06 Ocak 2025 04:46

İklim değişikliği politikalarında Trump endişesi

YK Enerji kömür madeni

YK Enerji kömür madeni | Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel

Paylaş

ABD başkanlık seçimlerinde ipi bir dönem aradan sonra ikinci kez göğüsleyen Donald Trump önümüzdeki günlerde başkanlık koltuğunu Biden’dan almaya hazırlanıyor. İkinci Trump dönemi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Çevre Politikaları Uzmanı Prof. Dr. Okşan Bayülgen ABD'deki iklim politikalarının önemli ölçüde gerileyeceğini öngörüyor.

TRUMP: İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ALDATMACA, PETROL SIVI ALTIN

Trump’un ilk dönemdeki uygulamaları ve seçim sürecinde verdiği mesajlarla ikinci döneminde olası çevre politikalarına dair bir makale yayımlayan Bayülgen, halen Amerika’da Connecticut Üniversitesinde enerji dönüşümü, çevre politikaları, demokratikleşme ve siyasal kalkınma konularında uzmanlaşmış bir siyaset bilimcisi olarak çalışıyor. İklim değişikliğini bir “aldatmaca” olarak değerlendiren Trump’ın bu ay ikinci kez ABD koltuğuna oturacak olmasının iklim politikaları açısından bir felaket olabileceği uyarısında bulunan Bayülgen, Trump’ın ilk başkanlık döneminde ABD’yi Paris İklim Anlaşması’ndan çektiğini ve 125’den fazla çevre koruma mevzuatını zayıflattığının altını çiziyor. İklim değişikliğinin en önemli nedenleri arasında gösterilen fosil yakıtlardan petrolü “sıvı altın” olarak niteleyen Trump’ın yeniden ABD başkanlık koltuğuna oturmasının ABD’nin çevre politikalarını temelden ve olumsuz yönde değiştirebileceğini ileri süren Bayülgen “Böyle bir durum hem Amerika Birleşik Devletleri’ni (ABD) hem de dünyayı, küresel ısınmanın kötüleşen etkilerine karşı savunmasız bırakabilir” diyor.

TRUMP DAHA AZ ÇEVRE KORUMA DAHA ÇOK FOSİL YAKIT VADEDİYOR

Biden yönetiminin Enflasyonu Azaltma Yasası (IRA) gibi politikalar ile sera gaz emisyonlarının azaltılması ve temiz enerjinin teşvik edilmesi politikalarını önemli adımlar olarak değerlendiren Bayülgen, yenilenebilir enerji projelerine ve elektrikli araçların geliştirilmesine 10 yıl boyunca aktarılan 390 milyar doların, Trump tarafından kaldırılmasının söz konusu olduğunu belirtiyor. Bunu bir geri adım olarak yorumlayan Bayülgen, “Tam da ABD’nin temiz enerji yatırımlarının meyvelerini görmeye başlayacağı bir zamanda atılacak. Trump daha az çevre koruma, daha fazla fosil yakıt vadediyor. ABD’in batısındaki koruma alanlarını daraltacağını, daha fazla alanı madenciliğe açacağını, kamu arazilerinde ve sularında sondaj yapmayı kolaylaştıracağını söyledi. Trump’ın seçim kampanyası, fosil yakıt lobilerinden onlarca milyon dolarlık bağış aldı. Dolayısıyla bu çıkar gruplarının, Trump’ın yeni yönetimindeki enerji politikaları üzerinde önemli etkisi olacağı söylenebilir” diyor

BİLİM NE DİYORSA TRUMP TERSİNİ YAPACAK!

Trump’ın enerji politikaları arasında, çevre koruma alanında çalışan kurumların zayıflatılmasının da olduğunu aktaran Bayülgen, “Bunun gerçekleşmesi, temiz hava ve suya eşit erişim sağlama çabalarında önemli bir geri adım anlamına geleceği gibi, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine daha fazla maruz kalan dezavantajlı toplulukların kalıcı olarak kirlilikle karşı karşıya kalması anlamına da gelebilir” öngörüsünde bulunuyor.

