09 Ocak 2025 04:37

Oyunu saha dışına taşımak

Stadyum'da Amedspor maçını izleyen taraftarlar

Fotoğraf: Dİlan Temiz/Evrensel

Paylaş

Şampiyonluk yarışındaki iki takım baskıyla, manipülasyonla, kışkırtmayla, algıyla avantaj elde etmek adına federasyon, MHK, hakemler ve birbirleri hakkında ergen seviyesinde atıp tutmayı sürdürüyor.

Kışkırttıkları taraftardan beklentileri büyük ama bunun bir bedeli de oluyor. Gaza gelen taraftarlarının yaptığı “çirkin ve kötü tezahürat” nedeniyle hemen her hafta PFDK’ye sevk edilip ciddi miktarda para cezasına çarptırılıyorlar.

Görünen o ki para cezalarını pek umursadıkları yok. Oysa sezon boyunca ödedikleri cezaların toplamına baksalar küfür yüzünden ne kadar para kaybettiklerine şaşırabilirler.

Tabii gözlemcilerin raporunda yer alan “çirkin ve kötü tezahürat” ifadesinden kastedilen aslında düpedüz hakemleri ve rakibi korkutma, sindirme, baskı altına alma amacıyla binlerce bazen on binlerce kişinin bir ağızdan ettiği cinsiyetçi küfürler.

Cinsiyetçi küfürleri engellemeye yönelik hiçbir niyet ve çaba görünmüyor. Bu küfürler aynı zamanda toplumsal hayattaki eril saldırganlığı da besleyip pekiştiriyor…

Yöneticilerin ve teknik direktörlerin kışkırtıcı açıklamalarının diğer bir amacı, dikkatleri ortaya koydukları berbat futboldan uzak tutmak. Gerçekten de bu iki takım, diğer kulüplerden kopmuş olsa da istikrarlı bir iyi oyun grafiği yakalamanın çok uzağında görünüyor.

Ortada futbol seviyesi açısından özellikle teknik direktörlerin utanmasını gerektirecek kadar sefil bir tablo varken, onlar büyük bir pişkinlik içinde türlü bahaneler üretip durumu idare ediyor.

İki takımın da bireysel becerisi yüksek oyuncuların sahne aldığı saman alevi misali parlayan kısa süreli anlar dışında oyunda ağırlıklarını hissettirebildiklerini söylemek zor.

Galatasaray bu sezonki en etkili oyununu Avrupa Ligi grubunda İngiltere’nin güçlü ekiplerinden Tottenham karşısında sergiledi. Ancak belli ki bu etkili oyun o maça özgü bir motivasyonun ürünüymüş. Zira sarı-kırmızılı ekip ondan sonraki hiçbir maçında bu oyun seviyesinin yanına dahi yaklaşamadı.

Savunmasını hâlâ tam anlamıyla oturtamaması Galatasaray’ın en ciddi handikabı gibi görünüyor. Sarı-kırmızılılar bazı maçlarda kademe ve pozisyon alma bilgisi zayıf devşirme kanat savunucuları ve ağır stoperlerle oynamanın bedelini ödese de şimdiye kadar en azından yediği kadar atabildiği için ligde yenilgisiz kalmayı başardı.

Şampiyonluk yarışında Galatasaray ile çekişen Fenerbahçe’nin oyunu da umut vermiyor. Takımın yükünü 39 yaşındaki Edin Dzeko’nun çekmesi aslında çok şey anlatıyor. Mourinho’nun uzun ve hızlı gelgitler gerektiren “sağlamcı” oyun anlayışı 30 yaş civarı ve üstü oyuncular için fazlasıyla yorucu ve yıpratıcı.

O nedenle şu anki vasat performans bile sürdürülebilir görünmüyor.

Sezon başında Fenerbahçe’yi sırtlayacakları izlenimi veren Fred, Szymansky, İsmail Yüksek gibi oyuncuların haftalar geçtikçe giderek formdan düşmesi, bunun yanında Saint-Maximin gibi önemli özelliklere sahip bir oyuncunun bir türlü disipline edilip takım oyununa katkı sunacak hale getirilememesi de Mourinho ile ilgili soru işaretleri doğuruyor.

Herkes ondan oyuncularının ve takımının performansını yükseltmesini beklerken o çekiştikleri takımla ve hakemlerle ilgili küstahça açıklamalar yapmayı tercih ediyor. Beklentileri karşılayamamasının nedenlerini açıklayacağı ve bunun hesabını vereceği yerde konuyu saha dışına taşıyor. Hiçbir yönetici de ona, “Sana bunca parayı oyuncuları ve oyunu geliştirmen için veriyoruz, saha dışı meselelerini bize bırak sen işine odaklan” diyemediği için dilediği gibi zırvalamayı sürdürüyor…

Takımların saha içi performansından çok, saha dışı faktörler yardımıyla yol almaya çalıştığı bir futbol ortamında oyunun vasat seviye civarında seyretmesi bile başarı sayılabilir…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa