Liderle sonuncu arasında mesafenin dayanılamaz kısalığı
Fotoğraf: Eren Bozkurt/AA
Yazıya maçın başında gerçekleşen bir Galatasaray hücumuyla başlamak istiyorum. Çünkü bu hücum bize gerek maça, gerekse de Galatasaray’daki oyuncuların taktik anlayışına ilişkin çok önemli şeyler söylüyor.
Dakika 4,04. Hâkimiyet Hatayspor’dayken Yunus Akgün ikinci bölgede yaptığı bir koşuyla topu Hatayspor’un sol beki Cumali Sertel’den kaparak Victor Osimhen’e oynuyor. Osimhen topu gerisindeki Dries Mertens’e bırakıyor. Ancak pası hatalı, ya da Mertens kontrol edemiyor diyelim.
Osimhen geri dönüp topu yeniden alıyor ve bu kez bindirme yapan Berkan Kutlu’ya oynuyor. Aşağıdaki fotoğrafta da görüldüğü gibi tehlikeli bölgede 5’e 5 oyuncu eşitliği var ve hücum inisiyatifi de Galatasaray’da.
Berkan Kutlu soldaki Barış Alper Yılmaz daha uygunken merkezdeki Mertens’e oynuyor.
Amacı Mertens’le ikiye bir oynamak.
Ancak Mertens’in top kaybı yapmasıyla Galatasaray hücumu sonlanmış oluyor. Burada gördüklerim şöyle:
- Yunus Akgün topu kapmasının ardından Osimhen’e pas verdikten sonra yavaşlıyor ve gelişmeleri izlemeye başlıyor.
- Osimhen Berkan Kutlu’ya pas verdikten sonra hemen ellerini açarak topu istiyor. Ancak burada Osimhen’in topu geri istemesinin rasyonel bir karşılığı yok. Bu hareket Galatasaray santrforunun takımının hücumunu sağlıklı okuyamadığını gösteriyor.
- Burada ilk fotoğrafta Hatayspor’un defansının sol tarafında, aynı hat üzerinde bulunan üç oyuncu görüyoruz. Akgün ve Osimhen’in yapması gereken o üçlüye doğru koşular yapmak, böylece rakip savunma hattının çizgisini ve ritmini bozarak Mertens’e alan açmak. Ancak Osimhen ve Yunus Akgün maçı izlemeyi seçtikleri için bunu yapmıyorlar. Sadece maçı izliyorlar.
- Mertens rakip baskısı altında artık klasik haline gelmiş top kayıplarından birini yapıyor. (Mertens maçı yüzde 62 pas isabeti ve 25 top kaybıyla tamamladı.)
Burada toplamda gördüğümüz şey aslında çok basit ve çok çarpıcı.
DÖVÜŞ FİLMİNDEN FIRLAMIŞ GİBİ
Galatasaray bir takım halinde değil, tek tek futbolcular üzerinden hücum yapıyor, dövüş filmlerinde sıkça tekrarlanan sekansta hep gördüğümüz gibi: Kalabalık bir grup kahramanımızın etrafını sarmıştır, ancak toplu hareket etmek yerine hepsi tek tek kahramanımıza saldırmakta ve kavga dışı bırakılmaktadır.
Galatasaraylı futbolcular da bu film sekanslarında görmeye alıştırıldığımız kalabalıklar gibi hücum ediyor; toplu halde değil, tek tek harekete geçerek.
STOPER BOŞLUĞUNU AŞAMAMAK
Buradan geçiyorum Galatasaray’ın hücumunu genelde nasıl şekillendirmeye çalıştığını gösteren ikinci örneğe. Yine maçın başı. Dakika 6,14’teyiz. Galatasaray geriden oyun kurmak istiyor ve top Abdülkerim Bardakcı’nın ayağında. Hatayspor Galatasaray’ın iki stoperine tek futbolcuyla Vincent Aboubakar ile baskı yapıyor. Bundan dolayı Galatasaray iki stoperinden birisi üzerinden kolayca oyun kurabiliyor. Ve yine aynı nedenden ötürü boş olan Galatasaray stoperinin önünde aşağıdaki da görüldüğü gibi kat edebileceği alanlar oluşuyor.
Ancak burada Bardakcı önündeki yaklaşık 20-25 metrelik alanı kat edip oyunu rakip yarı sahasında kurmak yerine alışmış olduğu bir şeyi yapıyor, yanındaki stoper arkadaşı Davinson Sànchez’e dönüyor.
Burada Sànchez de Hatayspor’un daha çok elemanla örttüğü kendi sol koridoruna doğru oynayınca Galatasaray hücumu tıkanıyor.
OYUN EZBERİ DEĞİL, EZBERE OYUN
Sırada yine kahramanın Bardakcı olduğu başka bir örnek var. Tam yarım dakika sonrası. Bardakcı bu kez önündeki stoper boşluğunu kat ederek oyun kurmak için Hatayspor yarı sahasına giriyor. Tam burada oyunu durdurup aşağıdaki fotoğraf üzerinden sahaya bakıyoruz.
Gördüğümüz şu: En soldaki Barış Alper Yılmaz elini açmış top istiyor. Ismail Jacobs rakip defans arkasına bir koşu gösteriyor. Onun yanındaki Mertens de hareketli. Osimhen de ceza sahası çizgisi üzerinde aksiyon halinde. En sağdaki Yunus Akgün ise merkeze yönelmek yerine çizgiye atmış kendini, böylece oyun dışında kalmış durumda.
Doğru oyun burada Bardakcı’nın yerden bir pasla takımın en hızlı oyuncusu olan Jacobs’u rakip ceza sahasında topla buluşturmasını gerektiriyor. Ancak Bardakcı sıklıkla yaptığı şeyi yaparak topu bel hizasında dışbükey bir vuruşla ortalıyor. Top Mertens’e geliyor, ancak ayağı kaydığı için topu kontrol edemiyor.
KENDİ DOĞRULARINDAN UZAKLAŞMAK
Bu üç örneği niçin aldım? Amacım doğru oyun üzerinden yapılan yanlışları göstermek değil. Amacım Galatasaray’ın kendi oyunundan ne kadar uzaklaşmış olduğuna dikkat çekmek.
Galatasaray Okan Buruk’un göreve getirildiği 2022-2023 sezonunun ilk yarısının ortalarına doğru ön alanda baskıya dayanan hızlı ve doğrudan bir futbol oynamaya başladı. Bu futboluyla da ligi kırdı.
Ön alan baskısı yapmanın temel amacı rakip savunmayı kendi kalesine en yakın olan bölgede defans kurgusundan uzaklaştığı zaman disiplininde dengesiz yakalayarak en kısa sürede rakip kaleye gitmektir.
Ve ön alan baskısı olmazsa olmaz iki kurguya dayanır.
- Takımın boyunun kısa olması.
- Topun olduğu bölgedeki rakip oyunculara bire bir (forechecking) baskı yapmak. (Buz hokeyinden alınan bir konsept olan forechecking’de temel amaç hücum bölgesinde rakip oyunculara yakından baskı yaparak topu (puck) geri kazanmaktır.)
Galatasaray 2022-2023 sezonunda kendi sahasında oynadığı ve 2-2 biten Alanyaspor maçında tam anlamıyla ortaya çıkan ön alan baskısına dayalı oyununu bu sezon Tottenham maçında zirveye çıkarmıştı. Ondan sonra düşüş başladı.
ÖNCE VE SONRA
Önceki iki sezona oranla Galatasaray’ın ön alan baskısına dayalı oyununda bu yıl gözle görünen bir fark var. O da şu. Galatasaray topla artık daha az oynuyor ve az isabetli pas yapıyor. Ayrıca önde daha az top kazanıyor, ki bu çok önemli.
Galatasaray buna karşın bu sezon daha hızlı hücum yapıyor. Bunun sonucunda hem kazandığı topları daha çok gole dönüştürebiliyor, hem de daha çok direkt hücum gerçekleştiriyor.
Bunu oyuncu bazlı analiz edersek şunları söylemek mümkün: Osimhen’in takıma katılması ve Galatasaray’ın hem ruhani hem de oyun lideri olan Mauro Icardi’nin sakatlanarak devre dışı kalmasıyla Galatasaray ön alan baskısından giderek uzaklaşmaya başladı. Çünkü ön alan baskısı takımın boyunun kısalığına dayandığı için buna sahada iki oyuncu yön verir: En ilerideki santrforla en gerideki stoper. (Tam burada 2011-2012 takımında Galatasaray’ın yaptığı presin en öndeki Johan Elmander’le en gerideki Tomas Ujfalusi’nin iki ellerini yana açarak takımı hücum baskısına yöneltmelerini hatırladım.)
Galatasaray’ın en öndeki oyuncusu artık Icardi değil, bu futbolcu Osimhen. Osimhen de taktik disiplin ve oyun bilgisi açısından ön alan baskısına liderlik yapabilecek kapasiteye sahip bir oyuncu değil. Artı oyundan çok, patlama yapacağı anları yaşıyor, bu anları kovalıyor.
Diğer taraftan Osimhen patlayıcılık anlamında dünya kalitesinde bir oyuncu. Başka bir deyişle Galatasaray’ın hücumlarını hızlandıran bir numaralı aktör.
Aslında ön alandaki bu görev değişimi, bize toplamda Galatasaray’ın bu sezon niçin ön alanda daha az top kazandığını, ancak bunlardan niçin daha fazla gol kazandığını ve niçin bu sezon daha fazla doğrudan hücum yaptığını da gösteriyor.
ÖN ALAN BASKISININ SON HALİ
Şimdi, Galatasaray’ın ön alan baskısının zirvesi olarak tarihe geçen Tottenham karşılaşmasının (o maç Icardi’nin son karşılaşması olmuştu) ardından son dönemde ön alan baskısında nereye sürüklendiğini bir anlamda belgeleyen bir örnek vermek istiyorum.
Dakika 23,00. Hatayspor’un hücumunda Galatasaray yarı sahasına giren Abdülkadir Parmak’a üç Galatasaraylı (Lucas Torreira, Mertens ve Berkan Kutlu) baskı yapıyor. Torreira’nın dokunduğu topu Rigoberto Rivas kontrol ederek takım arkadaşı Kâmil Ahmet Çörekçi’yi kaçırmak istiyor. Ancak bu pasa Jacobs müdahale ediyor, sahipsiz topu kazanan Mertens Bardakcı’ya, o da Berkan Kutlu’ya oynuyor. Kutlu yeniden Bardakcı’ya veriyor.
Bardakcı burada topu yakındaki takım arkadaşlarıyla paslaşmak yerine sıklıkla yaptığı gibi sol öndeki Barış Alper Yılmaz’a doğru uzun vuruyor.
Bu topu Hatayspor’un sağ stoperi Guy-Marcelin Kilima takım arkadaşı Francisco Calvo’ya kazandırmayı başarıyor.
Burada 3’e 2 üstün olan Hatayspor Calvo’nun topu Lamine Diack’a vermesiyle kolayca topu kendi tehlikeli bölgesinden çıkarıyor. Diack’ı Berkan Kutlu karşılıyor. O da sol çizgideki Cemali Sertel’e oynuyor. O an sahanın görünümü aşağıdaki gibi.
Fotoğrafa baktığımızda gördüğümüz şey, Galatasaray’ın Hatayspor’u 413 formasyonuyla karşıladığı. (Tam burada Galatasaray’ın aslında alan savunması değil adam adama savunma yaptığını hatırlatmak istiyorum, zira fotoğrafa bakan Galatasaray’ın alan savunması yaptığına hükmedebilir.)
Cemali Sertel Joelson Fernandes’le paslaştıktan sonra kadraja geriye doğru koşan Barış Alper Yılmaz da giriyor. Ancak marke etmesi gerektiği Kâmil Ahmet Çörekçi’nin çok uzağında. Cemali Sertel merkezdeki Diack’a, o da gerideki Calvo’ya veriyor topu.
Top ayağının iyi olduğunu bildiğimiz Calvo’dayken sahadaki görünüm aşağıdaki gibi.
Ön hatta en sağdan Yunus Akgün Cemali Sertel’i, Berkan Kutlu Diack’ı, Mertens de Görkem Sağlam’ı marke ediyor. Orta blokta Torreira boş, kimseyi marke etmiyor. Arka blokta ise en sağda Kaan Ayhan Fernandes’i, Sànchez Parmak’ı, Bardakcı Aboubakar’ı, Jacobs da kadrajda görünmeyen Rivas’ı kontrol ediyor. Kadrajda görünmeyen bir Hataysporlu daha var: Barış Alper Yılmaz’ın marke etmesi gereken sağ bek Kâmil Ahmet Çörekçi.
İşte ayağı çok iyi olan Calvo doğrudan ona uzun bir pas atıyor.
MERTENS’İN JESTİ
Önemli olduğu için burada özellikle bahsetmek istiyorum. Top Çörekçi’ye gelince Mertens iki elini yana açarak “bu da nereden çıktı” gibi bir hareket yapıyor, amacı Barış Alper Yılmaz üzerinden Galatasaray’ın ön alan baskısının zayıflığına işaret etmek. Ancak Barış Alper Yılmaz hemen geri dönerek Çörekçi’nin karşısına çıkıyor. Fakat Mertens elini iki yana açarken marke etmesi gerektiği Görkem Sağlam’ı gözden kaçırıyor.
Çörekçi de topu Mertens’in kaçırdığı Sağlam’a atıyor. Mertens de arkadan ona yetişmeye çalışıyor.
Kâmil Ahmet Çörekçi’nin pasıyla buluşan Görkem Sağlam hemen topu en sağdaki Rivas’a atıp kendini boşa çıkarıyor.
Bu sırada Vincent Aboubakar topu almak için hareketleniyor, peşinde de Abdülkerim Bardakcı. Aşağıdaki fotoğrafta da görüldüğü gibi Mertens Rivas’ın ne Görkem Sağlam’a, ne de Aboubakar’a atabileceği pasların açılarını kapatabilmiş değil.
Rivas’tan topu alan Aboubakar gerideki Kâmil Ahmet Çörekçi’ye veriyor pasını. O merkezdeki Diack’a, Diack da ileriye çıkan Calvo’yu görüyor.
Tam bu an yeniden sahaya bakalım.
Yine aynı şeyi görüyoruz. Galatasaray sanki adam adama değil de adam adama savunma yapar gibi. Burada marke ettiği Hataysporlu futbolcuya yakın duran tek Galatasaraylı Jacobs. Onun dışındakiler ya marke ettikleri oyunculara çok uzaklar (bunlar en önden ve sağdan başlayarak Yunus Akgün, Berkan Kutlu, Barış Alper Yılmaz, Mertens, Kaan Ayhan ve Sànchez) ya da Torreira ve Bardakcı gibi hiçbir futbolcuyu marke etmiyorlar. Osimhen ise kendini baskıdan muaf tuttuğu için rakip stoper Calvo’yu önlemek için hiçbir hareket yapmıyor.
Devam ediyoruz. Calvo topla birkaç adım atınca Hatayspor’un orta saha futbolcusu Abdülkadir Parmak öne doğru aldatıcı bir koşu yapıyor.
Bu aldatıcı koşuyu takiben Sànchez ve Torreira, Parmak’ı kapatmak için o noktaya doğru hareketleniyorlar. Böylece Bardakcı’yla Kaan Ayhan arasında devasa bir koridor açılıyor. Görkem Sağlam koridoru hemen fark ederek o boşluğa yöneliyor. Calvo da hemen bu koşuyu ödüllendiriyor.
Aslında Görkem’i tutması gereken isim Mertens, ancak o bu görevi uzaktan sürdürüyor. Berkan Kutlu açılan koridoru fark ederek hamle yapıyor, ancak Calvo’nun Görkem Sağlam’a verdiği pası önleyemiyor. Topla buluşan Görkem Sağlam hemen yüzünü Galatasaray kalesine dönüyor ve zayıf da olsa şutunu atıyor.
Muslera’da kalan bu şut Hatayspor adına doksan dakika boyunca rakip kaleyi bulan üç şuttan ikincisi olarak geçiyor maç kayıtlarına.
ROLLER DEĞİŞİYOR
Dikkatli okuyucular hemen fark etmiştir. Top dakika 23,21’de Hatayspor kontrolüne girdi ve 51 saniye boyunca Hataysporluların ayağında kaldı. Bu sekans boyunca Hatayspor futbolcuları hiçbir Galatasaraylı tarafından rahatsız edilmeden üst üste 15 pas yaptılar.
Lig sonuncusu Hatayspor, lig lideri Galatasaray karşısında yaptı bunu ve bu 51 saniyenin bir saliyesinde bile hiçbir Galatasaraylı futbolcu topu kapmak için keskin bir hamle yapmadı, yapamadı. Sekansın Galatasaray’ın takım savunması adına en çarpıcı anı, Hatayspor stoperi Calvo’nun Galatasaray yarı sahasının neredeyse ortalarına kadar hiç rahatsız edilmeden gelip kilit pas atabilmesiydi.
BURUK’UN HAMLELERİ
Okan Buruk 1-0 geride tamamlanan ilk yarı sonunda bence doğru bir hamle yaparak takımın boyunun uzamasına neden olan stoper hattına müdahale etti. Bardakcı’nın yerine orta sahadan Berkan Kutlu’yu geçirdi. Orta sahayı da Kerem Demirbay’la takviye etti. Kaan Ayhan’ın yerine ise forvet oyuncusu Rolland Sallai’yi sahaya attı. Stoper olarak görev yapmaya başlayan Kutlu ile sağ bek Sallai’nin takımı ileri itmesiyle ikinci yarı inisiyatif tamamen Galatasaray’ın eline geçti.
İlk yarı boyunca rakip kaleye biri isabetli sadece sekiz şut atabilen Galatasaray ikinci yarıda Hatayspor kalesine dördü isabetli 18 şut attı. Ancak penaltı dışında gol üretemedi.
Kanımca bunun bazı nedenleri var.
- Osimhen’in maçın bazı anlarında zihinsel olarak oyunda olmaması. Bu özelliği nedeniyle sık sık ofsaytta kalan Osimhen’in Galatasaray’ın toplam 26 şut attığı bir maçta akan oyunda Hatayspor kalesine sadece iki şut çekebilmiş olması kanımca zihinsel olarak oyunun içinde kalmakta zorlandığını işaret ediyor.
- Barış Alper Yılmaz’ın gol bölgelerine kanındaki oksijeni neredeyse tüketmiş biçimde gelebilmiş olması. Kanımca Barış Alper Yılmaz’ın fizik kalitesi takım boyunun yüksek olduğu, bu nedenle ikinci topları kazanmakta zorluk çeken bir Galatasaray’da kanat forvet oynamaya yetmiyor. Zira Yılmaz, maç içinde rakip bekle geriye de gelmek zorunda kaldığı için enerjisinin önemli bölümünü buralarda ve topu ikinci bölgeden üçüncü bölgeye geçirmek için harcıyor. Bunun neticesinde de da bitirme noktasına kanında karar ve vuruş kalitesini zirvede tutacak oksijenden mahrum biçimde gelmiş oluyor. Kısaca Yılmaz aerobik açıdan çok iyi, ancak vücut yapısını anaerobik açıdan geliştirmeli. Çünkü gol noktalarına bitik halde geliyor.
- Mertens’in fizik kalitesinin yetersizliği. Galatasaray’ın ön alan baskısındaki gerilemesi Mertens’i de olumsuz etkiliyor. İşin içine ikinci ve birinci bölgede takım savunmasına yardımcı olmak da eklenince Mertens’in fizik kalitesinin bu yükü çekemediği net biçimde ortaya çıkıyor. Dünkü maçı sadece iki şutla tamamlamış olması kanımca bu durumun doğal bir sonucu.
- Galatasaray’ın hücumda liderinin olmaması. Daha önceleri bu liderliği ön alan baskısında olduğu gibi Icardi üstleniyordu. Onun yokluğunda bu görev açıkta kaldı. Bugüne kadar kısmen bu yük Yunus Akgün ve Gabriel Sara’nın omuzlarına bindi. Ancak ikisi de henüz bu görevi yapabilecek kalibrede değiller. Buna en yakın oyuncu Yunus Akgün, ancak o da maç içinde sakin kalmayı beceremiyor. Osimhen ise, Barış Alper Yılmaz ve Sallai gibi maç içinde oyunu değil, anı yaşadığı için sakin kalarak doğru oyunu hemen okuyamıyor.
SONUÇ
Ön alan baskısı Galatasaray’ın üç yıldır yatırım yaptığı ve büyük emek verdiği bir futbol konsepti. Ancak sıkça belirtmeye çalıştığım gibi son dönemde bu konsept epey yara aldı.
Bunun temel nedenleri arasında kanımca Galatasaray’ın Mertens’i oynatabilecek bir antrenman düzenini kendine ana rol olarak alması da yer alıyor. Bundan kastım Galatasaray antrenman temposunu Mertens’i oynatmaya yönelik olarak planlıyor. Bu nedenle de gün olarak az antrenman yapıyor. (Her maçtan sonra ilk 11 oyuncularına genellikle iki gün dinlenme fırsatı veriliyor.) Bu da bazı alışkanlıkların (sadece ön alan baskısı değil, duran topta da Galatasaray geriye gitti ve dün ligin duran toptan en çok gol yiyen takımı olan Hatayspor’dan bir duran top golü yedi) yitirilmesine neden oluyor.
Oysa futbolda bir şeyi antrenmanda ne kadar çok çalışırsanız o kadar var olursunuz. (Tam burada Atletico Madrid teknik direktörü Diego Simone’nin bir UEFA Şampiyonlar Ligi finali öncesinde takımına ısrarla ve milyonuncu kez top rakipteyken kaymaları çalıştırdığını hatırladım.)
Demek istediğim şu. Galatasaray’ın temel sorunu birçok futbol analistin kabul ettirmeye çalıştığı gibi üçlü yerine dörtlü formasyonla oynaması değil. (Tam burada Karl-Heinz Feldkamp’ın “futbolu rakamlardan ibaret sananlar gidip süpürge satabilirler” sözünü hatırladım.)
Galatasaray’ın temel sorunu ana konsepti olan ön alan baskısından uzaklaşmış olması. Kanımca bunu yeniden hatırlaması ve antrenman programında ağırlığı bu konuya yeniden vermeli. Zira Galatasaray en kısa sürede ön alan baskısını yeniden ayaklandıramazsa UEFA Avrupa Ligi ve Türkiye Ligi kulvarlarında çok kısa bir süre içinde aklına bile getirmediği noktalara savrulabilir.
- Galatasaray niçin lig lideri? 13 Ocak 2025 11:12
- Berabere biten maçın kazananı 09 Ocak 2025 10:40
- Türkiye’de Avrupa provası 05 Ocak 2025 04:00
- Birikip yeniden sıçramak için 23 Aralık 2024 12:03
- Rus ruleti 18 Aralık 2024 03:51
- Böyle istedi savunma 13 Aralık 2024 15:28
- Öze dönüş 09 Aralık 2024 10:59
- Galatasaray yeni formasyonda boğuldu 02 Aralık 2024 09:50
- Bodrumdan giriş katına 29 Kasım 2024 09:30
- Okan Buruk muhafazakarlığına devam ediyor hâlâ 26 Kasım 2024 06:25
- Rüzgâra karşı 24 Kasım 2024 13:00