ABD’de geçen yıl yaşanan ve milyarlarca dolarlık ekonomik zararların yanında can kayıplarına neden olan  24 doğal afetin şiddetlenen iklim krizinin çarpıcı sonuçları arasında olduğunu ileri süren Bayülgen, “Bilim insanları, insanlık için felaket anlamına gelecek bir ısınma seviyesini engelleyebilmenin, küresel emisyonları 2030 yılına kadar yarı yarıya düşürmeyi gerektirdiği uyarısında bulunuyor. Ne var ki Trump’ın fosil yakıt üretimini artırmaya yönelik politikaları, atmosferdeki sera gazlarını dört milyar ton artırabilir. Bu miktar, Avrupa Birliği ile Japonya’nın bir yıllık toplam emisyonlarına eş değer” diyor. 

EYALETLER BU POLİTİKALARA DİRENEBİLİR Mİ?

Trump’ın ilk hamlelerinden birinin, ABD’yi Paris İklim Anlaşması’ndan çekmek olabileceğini kaydeden Bayülgen, Trump tarafından aynı adımın ikinci kez atılmasının sera gazı emisyonlarında tarihi sorumluluğu en yüksek olan ülkenin iklim değişikliği ile mücadelede liderlik rolü üstlenmekten vazgeçtiğini ortaya koyacağına işaret etti. Bayülgen, bu noktada iklim politikalarını geliştirmeye yönelen eyaletlerin bu politikalara direnebileceği öngörüsünde bulunuyor. Bayülgen makalesinde şu görüşleri dile getiriyor; “Her halükarda ikinci bir Trump dönemi, iklim değişikliğiyle mücadelede büyük bir gerileme anlamına gelecek. Dünya, iklim değişikliği ile mücadelede belirleyici olacak bir 10 yıl ile karşı karşıya.” 

SORUNUN KAYNAĞI, OLAN SİSTEMDEN KOPUŞ DEĞİL, SİSTEM İÇİ ÇÖZÜM

Bayülgen makalesinde, Trump’un fosil yakıtları destekleyen ve iklim değişikliğini inkar eden politikalarına karşı “yenilenebilir, temiz enerji” olarak tanımladığı RES, GES gibi yatırımları “temiz enerji devrimi” olarak niteliyor. Bu yaklaşım, iklim değişikliğinin nedeni olarak gösterilen kapitalist üretim ilişkilerinde bir kopuştan öte bir ray değişimi olarak yorumlanabilir. İklimle ilgili sorunların kaynağı olan sistemi değiştirmeden sistem içi ve kaplumbağa hızı giden değişikliklerin (ki bu bile tartışmalı) küresel ısınmayı ne kadar önleyebileceğine Bayülgen’in değerlendirmelerinde yer verilmemiş. Oysa ortaya konan bilimsel veriler sistemden radikal bir kopuş olmadığı sürece kapitalistlerin küresel ısınmayı önlemeye dönük önemli bir politika değişikliğine gitmediklerini, bu nedenle de Paris İklim Anlaşması’nda ortaya konan hedeflerin “kadük” kaldığını ortaya koyuyor. İkinci Trump dönemi belki de bu yüzden “Bir şey yapılıyormuş” perdesine bile ihtiyaç duyulmayacağı, kapitalist ülkelerin zaten ayak diredikleri iklim değişikliğine karşı politikalardan tamamen vazgeçtiklerinin adının konacağı bir dönem olabilir. Küresel ısınmadan en çok zarar gören dünyanın geri kalmış ülkeleri ve tüm dünya ülkelerindeki emekçi sınıfların bu politikalar karşısında kapitalizmle bu işin olmayacağı gerçeğini daha görünür kılabilir. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa