Tek gerçek
GEÇEN BİR ŞEY YOK
Yıllardır görüşmeyen iki yazar bir toplantıda karşılaştılar. Özlemle baktılar birbirlerine. İkisi de görülür biçimde yaşlanmıştı. Ne çok zaman geçti görüşmeyeli” dedi biri. Öteki: “Yoo, dedi, yazdıklarımız ortadayken, sürüyorken geçen bir şey yok.”
AYDINLANDIM
Çoktandır yoktun. Geldin. Elimi tuttun; yüzüme baktın. Işıl ışıldı gözlerin. Kocaman. Güldün. Gülüşünle aydınlandım.
GÜNEŞLENME
Ağaca bak. İskelet gibi kalır da, yağmurda, çamurda, donda. Bir deri bir kemikken açılır saçılır. Baharda. Güneşlenir.
DÖNGÜSÜZ
Ne kadar ileri giderseniz gidin varacağınız bir yer var. Ring seferi yapan taşıtlar gibi geri döndürülmedikçe.
TEK GERÇEK
Tek gerçek insandır. Güneş, ay, yıldızlar insan olmadıkça ne işe yarar. Ekmek yenmedikçe, su içilmedikçe. Güzele güzel denmedikçe. Eliniz elimize değmedikçe.
SIZINTI
Gökyüzü bulutlarla kaplı. Kimisi yağmur yüklü, ötekisi yeryüzü yangının yoğunlaşmış dumanıyla şişmiş. Açılmaları uzun sürmeyecek. Tek tük ışık sızdıkça aralarından.
BİRLİKTE
Bir kadeh şarabın varsa bir de dost gerekir. Bin kadeh şarap bin dost içerir. Boşalan kadehlerden su gibi akması için sevginin.
BOMBOŞ
Dostun yoksa yalnız başına içtiğin şarabın ne tadını alırsın ne de dostlukla sevginin sıcaklığını. Tahtadan bir masada. Bomboş.
Evrensel'i Takip Et