Hamisiz gazeteci: Suat Toktaş
AKP Grup Başkan Vekili Özlem Zengin’in ‘adli yargı hakim ve cumhuriyet savcıları ile İdari yargı hakimleri kura töreni'nde yeğenini, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tanıtması son günlerin önemli gündemleri arasındaydı.
Bazı AKP’lileri bile utandıran hareket olarak tartışılan bu tabloyla aynı süreçte yine yargıyla alakalı bir durum daha yaşadık. Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş tutuklandı. Suat Toktaş’ı hiç kimse gazetecilik yolculuğu boyunca Özlem Zengin gibi eliyle gösterip referans olmamıştı. Suat tamamen tırnaklarıyla gazeteci olmuş isimlerden biridir.
Suat Toktaş ile Murat’ı, Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu yıllarında hep birlikte hatırlarız. Yüklemi özellikle çoğul olarak kullandım. Çünkü benim dışımda, bu yazıyı yazmadan önce Suat’a dair sohbet ettiğim ortak arkadaşlarımızdan Tarhan Gürhan da öyle hatırlıyor.
Ben ve Tarhan 1988 girişliydik. Suat bizden bir yıl önceydi. Ancak okulda derslerle pek ilgisi olmazdı. Onun da, Murat’ın da. Suat ile Murat ev arkadaşlarıydı. İncesu’da bir evde birlikte kalırlardı.
Suat daha o yıllarda Günaydın gazetesinin Ankara Bürosunda çalışırdı. Bizim için geleceğin çok muallak olduğu zamanlardı. Gazetecilik mi yapacaktık yoksa üniversitede kalıp akademisyen mi olacaktık. Gazeteciliğe daha meyilliydik ancak çoğumuzun basın piyasasında pek bağlantısı da yoktu. O yıllarda Suat ve Murat’ın daha öğrenciyken bir yandan gazetecilik yapıyor olmaları epey havalı bir durumdu akranları arasında.
Sonra Murat’ın, sanıyorum Anadolu Ajansında çalıştığı yıllarda, trafik kazası sonucu yaşamını yitirdiği haberini almıştık.
Bizler, Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu Gazetecilik Bölümünün son mezunlarıydık. Bizden sonra okulumuz İLEF oldu.
Bazılarımız daha okul yıllarında öğrencilik yanında bazı sol örgütlerin üyesi ya da sempatizanıydık. Suat açısından ise, sosyalist bir öğrenci olarak, bütün öğrencilik yılları içinde aynı zamanda gazetecilik yapmış biri demek daha doğru olur.
Daha sonraki yıllarda da üniversite arkadaşları birbirlerini ister istemez göz ucuyla takip ederler.
Sınıf arkadaşınız ya da üniversite arkadaşınız meslekte iyi işler yapmışsa övünürsünüz, ama olumsuz şeyler yapmışsa onu da göz ucuyla takip edersiniz.
Mesela 1988-1992 yılları arasında Cebeci’de Basın Yayın’da birlikte olduğumuz arkadaşlardan bazılarıyla 35 yıl sonra dönem arkadaşlarını konuşurken, “Bırak o yavşağı” dediklerimiz de var, “Çok düzgün biri olarak yaşadı hep” diye andıklarımız da.
Suat, meslek hayatı boyunca ‘merkez medya’ diye andığımız mecralarda çalıştı. Halk TV, onun açısında merkez medyanın kıyısındaki görece muhalif bir mecra sayılabilir.
O Haber Türk’te ben Evrensel’de yönetici olarak görev yaptığımız zamanlarda da denk gelirdik. Ama sonuç olarak herkesin hayatı bir biçimde kendi rutini içinde akıp giderdi.
Suat, Halk TV’de genel yayın yönetmeni olarak görev yaptığı dönemde, ara ara, mesleki duruşunu takdir ettiğim Sevgili Sorel Dağıstanlı’nın gün ortasındaki programlarına konuk olduğumda, “Suat Ağabey’e uğrasana” diyenler olurdu. Ben de, “Mesai saatinde ziyaretin kısası makbuldür” diye düşündüğümden, ‘Suat’a selam söyleyin’ deyip çıkıp giderdim. Bir kere, asansörde Suat’a yakalandığımı hatırlıyorum. ‘Yahu uğramadan hep kaçıp gidiyorsun’ diyerek odasına çağırmıştı ve o zaman odasına gidip çay içip oradan buradan sohbet ettiğimizi hatırlıyorum.
Suat, yayın yönetmeniyken deprem dönemi dahil olmak üzere, sahaya muhabir ve kameraman gönderip kanalın habercilik damarlarını açmaya çalışmıştı. Kanalın yayın politikasını da olabildiğince genişletmeye gayret etti.
Suat ifadeye çağrıldığında Çağlayan’daki İstanbul Adliyesine gittiğimde, Halk TV’de görev yapan bazı arkadaşlara da, karardan bir saat kadar önce, Suat’ı tutuklayıp diğerlerini bırakacaklarını düşündüğümü söylediğimi hatırlıyorum. Nasıl tahmin ettin diye sorarsanız, o da Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi ile benim aramdaki uzun yıllara dayalı kıdemli bir duygu halidir (!)
Sevgili Suat, bu mesleğin her kademesine dişiyle tırnağıyla gelmiş biridir ve doğrusu yayın yönetmenliği de şu ana kadar yaptığı en önemli mesleki iş değildir. Spekülasyonlardan uzak mesleki hayatı ve düzgün habercilik çizgisi, onu tutuklanmaya götüren duruşun da kendisidir.
Hem meslektaşı hem de bir üniversite arkadaşı olarak Sevgili Suat’ın yanındayım ve arkasındayım.
Evrensel'i Takip Et