ABD Suriye'den gider mi?

Fotoğraf: ANKA
SDG’nin kontrolündeki bölgede hapishanelerde kalan IŞİD’li mahpuslar ve kamplarda kalan IŞİD’lilerin aileleri ne olacak? Onları başka bir yere gönderemiyorlar. Serbest kalırlarsa IŞİD’in yeniden güçleneceği ve silahlı tehdit olmaya devam edeceği öngörülüyor. ABD SDG’nin IŞİD’i kontrol altında tutmada başarılı olduğunu söylüyor ve böyle devam edilmesini istiyor. Erdoğan iktidarı ise SDG’nin silahsızlandırılmasını; IŞİD’in kontrolünün de Türkiye, Irak ve Suriye’ye bırakılmasını öneriyor. Bu durumda Trump’ın da daha önce birkaç kez söylediği gibi ‘ABD askerlerinin Suriye’den çekilmesi mümkün olur’ diyor. Türkiye, Irak (Sünni kesim) ve Colani iktidarı IŞİD’i zapt edebilir mi? Aynı ideolojiyi çeşitli farklılıklarla savunan siyasi güçler eninde sonunda. Erdoğan iktidarı Astana sürecinde Colani’nin önderlik ettiği terörist kabul edilen El Nusra’yı zapt edecekti, kontrol altında tutacaktı. Nasıl yaptığını gördük. IŞİD’i de öyle mi zapt edecek? Sünni Iraklılar IŞİD’in içindeydi zaten on beş yıl önce. Colani ise IŞİD’in liderlerindendi. ABD gitsin ama ‘IŞİD’in zapt edilmesi işi de bu üçlüye bırakabilir mi?’ sorusu tartışılmaya değer.
Diğer taraftan Trump ile görüşen Netanyahu ‘Sınırlar değişecek’ diyor. Sınırlar nasıl değişecek? Trump’ın Gazze’yi boşaltıp, Gazzelileri başka ülkelere gönderme önerisi var. İsrail Batı Şeria’da da Filistinlilerin alanını daraltıyor. Suriye’ye doğru genişliyor.
İsrail’in genişlemesi ve sınırları değiştirme politikaları devam ederken ABD’nin askerlerini Suriye’den çekmesi beklenmeyecek bir durum gibi. Bir de İsrail ve ABD’nin önümüzdeki günlerde İran’a karşı yeni hamleleri beklendiğinde, asker çekmesi değil daha da artırılması olası.
Ayrıca Colani’nin ABD, İsrail ve onların bölgedeki yakın müttefikleri Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Devleti ilişkilerinin Erdoğan iktidarı ile daha yakın olması düşünüldüğünde, Erdoğan’ın önerisinin kabul edilmesi zor gibi.
PKK’nin ‘Silahlı mücadeleyi bıraktım, kendimi feshettim’ demesi ile yukarıdaki bütün anlaşmazlıklar ve çelişkiler çözülecek mi? Zor.
Emek ve demokrasi güçlerinin acil talepleri sürece katkı sağlayabilir. Demokratikleşme, hak ve özgürlükler üzerindeki bütün kısıtlamaların kaldırılması; Kürt meselesinin barışçı, adil, kardeşlik ve eşitlik temelinde çözülmeye çalışılması, komşularla barış, bölgede emperyalistlerin taşeronluğundan vazgeçme, fetihçilik politikalarından vazgeçme vb.
Kimin cumhurbaşkanı olacağı tartışmaları içindeki CHP yukarıdaki konularda sessiz. Sanki bütün bu gelişmeler Latin Amerika’da yaşanıyor.
Emek ve demokrasi güçlerinin bu gelişmeler karşısında muhalefetin siyasi önderliğine talip olması şart. Kayıkçı dövüşü ile kaybedecek vakit yok.
Evrensel'i Takip Et