16 Ocak 2025 04:59

Burjuva devletleri halklar için mi savaşıyorlar?

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

ABD’nin Los Angeles bölgesinde büyük tahribata yol açan yangının söndürülememesinin nedenleri arasında gösterilen su yetersizliği ile İsrail destekçisi Wonderful Company şirketi arasındaki ilişki basına yansıdı. Haber-yorumlara bakılırsa tarım sektörüne büyük yatırımlarıyla tanınan şirket ve sahipleri (Resnick ailesi), California’daki 130 bin dönümlük arazide suyun büyük bölümünü kullandığı için su bulunamamış ve yangın söndürülememiştir! Devlet yöneticileri milyar dolarlarla oynayan ve etki alanları için dünyanın hemen her tarafında rakiplerine karşı her tür aracı kullanmaktan geri durmayan emperyalist kapitalist dünyanın bu ‘en gelişmiş ve güçlü ülkesi’nde büyük Amerikan tekellerinden birinin tarım alanında, bir başkasının silah sanayisinde, ötekisinin dijital teknoloji vs. alanında ihtiyaç duyduğu nesneler üzerinden ahalinin ihtiyaçlarıyla oynaması ve yaşam alanlarının yıkımı pahasına yeni milyarlar kazanması vakai adiyedendir. Ama tekelci kapitalizmin günümüz dünyasında bu tür yıkıcı faaliyet sadece bir ülke açısından değil, dünya ölçekli geçerlidir. Birinde yangınlar, ötekinde deprem, bir başkasında salgın hastalıklar kasıp-kavurucu sonuçlar doğurabilir de bunların önlenmesi için kaynak yok denir ama sıra ranta gelindiğinde sermaye büyük meblağlarla oradan oraya transfer edilmekte zorluk çekilmez.

O bir yana, savaş vurgunları için ülkeler yıkıma uğratılır, halklar kana boğulur. Kiminde milyonlarcası ölüme gönderilip milyonlarcası sakat bırakılır. Sonuçta ve her halükarda kazanan silah, enerji, inşaat-demir çelik gibi tekeller olur. Güncel-aktüel örnekler Ukrayna ve Suriye’dir. Terör çeteleri beslenir, ordulaştırılır, silahlandırılıp yıkımı istenen yönetimlere ya da zayıf düşürülmesinde yarar görülen rakiplere karşı harekete geçirilir. Ukrayna’da örneğin Amerikan emperyalizminin 100 milyar dolar; İngiliz, Alman, Fransız ve öteki Batılı emperyalist haydutların toplamında yüzlerce milyar avro harcamaları, Zelensky adlı oyuncağın hatırı için olmasa gerek! Amerikalılar “maliyetli oyun!” diyorlarmış! HIMARS roket rampaları, Patriot sistemleri, Javelin füzeleri, Abrams tanklarıyla F-16 savaş uçakları bu oyunu kuran tekellerle onların çıkarına işleyen çarkın oyun araçları olmalı! ExxonMobil, Chevron ve Cheniere Energy gibi Amerikan tekelleri Rus gazının ihracına karşı lobi çalışmalarına dahi yüzlerce milyon dolar harcadılar.

Suriye’nin niçin ve nasıl yıkıma sürüklendiğini henüz anlamamış olanlar varsa eğer, bu ülkenin “yeniden imarı” gerekçesiyle pazarlığa oturan devlet-hükümet güçlerinin kimliğine baksınlar. Emperyalist Batılı çakal sürüsüyle bölgenin kral, emir, başkan türü yağma heveslileri “malı paylaşma oranı üzerine” birbirleriyle hesap-kitap halindeler. Sorunun bölge hakimiyeti kavgasında pürüz olarak görülen(ler)in devre dışı bırakılması olduğu; dün terörist denenlerin bugün makbul muhatap devlet yöneticileri olarak protokollerle karşılanmalarının, öyle riyakarca reklamı yapıldığı üzere demokrasi, hak-hukuk-adalet-huzur vs. ile bağı bulunmadığı apaçıktır. Bu çirkefte hangi gücün hangi oranda baskın olduğu; kimin hangi oranda pay kaptığının halk kitlelerine bir getirisi yoktur. Aksine körüklenen milliyetçi, dini-mezhebi farklılıklar üzerinden düşmanlaştırıcı öncelikler yarışıdır. Pazarlıkçı güçlerin hiçbiri çünkü propagandalarında öne çıkardıkları ne olursa olsun Arap, Kürt, Türk, Fars, Azeri, Çerkez, Durzi, Sunni, Alevi, Yahudi milliyet ve inançlarından halkların dostu değildir. Ülkelerinde işçi sınıfı başta olmak üzere halk kitlelerine karşı izledikleri politikalar işsizlik, yoksulluk, açlık, barınaksızlık, baskı ve savaş üretici sistemi korumaya ayarlı olduğu gibi uluslararası alanda da yağmacı ve köleleştiricidirler.

Bölgenin büyük gücü, yüzyılın düzen kurucu devleti ve ülkesi propagandasıyla Kuzey Afrika’dan Ortadoğu ve Ukrayna’ya geniş bölgelerde Osmanlıcılığa soyunan Türkiye yönetenlerinin terörist Colani’den devlet başkanı Şara çıkarma operasyonu da yukarıdaki kapsam içindedir. Bir yandan Suriye’yi kaosa sürükleyen operasyonların faali olarak çetelerin yönetimini halk iradesiyle özdeş gösterirken, diğer yandan yüzyılı aşkın süredir ret ve asimilasyonla çözüme kavuşturmaya soyunduğu Kürt sorununun boğucu bir kemer gibi boynuna dolandığı günümüzde hâlâ tek millet söylemi ve dayatmasıyla yol almaya çalışan bir ülkenin yönetimi, temsilcisi olduğu tekellerin çıkarları için savaş halindedir. İçeride kendi talimatları doğrultusunda ekonomik verilerle oynayan kurumun ilan ettiği enflasyon yüzde  50’ler civarında iken asgari ücrete yüzde 30, emekli maaşlarına yüzde 11.5 -14.5 artışı yeterli sayıp ardından ‘iğneden ipliğe’ denemeyen ama ulaşımdan elektriğe, ekmekten peynir ve zeytine hemen tüm gıda maddeleriyle kira, eğitim ve sağlık harcamalarına yapılan zamlarla işi götüren AKP-MHP yönetimi hâlâ yüzde 40’lar civarında desteğe sahip olmasından da güç alarak manevra alanlarını genişletme çabasındadır. Rojava teslim, Colani başkan, Türkiye yetkili koordinatör olsun isteyerek Fransa gibi güçlere çalım atarken, Özel CHP’sinin “kırmızı kart!” oyuncağı ve iş yeri nöbetçiliği muhalefetine bakıp “Böylesi muhalefet her yönetime nasip olmaz!” diye de neşeleniyor olmalı!

Bütün bunlar birbirleriyle ilişkili gelişmelerdir ve ülke-bölge halklarının önüne dikilen sorunlarla barikatlar kapsamındadır. İşçiler, kenk-kır emekçileri, ekonomik-sosyal ve politik olarak baskı altında ve kötü yaşam koşullarına mahkum tutulduklarını düşünenlerin önünde, bu durumu henüz görememiş olanları da uyararak şu ya da bu taleple greve çıkan, direnişe geçen, iş yavaşlatan, boykot yapan, işten atılmaları, işten el çektirilmeleri, görevlerine zorla son verilmesini protesto edenleri destekleyecek; birbirlerinden güç alarak birlikte direnecek bir tutum almak duruyor. Bu tutum, bütün ülkelerin halk kitleleri için de ülkemizin sömürülenleri ve ezilenleri için de yaşam ve çalışma koşullarında iyileştirme, hak gasplarını engelleme, baskı ve saldırıları püskürtme; savaş ve işgallere barikat örme açısından gerekli olan tutumdur. Devletimiz şuna şuna sahip olsun, güç kazansın, şu kadar toprak fethetsin, şu şu halklara şu şu devletlere gücünü göstersin düşüncesi ve tutumundan güç alacak olan, dönüp bu olanağı kendisine sunan halk kitlelerine kılıç, süngü, makineli, tank-top tehdidinde bulunmaktan kaçınmayacaktır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa