Verem değil yoksulluk ve yoksunluk öldürüyor
Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
Verem Farkındalık Haftası bize neyi hatırlatır?
Verem, sağlığın salt bedensel ve ruhsal değil aynı zamanda sosyal / siyasal iyilik hali olduğunu insanlığa belleten temel hastalıklardandır.
‘Yoksulların hastalığı’ der geçerseniz, zenginliğiniz beş para etmez. Zamanında ve etkin tedavi olamayan yoksullarda ilaçlara direnç gelişir, toplumda dirençli verem mikrobu artar, siz zenginler bu dirençli mikroplarla hasta olduğunuzda eyvallahlar olsun…
Sırça köşklerde sağlığın özelleştirilmesini savunursanız hayat verem ile gerçekliğinize ‘kan kusar’. Boşuna değil bizde sosyal güvencesi olmayanlar dahil ilacından hastanesine ücretsiz sağlık hizmeti sunulan belki de tek hastalığın verem olması.
Sosyal devletin sorumluluklarını hatırlatan, gereği yapılmadığında yeni salgınlar ile sistemi cezalandıran bir hastalık verem. Boşuna değil ‘verem maaşı’ vermesi devletin. Bu rakam 2024 yılı ikinci yarısı için aylık 9 bin 77 TL. idi.
Doksanlı yıllara kadar İzmir’in evsiz en yoksulları, yaz aylarında bankları mesken edinir, kış aylarını ise ücretsiz verem kliniklerinde uzun süre yatarak geçirirdi. Rivayet odur ki ilaçlarını kullanmayarak hayatta kalabilmek adına yoksulluğa karşı uzamış ve nükseden veremi tercih ederdiler. Bazılarının tek geçim kaynağı kanlarıydı. Sık sık para karşılığı kanlarını satardılar. Hastaneler onlar için kışın ayazında alternatifi olmayan sıcak bir yuva idi.
Yaşar Kemal’in Hüyükteki Nar Ağacı romanında; Memet ve arkadaşlarının verem salgınını bile bile, geçim derdine Çukurova’ya gitmeleri anlatılır: “Ölüm yokluktan iyi. Sıtma yokluktan iyi. Verem yokluktan iyi.”
Tüberküloz hastalığı koruyucu tedavi ile önlenebilen ve yine tedavi edilebilen bir hastalıktır. Ama erken tanı ve tedavi şart!
Yoksulluk ve yoksunluk çok az hastalıkta bu kadar iç içedir.
Verem, genellikle zayıflamış bağışıklık sistemine sahip bireylerde daha yaygın görülür.
Yoksulluk ve verem ilişkisi sosyal devlet varlık/yokluğunun özetidir:
- Ekonomik yoksulluk: Düşük gelirli bireylerde yetersiz beslenme, bağışıklık sistemini zayıflatır ve verem gibi hastalıklara karşı savunmasız hale getirir.
- Eğitim ve bilinç eksikliği: Yoksulların eğitime ulaşımı daha zor. Yetersiz eğitim, sağlık bilgisine erişimi kısıtlar. Bilgi eksikliği hastalık belirtilerini tanımakta ve tedaviye başvurmakta gecikebilirler.
- Sağlık hizmetlerine erişimde yoksullar dezavantajlıdır. Bu, teşhiste ve tedavide gecikmeye yol açar.
- Yaşam koşulları: Kalabalık ve hijyenik olmayan yaşam koşulları, bulaşıcı hastalıkların yayılma riskini artırır.
- Psikososyal faktörler: Yoksulluk, stres, kaygı ve depresyon gibi psikolojik sorunları da beraberinde getirebilir. Bu durumlar, bağışıklık sistemini daha da zayıflatabilir.
Görüldüğü üzere verem ve yoksulluk/yoksunluk arasındaki ilişki karmaşık ve çok boyutludur. Bu nedenle, veremle mücadelede yalnızca tıbbi tedavi değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik politikaların da geliştirilmesi önemlidir.
Müzik ve edebiyat ruhun gıdasıdır derler. Sahi bu hafta Chopin, Paganini ya da Felix Mendelsshon mu dinlesek! Üçü de verem hastası bestecilerdi. Ya verem tanısı ile üretmeye devam eden Kafka, Cahit Sıtkı Tarancı, Peyami Safa, Rıfat Ilgaz, Memet Fuat, Rüstü Onur okumaya ne dersiniz?
Verem ve hüzün sanatla iç içedir. Bunun klasik Türk müziğinde şaheseri sözleri Namık Kemal’e bestesi Hacı Arif Bey ait bir Segâh makamındaki meşhur şarkıdır: “Olmaz ilaç sine-i sâd pâreme
Çâre bulunmaz bilirim, yâreme
Baksa tabîbân-ı cihan, çareme
Çâre bulunmaz bilirim, yâreme”
Bu eser hayat arkadaşı Zülf-i Nigâr hanımın vereme yakalanması üzerine Hacı Arif Bey tarafından bestelenmişti.
Yoksullarda daha sık görülmekle birlikte onlarla sınırlı değildir verem. Simon Bolivar, Francois Mitterrand, Winston Churchill, John F. Kennedy, Roosevelt gibi tanınır siyasetçiler de veremden muzdarip olmuşlardı.
Bu hafta Verem Farkındalık Haftası. Eğer iki-üç haftadan uzun süren öksürük, balgam çıkarma, kan tükürme, yüksek ateş, gece terlemesi, kilo kaybı şikayetlerinin bir veya birkaçı varsa ve verem hastası ile uzun süreli temas söz konusu ise muayene olmayı ertelemeyin.
Tüberküloz, COVID-19’dan sonra en fazla kişiyi etkileyen ikinci önemli bulaşıcı hastalık olup dünyada ölüm nedenleri içinde 13. sıradadır. 2020'de “1.5 milyon insan tüberkülozdan öldü” unutmayalım.
COVID-19 salgını temel tüberküloz hizmetlerine erişimi ciddi şekilde etkileyerek öncesine oranla çok daha az sayıda kişiye tanı konularak tedavi edilebildi. Pandeminin yaraları sarılamadan bizdeki ekonomik çöküş bu sorunu daha da artıracağa benziyor.
Denebilir ki bizdeki ekonomik kriz yakın gelecekte hepimizi tüberküloz ile sınayabilir: Ya sosyal devlet ya verem!
Sağlıcakla kalın.
- Günah vergisi: Alkol 20 Ocak 2025 06:20
- Piyasalaşma ektiler, biçilen sağlığımız oldu 13 Ocak 2025 04:07
- Alfa kuşağı: Çeyrek yüzyıl biterken sağlık 30 Aralık 2024 04:32
- Nar: Sağlık, barış, esenlik 23 Aralık 2024 04:45
- Tamamlayıcı sağlık sigortası: Eksik olan ne? 16 Aralık 2024 04:47
- Barış kokusu: Ege denizi 09 Aralık 2024 04:53
- İnsandan inşaata demir eksikliği 02 Aralık 2024 04:48
- Bir davayı seyretmek: Başka bir sağlık sistemi mümkün 25 Kasım 2024 04:43
- Kırmızı kurdele: AIDS ve çocuk 18 Kasım 2024 04:04
- Hekim grevleri tüm dünyada tarihsel bir eşikte 11 Kasım 2024 04:50
- Özelleştirme yolunda aile hekimliği ya da sağlık hakkımız 04 Kasım 2024 04:11
- 2025 ya da sağlık: Yeni sağlık bütçesinin ipuçları 28 Ekim 2024 04:35