Erbaa’da bir garip sponsorluk öyküsü- 2

Geçen hafta bu satırlarda, Tokat’ın profesyonel liglerdeki iki temsilcisinden biri olan Merkür Jet Erbaaspor’un yaşadığı ilginç sponsorluk hikayesini yazmıştım. Bu hikayenin taraflarından biri olan, kulübün Eski Başkanı ve Merkür Holding Kurucusu Halis Din yazımın ardından bana ulaştı. Haliyle hikayeye bir güncelleme yapmamız icap ediyor.

Önce olayı anımsayalım.

Erbaaspor’u 3. Lig’den 2. Lig’e çıkaran ve Tokat’ta “efsane başkan” olarak nitelendirilmeye başlanan Halis Din, 2. Lig’de peş peşe gelen kötü sonuçların ardından kulüp başkanlığından ayrılmıştı. Yerine yeni bir yönetim gelmiş, kulüp de yavaş yavaş toparlanmıştı ki Halis Din bu ayın ortalarında Merkür Holding adına yaptığı bir paylaşımda kulüple yapılan sponsorluk sözleşmesini tek taraflı olarak feshettiklerini ve ikinci devre için ödedikleri 2.5 milyon lirayı geri istediklerini beyan etti. Sözleşmenin feshi için gerekçe olarak, şirketinin ismine zarar veren bir kişinin hâlâ Erbaaspor’da çalışıyor olmasını gösterdi. O kişi, kulübün Sportif Direktörü Çağrı Arslan’dı. Çağrı Arslan ise birkaç ay önce kulüp üzerinde döndüğünü iddia ettiği bir bahis şikesini açığa çıkarmıştı. Haliyle ortada garip bir tablo vardı.

Şimdi madalyonun öbür yüzünden manzaraya bakacağız.

Halis Din’e öncelikle Çağrı Arslan’ın kimin döneminde kulübe alındığını sordum. Kendi döneminde alındığını söyledi ve bunun gerekçesi olarak da Erbaa’nın küçük bir ilçe olduğunu, kulübün iç işlerinin dışarıya yayılmaması için dışarıdan birisini getirdiğini belirtti. Ancak umduğunun tam tersi olduğunu, Çağrı Arslan’ın kulüpte hangi futbolcuya ne kadar ödeme yapıldığından alınan kararlara kadar pek çok şeyi üçüncü şahıslarla paylaştığını, bunun da hem şehirde hem de takımda huzursuzluk yarattığını iddia etti.

Ancak asıl sıkıntı bu değildi.

Halis Din’in iddiasına göre kulübün kamp yaptığı Erzincan’daki tesislerin yetkilisi, Halis Din görevi bıraktıktan sonra kendisine gelerek Çağrı Arslan’ın bu kamp için kendisinden yüklü bir komisyon aldığını söylemiş. İftira olma ihtimalini dile getirdiğimde Halis Din bununla ilgili ses kayıtları ve yazışmaların mevcut olduğunu da belirtti.

Ayrıca Erbaa’da belediyeden bir yetkiliye de teyit ettirdiği daha vahim bir iddiayı da dile getirdi. Halis Din’in iddiasına göre, Çağrı Arslan dört futbolcunun transferinden komisyon almış. Kendisi bunu ileri sürerek belediyeye ulaştığında ise yetkililer “Bizim de kulağımıza maalesef böyle şeyler geldi” diyerek Din’i teyit etmiş.

Üstüne üstlük bu konu, Erbaaspor’un mevcut yönetimine de bizzat Halis Din tarafından iletilmiş. Zaten sponsorluk sözleşmesinin feshedilmesi de kimsenin bu konuyla ilgili bir girişimde bulunmamasının ardından yaşanmış.

Peki, Çağrı Arslan neden hâlâ görevde?

Halis Din’in bu konuda iki teorisi oldu. İlk teorisi, Erbaaspor yönetiminin Çağrı Arslan’ın Nuri Şahin’in halen Dortmund’da da beraber çalıştığı teknik heyetinden Ertuğrul Arslan’ın akrabası olmasının kulübe bir fayda sağlayacağına dair beklentileri olması. İkinci teorisi ise Çağrı Arslan’ın etrafına TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu ve Yardımcısı Mecnun Odyakmaz ile çok samimi olduğuna dair dedikodular yaymasının insanlarda bir çekince yarattığı.

Bahis konularını ise ciddi bir şekilde yalanlayarak ne yönetimdeyken ne de şimdi Erbaaspor’un hiçbir maçına bahis oynamadığını, hatta taraftarı olduğu Fenerbahçe’nin dahi hiçbir maçına hayatında bahis oynamadığını belirtti.

Tabii aklımdaki asıl soruyu da sormadan geçmedim: Bir personel nedeniyle sponsorluk sözleşmesinin feshedilmesi haksız fesih olmuyor muydu?

Halis Din bunun üzerine kamuoyuna sadece asıl nedeni belirtmek için Çağrı Arslan’ı ileri sürdüklerini, sözleşmenin yasal yollarla feshedilebilmesi için geçerli sebepleri olduğunu ve bunların da neler olduğunu bana anlattı. Ancak yargı sürecine dair herhangi bir sorun çıkmaması adına ben inisiyatif alarak bunları yazmamayı tercih ediyorum. Kendisi zaten elindeki belgeleri iş yargı sürecine taşındığında paylaşacaktır.

Bakalım yeni yıl, bize neler getirecek?

Herkese iyi seneler!