Algı yaratmak mı, bilgilendirmek mi?
Görsel: Evrensel
Bizdeki medya birkaçı hariç iyice bozuldu. Haber vermek, halkı bilgilendirmek, gerçekleri aktarmak, sorunları tartışmak yerine, çok okunan/takip edilen bir olay üzerinden algı operasyonu yapıyorlar. Örnek olarak Narin Güran cinayeti davasını gösterebiliriz. Haber magazin haberi haline getirildi. Üç kişiye ağırlaştırılmış müebbet cezası verildi ama basın tarafından ceza az bulundu. Daha fazla nasıl bir ceza verilebilirdi? Onu da yazmıyorlar. Haberi magazinleştirenlere göre sonuç tatmin edici değil. Peki, aynı şeyleri günlerce acıklı ifadelerle tekrarlamak ve sonuca isyan etmek dışında ne yaptınız? Feodal sistemi mi eleştirdiniz? Cinayet soruşturmalarındaki kolluk güçlerinin acınası durumunu mu tartıştınız? Elli senedir kurulmayan adli polis sisteminin neden kurulmadığını mı sorguladınız? Avukatların ve savcıların yetki ve görevlerini mi tartıştınız? İktidarlara yakın kişi ve grupların yargı ve kolluk güçlerince kayırılmasını mı kınadınız? Çoğu duruşma salonuna dahi girmeden, dosyadaki belgelerin bir sayfasını bile görmeden haberler yaptı günlerce.
Öcalan’ın Mecliste konuşması meselesi de öyle…
Devlet Bahçeli’nin süreci başlatmasının üzerinden üç ay geçti. Olay yine magazinleştirildi. Çeşitli çevrelerin ve iktidar yanlılarının algı oluşturma ve basının magazinleştirme çabası dışında bir şey yok. Bilgi alamıyoruz, gerçeklere ulaşamıyoruz. Öcalan Meclisten ya da İmralı’dan PKK’nin feshedilmesi gerektiğini söylediği, silahların bırakılması çağrısı yaptığı ve karşılık olarak umut hakkı konusunda bir yasal düzenleme yapıp Öcalan ev hapsine çıkarıldığı zaman bitecek mi süreç? Hepsi bu mu? Ya da bu bir başlangıç mı olacak? Verilen vaatler, sözler tutulacak mı? Yoksa on sene sonra İmralı’ya, Kandil’e gönderilenler, barış sürecinde önemli rol oynayacak denilenler; “terör örgütü üyesi” denilerek yargılanıp cezalandırılacak mı? Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, Eski HDP Başkanı Selahattin Demirtaş gibi.
İktidar yetkililerine soru sorulamıyor. Birkaç cılız soru girişimine ise onlar cevap vermiyor. Öcalan silahları bırakın diyecek, devlet de onu hapishaneden ev hapsine çıkaracak da kayyıma devredilen belediyeler ne olacak? Kumpas davaları, gizli tanıkların sözde ifadeleri ile yıllardır hapsedilenler ne olacak? Hak ve özgürlükler eskiden olduğu gibi pazarlık konusu mu yapılacak? Basın bunları mı sormalı yoksa iktidar ya da muhalefet tarafını tutup onların pozisyonlarına göre algı yaratma ile mi yetinmeli?
Suriye meselesi de öyle? Suriye’yi aldık, Emevi Camii’nde namaz kıldık/kılacağız hikayeleri dışında anlatacak bir şey, sorulacak soru yok mu? Bakanlar Suriye’ye okul, yol, ev yapacağız diyor, niye yapıyoruz? Paraları kim verecek? Türkiye’nin bütçesinden bugüne kadar Suriye’ye ne kadar para verildi? Bir diktatörün yıkılıp daha kötü bir diktatörün iktidar olmasına niye bu kadar seviniyor iktidar yanlıları? Suriye şimdi özgürleşti mi, demokratikleşti mi?
Yeni yılda sağlık, mutluluk, özgürlükler ile birlikte basın gibi bir basın dilerim. İyi yıllar.
- Çetin günlere hazırlanmak gerek 24 Aralık 2024 04:41
- Kartlar yeniden karılıyor 17 Aralık 2024 04:41
- Suriye'yi bekleyen 10 Aralık 2024 05:01
- Savaşa ve yoksulluğa karşı ittifak 03 Aralık 2024 06:40
- Kayyım 26 Kasım 2024 04:41
- Onların çocukları 19 Kasım 2024 04:42
- Etki ajanlığı 12 Kasım 2024 04:59
- Senaryo belli oldu 05 Kasım 2024 04:52
- Açılım senaryoları 29 Ekim 2024 04:48
- Haklar pazarlık konusu olmaz 22 Ekim 2024 04:13
- Erdoğan'ın dediklerinin meali 15 Ekim 2024 04:37
- Bilinen yalanlar 08 Ekim 2024 04:41