31 Ocak 2025 05:00

Bir yoldaşa mektup-1

Erol Büyükkaraca

Fotoğraf: Burkay Rende/Evrensel

Paylaş

Sevgili Uzun, seni sonsuzluğa uğurladığımız günden bu yana ülkede ve dünyada olup biteni kısa kısa da olsa sana yazmak istedim. Önce uğurlanmandan bahsedeyim. Sana layık bir uğurlama oldu. Memnun olup, sevineceğin bir haber vereyim, genç yoldaşların kalabalık ve kararlıydı. Ülkenin durumu bildiğin gibi. Tek adam yönetimi, dizginsiz bir diktatörlük kurmak için peş peşe hamleler yapıyor. Parti başkanları tutuklanıyor, gazeteciler görevlerini yaptıkları için gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, sanatçı menajerleri uydurma bir suçla tutuklanırken sanatçılar üzerinde terör estiriliyor, muhalefete mensup belediye başkanları zorbalıkla kuşatılıyor, kayyım atamaları yapılıyor, seslerini çıkardıklarında daha sözlerini bitirmeden haklarında davalar açılıyor.

Ama iyi haber şu: iktidara karşı muhalefet eden kesimler, namuslu ve dürüst gazeteciler, ilerici ve demokratik güçler sinmiyor, korkmuyor, mücadeleden vazgeçmiyor. Daha da önemlisi işçi ve emekçi kitlelerin gerek mahkum edildikleri yaşam koşullarına, gerekse de içine itildikleri çalışma koşullarına karşı öfkeleri büyüyor, her gün ülkenin değişik yerlerinden mücadele ve direniş haberleri geliyor. Bütün belirtiler bu mücadelelerin yükselerek ve kitleselleşerek yaygınlaşıp, güçleneceğini işaret ediyor. Örneğin geçtiğimiz günlerde Antep’te dokuma işçileri bir toplantı düzenlediler ve mücadele talepleri için mücadelede kararlılıklarını dile getirdiler. İktidarın ve sermayenin saldırısını püskürtmek için ekonomik, politik taleplerle genel grev ve direniş eğiliminin güçleneceği günlere doğru gidiyoruz.

Kürt sorununda ise iktidarın dayatmaları sürüyor. Kürtlerin temel taleplerinden söz edilmiyor, böyle bir sorun yok deniliyor, tam bir teslimiyet dayatılıyor, bu sorun üzerinden tüm ülkedeki demokratik muhalefet, hak ve özgürlükler için verilen mücadeleler bastırılmak isteniyor. Bunun ilk aşaması Kürtleri beklentiye sokarak demokratik muhalefetten koparma denemesi oldu. Ama Kürt politik hareketi bu tür taktiklere karşı yeterince deneyime ve birikime sahip, oyuna gelmeyeceklerdir. İktidarın “Suriye zaferimiz” dediği, oradaki Kürtlerin yaşamı üzerine şartlar ve koşullar koyduğu, Suriye genelinde din ve mezhep ayrımlarını dayatmayı hedefleyen gerici politikasının cilası dökülmeye başladı. Orada umduklarını bulamayacaklar.  

Geçenlerde yeni bir Davos toplantısı yapıldı. Hani şu “Davos şimdiye kadar uluslararası emperyalist sermayenin ve hükümetlerin temsilcilerini gördün, bir de işçi sınıfının temsilcilerini gör” deyip, bir zamanlar bir toplantı vesilesiyle gittiğimiz, o buz gibi suyu olan küçük gölünde yüzdüğün Davos. İşte orada yapılan son zirvede gündemlerden birisi de yapay zeka imiş. Kapitalist emperyalist sistemin sömürü, eşitsizlikler ve krizler ve savaşlar içinde ulaştığı seviye ve bu seviyenin ürünü doğal zekası ile çözemediği zorunlar artık yapay zekanın yardımı ile “çözülecekmiş.” Yapay zekanın “Yahu bunca lanetli işlerinizi bana öğreterek insanlığın hangi temel sorununu çözmemi istiyorsunuz?​” deyip, demeyeceğini bilemiyorum. Ama yansıyan haberlerden de bildiğimiz, İsrail siyonizminin Filistinlileri katletmesinde yapay zekayı kullandığı ve bunun ölümleri artırdığı. Şimdi Trump Filistinlilerin olmadığı bir Filistin kurma peşinde. Ama direniş ve mücadele bastırılamayacak, özgür bir Filistin’in kurulması engellenemeyecek.

Trump hızlı başladı. Başka isteklerinin yanı sıra Grönland’ı gerekirse askeri güç kullanarak, ya da satın alarak ABD topraklarına katacağını ilan etti! İskandinavya ülkeleri “Rus ayısına” karşı ABD’nin liderliğindeki NATO’ya koşmuşlardı. Şimdi ABD’ye karşı nasıl ne yapacaklarını tartıştıkları toplantılar düzenliyorlar! AB de telaşta. Trump’ın Musk gibi en zengin patronların desteğini alarak kazandığı zafer, bizimkiler dahil, diğer ülkelerdeki faşistleri heveslendirmiş görünüyor. Almanya’da yakında seçimler yapılacak ve anketler faşist partinin ciddi bir oy alacağını gösteriyor. Öyle görünüyor ki Alman halkı sosyal demokratların ve yeşillerin savaşçı politikalarını cezalandırmaya hazırlanıyor. Ama yanlış bir bilinç ve tepkiyle.

Şimdilik bu kadar. Senin güçlü bir belleğin vardı. Eminim şunlar da vardı onları atlamışsın diyeceksin. Geçmişe ilişkin bazı konuşmalarımızda yeri, zamanı, konuyu ayrıntıları ile hatırlar, “Ya sen ’80 öncesinde Ankara’da bir vesile ile karşılaştığımız randevu trafiği içindeki konuşmamızı bile hatırlamıyorsun” diye son noktayı koyardın. Bak hangi vesileydi, onu bile hatırlayamadım. Acaba federasyon kongresi dönemi miydi? Sevgili yoldaş sana zaman zaman yazacağım. Ama periyodu konusunda bir şey diyemiyorum. Ama mutlaka yazacağım. Şimdilik hoşça kal, gözün arkada kalmasın, yapıcılar aralıksız çalışıyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa