08 Ocak 2025 04:29

Kapitalizmde Göç

Depremzede mülteciler

Fotoğraf: Fatih Polat/Evrensel

Paylaş

Marx belirli bir üretim tarzı altındaki sosyal süreçlerin tarih-aşırı kategorilerle anlaşılamayacağını ifade eder. Tarih-aşırı kategorilerin spesifik üretim tarzları filtresinden geçirilerek ele alınması onun yönteminin ayırıcı bir özelliğidir. Göç de tıpkı, üretim, tüketim, ihtiyaç, çalışma vb. gibi neredeyse insanlık tarihi kadar eskiye uzanan tarih-aşırı bir kategori olmakla birlikte modern göç olgusu ya da kapitalist üretim tarzı altında göç, kapitalizm öncesi biçimlerinden farklı dinamiklere sahip.

Çok ölçekli bir süreç olarak göç, günümüzde kapitalizmin gerek yapısal gerekse de dönemsel dinamiklerinin belirleyiciliği altında karşımıza çıkıyor. Kapitalizmde göç kapitalizme içkin eşitsizliklerin bir sonucu olarak ortaya çıkarken bütün bir göç süreci boyunca ve göç sonrasında zaman, mekân, sınıf, cinsiyet, yaş, ırk, etnisite gibi bağlamlarda da eşitsizlikleri yeniden üretiyor, derinleştiriyor.

Göç çeşitli bağlamlarda açığa çıkıyor günümüz kapitalizminde. Sermayenin küresel rekabetinde en önemli unsur olan vasıflı ya da vasıfsız iş gücü talebi emek göçü olarak tanımlanan olguyu karşımıza çıkarıyor. Bakım kriziyle ilişkili olarak kadınların uluslararası göçünde yaşanan artış göçün feminizasyonu tartışmalarını gündeme taşıyor. Kapitalist güçlerin kaynak paylaşım savaşları milyonlarca insanı yasal ya da yasa dışı yollarla göçe zorluyor. Kapitalist sistemin yarattığı çevresel yıkım, ekolojik felaket, iklim krizi insanların farklı coğrafyalara göçünü zorunlu kılıyor. Kapitalizmin krizlerle sarsıldığı bu dönemde pek çok ülkede iktidara gelen otoriter yönetimler, insan hakları, demokrasi, güvenlik vb. ilkeleri hiçe sayarak insani yaşam ve güvenlik arayışındaki pek çok insanı yerinden ediyor.

Tüm bu süreç karşımıza, örülmeye çalışılan duvarlar, sınır dışı edilme tehditleri, merdiven altı yaşamlar, düşük ücretler, uzun çalışma zamanı, ayrımcılık, yükselen yabancı düşmanlığı, atölyelerde hayatını kaybeden göçmen çocuk işçiler, kıyıya vuran Aylan bebek olarak çıkıyor.

Şüphesiz sosyal bilimler bunu seyredemezdi, seyretmedi de. Bu anlamda göç olgusu uluslararası ve ulusal düzeyde çok sayıda çalışmaya konu oldu. Bu çalışmalar anlamlı bulgular, anlamlı tespitler, anlamlı politika önerileri ortaya koydular. Ancak Marksist bir çerçeveden konuya odaklanan çalışma sayısının yetersizliği de her zaman ifade edildi. Bu durum tabiatıyla Marksist kuramın bu alana katkılarının da nispeten daha sınırlı kalmasına yol açtı.

Tam da böylesi bir dertle Türkiye’nin önde gelen Sosyal Bilimler Dergisi Praksis’te Demet Özmen Yılmaz ve Umut Ulukan’la birlikte bir göç sayısı hazırladık. Adını da “Kapitalizmde Göç” koyduk.  İlgilenen okuyucular için biraz içeriğinden bahsetmek isterim. Dosyamızın ilk yazısında Sungur Savran’ın 2022 yılında basımı yapılan, Refugees on the Move. Crisis and Response in Turkey and Europe isimli kitap için kaleme aldığı “Göçün Ekonomi Politiği” makalesini, üstelik kendi çevirisiyle okuyucumuz ile buluşturuyoruz. Cenk Saraçoğlu’nun “Sınıfsal Bir İlişki ve Süreç Olarak Mültecilik: Türkiye’nin Suriyeli Mülteci Meselesini Nasıl Anlamalı? başlıklı makalesi dosyamızın ikinci yazısı. Üçüncü yazımızda M. Meryem Kurtulmuş “Kapitalizm, Göçmen İşçiler ve Sendikalar” adlı çalışması ile bizleri göç ve göçmen emeğini kapitalist üretim ilişkileri bağlamında oynadığı rol üzerinden tartışmaya davet ediyor. Dosyamızın dördüncü yazısı “Çaya Ortak Olmak: Doğu Karadeniz'de Göç Dinamikleri ve Yarıcılık” başlığını taşıyor. Nihan Ciğerci Ulukan ve Umut Ulukan’ın kapsamlı bir alan araştırmasına dayanan çalışması tarımda kapitalist dönüşümle birlikte kırda yaşanan değişimleri ve iç göçü Doğu Karadeniz özelinde tartışıyor. “Sosyal Yardımlar ve Emek Göçü İlişkisi: Türkiye İçin Gözlemler, Sorular, Yanıtlar” başlıklı çalışmada ise Denizcan Kutlu emeğin göç temelli hareketliliği ve sosyal yardımlar arasındaki ilişkiler alanını sorgulamaya açıyor. Dosyamızın altıncı yazısında Ebru Başgül Tangün atık endüstrisindeki göçmen emeğine odaklanıyor. “Atık Endüstrisi Aracılığıyla Küresel Kapitalizme Eklemlenmede Göçmen Emeğinin Rolü” adlı çalışma Türkiye’de atık yönetiminin yeni bir birikim alanı olduğu ve geri dönüşüm faaliyeti ile atık endüstrisinin küresel kapitalizme yeni bir eklemlenme tarzı sunduğunu iddia ediyor. Dosyamızın son makalesi ise Emel Coşkun’un “Göç Süreçlerinde Aracıların Rolü: Körfez Ülkeleri ve Sahra Altı Afrikalı Göçmen Kadın Emeği” başlıklı çalışması. Coşkun göçmen kadın emeğini karşılaştırmalı bir perspektifle ele alıyor.  

Çalışmaların her biri kendi alanında önemli eksiklikleri dolduracak nitelikteki makaleler. Bu anlamda onları Praksis Dergisi’nin “Kapitalizmde Göç” sayısında okurlarla buluşturmaktan dolayı mutluyuz.

Son sözü Murathan Mungan’a bırakalım…

/dağılsak da göç yollarında yarın bizim bütün dünya… 

İyi okumalar….

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa