Beyana saygı

Geçmişte yas ilanı demek, eğlence mekanlarının da kapanması anlamına gelirdi. Sanırım günümüzde yalnızca siyasi otoritenin yas ilan ettiğini beyan etmesi yetiyor. O gün canımız onca yanarken, içimizden gelmese de TTB’nin işlerini 44 ay birlikte yüklendiğimiz Sevgili Genel Sekreterimiz Vedat Hocam bir toplantı için kısa süre İstanbul’da olunca beraber yemek yiyelim demiştik, değiştiremedik. Sabah çıkıp mekanlar açık mı diye tanıdıklara sorayım istedim, yol üzeri uğradıklarıma sorduğumda şaşırmalarına da ben şaşırdım. Bir kısmı benim kuşağımdan ya da yakın kuşaklardan ama öyle görünüyordu ki yas tutmayı da unutmuşuz hep birlikte. Mekanlar kapalıysa evde yemek hazırlayayım en azından, oturur acımızı paylaşırız demişken o akşam gördüm ki, 36’sı çocuk 78 canımız yanmamış gibi, bizim yüreğimize ateş düşmemiş gibiydi yer gök. Acımızı dahi ortaklaştıramadığımızı geçen hafta “Kollektif İrade” de paylaşmıştım, nedenlerine değinirken de bölüp parçalayan, bizi birbirimize düşman ilan eden, sürekli birbirimizden şüphe duymamızı sağlayanların birlik, beraberlik nutukları atıp kutsallar dayattıklarından söz etmiştim.

Bu bir haftada onlarca gazeteci, farklı mecralardan insan gözaltına alındı ve tutuklandı. Her yayın organı da kendi mahallesinin tutuklamalarını haber yaptı, diğerlerini görmezden geldi. Kimi başarılı bölüp parçalama, kimileri korkuya yenik düşmenin yansımaları. Geçen bir haftada ise siyasi otoritenin içindeki canlarla cayır cayır yanabilen bir otele dair sorumluluk üstlendiğine tanıklık etmedik. Herkes görevinin başında, hiçbir adım atılmadı.

Biliyorsunuz, geçen kasım ayında Sırbistan’da Novi Sad Tren İstasyonu’nda meydana gelen ve 15 kişinin ölümüne neden olan ölümcül beton tente çökmesi nedeniyle aylardır süren protestolar vardı.  Sırbistan savcıları aralarında bir bakan ve bazı devlet görevlilerinin de bulunduğu 13 kişi hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Pazartesi günü göstericiler başkent Belgrad'daki önemli bir trafik kavşağını 24 saat abluka altına alarak yetkililer üzerindeki baskıyı arttırdı. Eleştirmenlerin yaygın hükümet yolsuzluğundan sorumlu tuttuğu Novi Sad'daki ölümcül kazanın hesabının sorulması talebiyle haftalardır süren protestoları takip eden ablukaya traktörlü Sırp çiftçiler ve binlerce vatandaş katıldı. Sokak gösterileri kampanyası, Sırbistan İlerleme Partisi (SNS) hükümetinin Sırbistan'daki sıkı iktidarına karşı en büyük meydan okumaya dönüşünce Başbakan Milos Vucevic de salı günü istifa etti. Bizde istifa eden yok, anlamlı bir protesto da yok. Olamasın diye Gezi 12 yıldır “büyük kalkışma” zaten...  Birlikte yas dahi tutamazken nasıl olsun!

Kendileri beyanlarına bunca değer verirken, o beyanlar emir telakki edilirken, bizim beyanlar tozlu arşivlere terk ediliyor etkisiz kılınmak üzere. Bunca etkiyi kaldıramıyor olmalarından mülhem, etki ajanlarıyla dolu memleketimde ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar. Çağlayan’ı benim duruşmalarım zamanındaki gibi ablukaya almak da dahil. Oysa daha hafta başında oradaydım, olağan mesailerimden birinde. Ortalık pek sakindi. Ardından gelsin yeni gözaltılar, tutuklamalar... Özel hayatın gizliliğine gereken saygıyı göstermeyip telefon görüşmesini yayımladıkları söyleniyor ya tutuklanan gazetecilerin, insan merak etmeden duramıyor işte. Tutuklamak üzere evime geldiklerinde, usul güvencesi olarak yaptıklarını iddia ettikleri arama video kaydını canlı yayında paylaşan polislerin ve muhtemelen bilgisi hatta emri dahilinde savcının evimin içini dolayısıyla özel hayatımı 85 milyona teşhir etmeleri hangi saygı ölçüsüne denk düşer acaba? Buldukları iki tane G3 mermisinin Kalaşnikof mermisi olduğu, evden cephanelik çıktığı haberinin dezenformasyona girmemesi ise başka bir hikaye. Şimdilik bu beyanlar tozlu arşivlerde duruyor. Ne kadar toz biriktireceği, hangi beyanın kıymet kazanacağı bize bağlı. Birlikte yas tutabilme becerimize, yaslarımızı yüksek sesle dile getirebilmemize...

Evrensel'i Takip Et