20 Ocak 2025

Günah vergisi: Alkol

Fotoğraf: Gözde Tüzer/Evrensel

Muktedirler ‘Vergi yaşatır’ der, insanlık tarihi bazen tersini fısıldar. 

Lafı dolandırmaya gerek yok: Literatürdeki tanımı ile ‘günah vergisi ((Sin Tax)’ geçen hafta İstanbul’da sahte alkol ile onlarca insanın ölümüne bir kez daha zemin hazırladı. 

Günahçıl cephe alkol öldürür der; bilim ve tarih objektiftir; alkol dozunda ve yerinde kullanımda tersine sağlığa yararlıdır der. Alkol olmasa yaşam olmazdı. İlaçtan hijyene yeri doldurulamaz alkolün. Covid 19 salgınında ülkemiz insanı yekvücut alkollü limon kolonyalarına sarılmadı mı! Antik Yunan ve Roma’da salgınlarda barsak enfeksiyonlarından korunmak için su yerine düşük alkollü şarap kullanılırdı.

Alkolde dörtnala artan vergilerde amaç insan sağlığı ve bu bağlamda caydırıcılık olsaydı, ekmek dahil unlu mamullerden alınan vergilerin alkolden daha yüksek olması beklenirdi. Son elli yıla dönüp baktığımızda insan marifeti ile içerdiği nişasta oranı üç kat artırılmış buğdaya bağlı ölüm ve sakat kalmaların, alkole oranla kıyaslanamayacak kadar yüksek olduğu aşikar: Obezite, diyabet vb...

Alkolde ÖTV (özel tüketim vergisi) ve vergi bağlamında gerek toplam vergi, gerek yıldan yıla vergide artışla dünyada ilk sıralara yerleştik. 

Alkollü içeceklerden alınan bu vergilerde iddia olunur ki kanun koyucunun beklediği yarar, toplumda alkol tüketiminin azaltılarak bundan kaynaklanan sağlık sorunları ile sosyal zararların sınırlandırılmasıdır. Ama rakamlar tersini söylüyor. Türkiye, alkolde yüksek vergiler başlamadan “Kişi başına düşen yıllık alkol tüketiminde OECD ülkeleri arasında açık farkla en sonda” yer almaktaydı. Dünya Sağlık Örgütünün alkol ve sağlık konulu küresel durum raporunda da “Türkiye, alkol bağımlılığı ve alkol tüketimi ile ilintili sağlık sorunları bakımından Avrupa ortalamasının altında” idi.

Alkole bağlı akut ölüm ve ciddi sekeller bizim coğrafyada ‘günah vergisi’ sonrası, öncesi ile kıyaslanamayacak kadar arttı. Ay olmuyor ki yeni bir sahte alkole bağlı ölüm duymayalım. 

Hal böyle olunca, Türkiye’de alkolden alınan ek vergiyi, “ideolojik gerekçelerle ve vatandaşların yaşam tercihlerine müdahale stratejisi” ile izah edenlerin oranı artıyor.

Alkolde günah vergisi uygulamalarında aşırıya kaçılması durumunda kayıt dışı üretimin ve kaçakçılığın artış eğilimine gireceğini, etil alkole ulaşım zorlaştıkça ölümcül ve ucuz metil alkolün insan tacirlerince tercih edileceğini literatür zaten söylüyordu; peki biz niye yaşıyoruz?

Alkol yasağı ya da aşırı vergiler ile uyuşturucu kullanımında artış arasında da paralellik var. Misal, ABD’de Alkol Yasak Dönemi’nde (1920-1933) hem yasa dışı içki üretim ve tüketimi artmıştı hem de uyuşturucu kullanımı daha da artış göstermişti. İnsanlar alkol bulamadıklarında alternatif uyuşturuculara yönelmişlerdi. Benzer durum İsveç ve İran’da da yaşandı. Ampirik de olsa Türkiye için de benzer durum dile getirilmeye başlandı.

Din odaklı yasaklar tersine sonuç doğuruyor. İran’da mollalar idaresinde alkol ve uyuşturucu kullanımı, yasakların ve kısıtlamaların getirdiği sosyal dinamikler, ekonomik zorluklar ve kültürel faktörler nedeniyle aşırı artış göstermiştir. 

Etil alkol yerine ucuz bir ürün olup özünde boyacılık sektörü için üretilen metil alkol kullanımı öldürmeye devam ediyor. Etil alkol aynı zamanda tıbbi bir ürün oysa metil alkol bir zehir. Birkaç çay kaşığı almak dahi kör edebilir, öldürebilir.

Sahte alkol yani metil alkol zehirlenmesinde daha ilk saatlerde, baş ağrısı, baş dönmesi, sersemlik, bulantı ile başlayan belirtiler, 12- 36 saat sonra karın ağrısı, kusma, ishal, hipotansiyon, çarpıntı, bulanık görme veya görmenin tam kaybı, nörolojik bozukluklar, bilinç kaybı ve komaya yol açan zehirlenme tablosuna dönüşüyor. Böyle bir durumda ivedilikle acil servislere yönelmek elzem. 

Sahte içkilere bağlı ölümler bir kez daha gösterdi ki önlenebilir her ölüm cinayettir. Bu cinayetlerde yüksek vergilerin kolaylaştırıcılığı ise aşikar. Günah vergisi ölüm getirmeye devam ediyor.

Sağlıcakla kalın. 

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Tutuklu Sendikacı Mehmet Türkmen cezaevinden işçilere seslendi: Bu koşullar fabrikalardaki kölelik koşullarından daha kötü değil

Tutuklu Sendikacı Mehmet Türkmen cezaevinden işçilere seslendi: Bu koşullar fabrikalardaki kölelik koşullarından daha kötü değil

Antep’te patronların yüzde 30 zam dayatmasına karşı binlerce işçinin katıldığı grevlere öncülük ettiği için tutuklanan BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen Evrensel’e konuştu: “Tutuklanmam patronların kurduğu kölelik düzenine itiraz etmeyin mesajıdır. Vereceğimiz yanıt bizleri köleliğe mahkum etmek isteyenlere inat, BİRTEK-SEN çatısı altında birleşmektir.”

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
21 Şubat 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et