacak güce ve deneyime sahiptir!

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan; salı günü saat 20.30’da toplanacak olan Asgari Ücret Tespit Komisyonunun (AÜTK) yapacağı toplantı için çağrıldı. Bakan Işıkhan toplantı için çağırıldığında mühimmat fabrikasındaki patlamayla ilgili gittiği Balıkesir’deydi. Çağrı üzerine alelacele Ankara’ya döndü. 20.30’da yapılacağı söylenen toplantıya yetişti!

Bu toplantılara herkesi Işıkhan çağırırdı. Ama bu sefer toplantı çağrısının kim tarafından yapıldığı belirtilmiyordu. Bu olağanüstü toplantının nedeni de bilinmiyordu. Belki bakana ve patron temsilcilerine söylenmişti. Ama en azından AÜTK’nin bileşeni olan Türk-İş tarafından bilinmiyordu. Nitekim toplantının gerekçesi kendilerine söylenmediği için Türk-İş toplantıya katılmayı reddetmişti!

Bakan Işıkhan saati 20.30 olarak belirlenen toplantıya yetişmişti. Ama anlaşılan toplantı filan yapılmamıştı. Bakan 20.35’te kameralar önüne çıkarak herhalde eline tutuşturulan kağıdı okumuştu.

Bakan Işıkhan’ın okuduğu kağıttan, 2025 yılında uygulanacak asgari ücretin 22 bin 104 TL olduğunu öğrendik. Asgari ücrete yapılan zam oranı yüzde 30 imiş.

İktidar ve patronlar böylece son yerel seçimden beri uluslararası finans merkezleri ve IMF‘ye verdikleri “asgari ücrete yüzde 25-30 dolayında zam” sözünü yerine getirdi. Eylül 2024’te OVP’ye konulan “beklenen enflasyon endeksli zam” vaadine bile uyulmadı.

Çünkü Merkez Bankasının 2025 sonunda “beklenen enflasyon hedefi” yüzde 21. 2025’in başında enflasyonun yüzde 46 civarı olacağı dikkate alındığında 2025’te beklenen ortalama enflasyon yaklaşık olarak (46+21)/2=33.5. Eğer asgari ücrete “beklenen enflasyon” oranında zam yapılsaydı en az yüzde 33.5 zam yapılacaktı. Ki, bugüne kadar beklenen enflasyon bir kez bile tutturulamamış, tersine gerçekleşen enflasyon beklenenin çok üstünde, bazen birkaç katı olmuştur!

22 BİN 104 TL’LİK ASGARİ ÜCRET IMF, TÜSİAD, MÜSİAD, MESS, TOBB’YE… HAYIRLI OLACAK!

Asgari ücretli işçiler, sendikalar ve emek güçlerinin yanı sıra yandaş olmayan iktisatçılar ve medya ilan edilen asgari ücretin işçileri nasıl büyük bir yoksulluğa mahkum etmek anlamına geldiğini yaptıkları hesaplarla gösteriyorlar. Geçim sıkıntısının büyümesi, görülmemiş yoksullaşma gibi alışılagelmiş ifadelerin yaşanacakları karşılamadığı açıkça görüldüğü için artık iktidarın ekonomik politikasıyla aldığı kararlar insafsızlık, acımasızlık, vicdansızlık… gibi ahlaki değerlerle izah edilmeye çalışılıyor.

Geçmiş yıllarda temmuz, haziran, mayıs… aylarında asgari ücretin açlık sınırının altına düşmesi eleştiriliyor, asgari ücrete “ara zam”, “ek zam” yapılması isteniyordu. Ama bu yıl asgari ücretli işçi şubatta alacağı ilk zamlı ücretin açlık sınırının altına düştüğünü görecek büyük olasılıkla. Bu, AÜTK’nin yarım yüzyıllık tarihinde bir ilk olacak!

Cumhurbaşkanı Erdoğan da sosyal medya hesabından yaptığı "2025 yılında asgari ücret, yüzde 30 artışla net 22 bin 104 TL olarak uygulanacaktır. Ülkemize ve milletimize hayırlı olsun" paylaşımı ile ilan edilen asgari ücretin arkasında olduğunu gösterdi.

Gerek Erdoğan gerekse AKP cenahı, “22 bin 104 TL’lik asgari ücret ülkemize ve milletimize hayırlı olsun” dedi. İlan edilen asgari ücret ülke ve millete değilse de IMF başta olmak üzere uluslararası odaklara; TÜSİAD, MÜSİAD, MESS, TOBB… gibi sermaye merkezlerine “Hayırlı olacak” görünmektedir. Nitekim ilan edilen asgari ücret emek güçleri içinde tepkiyle karşılanırken örneğin Borsa’da coşkuyla karşılandı.

MB de önceki gün politika faizini 250 baz puan indirerek yüzde 47.5’e çekti.

Böylece AÜTK’nin perşembe ya da cuma günü ilan edileceğini söylediği asgari ücreti salı gecesi bir operasyona dönüştürerek açıklamasının en azından bir nedeninin de MB’nin faiz indirimine dayanak yapılmak istenmesi olduğu görüldü.

TARİHİ KARAR: TÜRK-İŞ AÜTK’Yİ TERK ETTİ?

Türk-İş yarım yüzyıldır bazen alınan karara karşı çıkıp “muhalefet şerhi” koysa da AÜTK’nin uyumlu bir üyesi olagelmişti.

Ancak son yıllarda AÜTK içindeki etkisiz, pasif tutumu karşısında asgari ücretli işçiler ve emek güçleri tarafından eleştirilen Türk-İş’in, AÜTK’nin tamamen göstermelik bir “orta oyuncusu” konumuna itilmesi karşısında rahatsızlıkları büyümüştü. Türk-İş Başkanı Ergün Atalay bunu çeşitli biçimde ifade ediyordu. Salı gecesi asgari ücret tespitinin bir operasyona dönüştürülmesi karşısında Türk-İş toplantıya katılmayı reddediyor. Ertesi gün ise Ergün Atalay Türk-İş’in bundan böyle AÜTK’ye katılmayacağını söyledi. Bunun Türk-İş’in AÜTK tarihindeki en olumlu tutumu olduğunu söylemek herhalde yanlış olmaz.

Ancak şu da bir gerçek ki; eğer tek adam yönetiminin “AÜTK de ne oluyor, asgari ücreti de ben tespit ederim olur biter” diyerek AÜTK’yi tasfiye edip yola devam etmesi gibi bir niyeti yoksa; Türk-İş’in bu tutumunu Türk-İş içinde bir operasyona dönüştürmek istemesi de ihtimal dışı değildir.

Bu yüzden de Türk-İş yönetimi AÜTK yerine asgari ücretin tespitine

  • Asgari ücretli işçilerin doğrudan temsilcilerinin katılması,
  • Asgari ücretli işçilerin grev hakkıyla da donatılan demokratik bir mekanizma oluşturması,
  • Hak-İş ve DİSK’in yanı sıra tüm emek güçlerinin bu girişimin arkasında yer alması önemlidir.

2025’İ EMEK YILI YAPMAK MÜMKÜN!

Asgari ücretin en alt düzeyde tutulmasına tepkiler yaygın. CHP bugün Ankara’da bir mitingle asgari ücretin böyle belirlenmesini protesto edecek. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ziyaret ettiği Türk-İş, DİSK ve Hak-İş’i mitinge davet etti. Protesto eylemlerini yaygınlaştırarak sürdüreceklerini söyledi.

Emek Partisi, Sol Parti, Türkiye İşçi Partisi, DEM Parti… tüm emekten yana parti ve çevreler asgari ücretin böyle bir düzeyde belirlenmesine tepkilerini ifade ederken ortak mücadelenin önemine dikkat çektiler. Ki, eylemler yaygınlaşıp ilerledikçe ortak mücadelenin gereği ve önemi daha da öne çıkacaktır. Nitekim son aylarda irili ufaklı her eylemde “Birleşe birleşe kazanacağız” sloganının öne çıkması ortak mücadele isteğinin bir söylem olmanın ötesinde anlam kazanacağını göstermektedir.

Asgari ücretin en alt düzeyde belirlenmesi, emekli maaşlarına yapılacak zammın da en alt düzeyde tutulacağını açıkça göstermiştir.

Dahası 2025 yılı içinde;

  • 2025’in başında başlayacak kamu işçilerinin TİS’inde,
  • Ağustos ayında yapılacak kamu emekçilerinin toplu görüşmesinde,
  • Eylül ayında 150 bin işçiyi kapsayan metal iş kolundaki büyük grup TİS’inde,
  • Petrol ve kimya iş kolundaki grup sözleşmesinde,
  • Sendikasız iş yerlerindeki zamlarda asgari ücrete yapılan yüzde 30 zam kriter alınacaktır. Bu konuda iktidar ve sermaye örgütlerinin desteği arkalarında olacaktır.

Yani işçiler ve kamu emekçileri, sadece patronlar ve patron örgütleri değil iktidarın ekonomik politikasını da püskürtecek bir mücadeleyi göze almak zorunda kalacaklardır.

Yukarıda oluşan tablo 2025’in sermaye ile işçi ve emekçiler arasında tam bir güç mücadelesi yılı olacağının tablosudur. Emekçiler birleşerek taleplerine sahip çıkabilirse 2025 emek mücadelesinin birlik ve mücadelede yeni bir safhaya geçeceği bir “emek yılı” olmaya adaydır.

Ülkemiz işçi, emekçileri böyle bir mücadeleyi başaracak güce ve deneyime de sahiptir. Aksi halde, her sendikanın ayrı ayrı durduğu, her kafadan ayrı sesin çıktığı, ortak mücadeleden uzak durulduğu koşullarda 2025 işçiler ve emekçiler için bir kabus yılı olmaya da adaydır.

Sermaye ve iktidarı, amaçlarına varmak için çok kararlı olduğunu asgari ücreti 22 bin 104 TL ilan ederek açıkça ortaya koymuştur!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa