02 Ocak 2025 04:28

Hakemlere takık kafalar

Sarı kart gösteren hakem

Görsel: Midjourney/Fırat Turgut/Evrensel

Paylaş

Futbol Federasyonu, puan kaybettikleri her maçtan sonra “Ligimizde adalet yok” ve “Yabancı hakem istiyoruz” yaygarası koparanlara karşı yıllar önce yapması gereken hamlesini gerçekleştirdi ve hakem atama yetkisinin kulüplere devredilmesi yönünde karar aldı.

Böylece bir anlamda kulüplere, “Madem sürekli olarak hakemlerden şikayet ediyorsunuz, buyurun siz atayın hakemleri” diyerek sorumluluktan da sıyrılmış oldu.

Bu karar çerçevesinde Merkez Hakem Kurulunun (MHK) şirketleşmesi öngörülüyor. Diğer ülkelerdeki örnekleri incelemişler ve şirketleşme modeliyle hakemlik sisteminin daha modern yönetilebileceği fikrini edinmişler!

Yani kendilerince hakem sorununu(!) çözecek sihirli formülü bulmuşlar!

Hakemler üzerinden adalet arama garabetinin sonu gelmiyor.

2000 yılından bugüne dek MHK tam 19 kez değişmiş. Başarısızlıkların sorumluluğunu hakemlere yükleme alışkanlığının neredeyse artık gelenek haline geldiği bir futbol ortamında MHK’nin bu kadar sık değişmesi hiç şaşırtıcı değil.

Şimdi şirketleşmeyi mucize bir çareymiş gibi sunuyorlar. MHK’nin şirketleşmesiyle birlikte bir anda hakem hatalarının ortadan kalkacağına ve futbolun gürültüsüz, patırtısız bir ortama kavuşacağına inanıyorlar. Acaba buna gerçekten inanıyorlar mı? İnanıyorlarsa futbolu hiç bilmiyorlar demektir…

Futbolda hakem hataları oyunun parçasıdır, yani bir anlamda kaçınılmazdır. Çünkü karşılaşma sırasında yaşanan pek çok pozisyon hakemin kolayca karar verebileceği kadar net değildir ve hakemin yorumunu gerektirir. İşin içine yorum girince de hakemin kararını beğenmeyenler, hatalı bulanlar illaki çıkacaktır. İki tarafı olan bu oyunda, pozisyonun aleyhine yorumlandığı taraf bunu hakem hatası olarak kabul edecek ve “Hakem hakkımızı gasbetti”, “Adalet istiyoruz” höykürmeleri eşliğinde ortalığı velveleye verecektir. Bunu bu şekilde söyleyebiliyoruz çünkü bugüne kadar hep böyle oldu…  

Her şeyden önce oyunu, kazanınca “Adalet var”, kaybedince “Adalet yok” şeklindeki arızalı yaklaşımın cenderesinden kurtarmak gerekiyor…

Televizyonda bir pozisyonu farklı açılardan defalarca izledikleri halde aynı kararda uzlaşamayanları gören biri azıcık muhakeme yapabilse, sahada anında karar vermek zorunda olan hakemlere yüklenmenin ne kadar büyük bir haksızlık olduğunu anlar…

Futbol belli bir seviyeye kadar bedensel temasa izin verilen bir oyun. Fakat temasın şiddeti dışarıdan gözlemlenerek her zaman doğru şekilde anlaşılamayabilir ve değerlendirilemeyebilir.

Temas işi çok karışık. Öyle ki bazı pozisyonlarda kimin, kime ne dozda şiddet uyguladığını anlayabilmenin tamamen imkansızlaştığı durumlar bile olabiliyor...

Futboldaki asıl sorun, oyunun doğasındaki bu temas olgusunu bir türlü anlayamayıp çalınan düdüklerden ciddi bir hakem sorunu olduğu sonucunu çıkaran ve sonrasında da yabancı hakem getirerek ya da MHK’yi şirketleştirerek kafalarında yarattıkları bu sorunu çözebileceklerine inanan sığ zihniyetli yöneticilerdir.

Oysa ki hakemleri etkilemeye, baskı altına almaya çalışmasalar ortada pek bir sorun kalmadığını görecekler…

Hakemler ne kadar dingin bir kafayla görev yaparsa performansları o kadar yükselir.

Ama tabii kazanmanın her şey demek olduğu ve kazanmak adına her yolun mübah kabul edildiği bir kültürde hakemlerin rahat bırakılması asla düşünülemez…

Temel hedef oyunu geliştirmek değil, kazanmak olunca kirli yöntemlerin devreye girmesi gecikmiyor.

Bugüne kadar yaşananlardan da anlaşılacağı üzere çözüm; hakemleri, MHK’yi değiştirmekte değil, “mutlak kazanmacı” kültürü değiştirmekte…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa