Tekellerin avukatı: Friedrich Merz
23 Şubat’ta yapılacak erken genel seçimlerde, Avrupa’nın en büyük ekonomisine sahip Almanya’da başbakanlık koltuğuna oturmaya en yakın isim olan Friedrich Merz’in ilginç bir siyasi kariyeri var.
Helmut Kohl’ün başbakanlık yaptığı yıllarında genç bir avukat olarak siyasete atılan Merz, kısa sürede muhafazakar Birlik (CDU/CSU) partilerinin meclis grup başkanlığına kadar yükseldi. Aşırı Katolik ve radikal neoliberal bir dünya görüşüne sahip. Angela Merkel’in 2002’de Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinin genel başkanlığını kazanmasından sonra, bunu sineye çekmeyip 13 yıl boyunca aktif siyasetten uzak durdu. Ne partide görev aldı ne de milletvekili oldu.
Doğu Almanya’dan gelen, Protestan ilk kadın parti başkanı ve başbakan olarak Merkel’in, Helmut Kohl’ün bıraktığı muhafazakar gelenekten gelen ve kendilerini Kohl’den sonra partinin yöneticileri gören erkekler tarafından kabullenmesi zaman aldı. Merkel de kısa bir süre önce yayımladığı “Özgürlük/Freiheit” kitabında buna değiniyor. Bunlardan birisi de Merz idi.
Merkel’in 2018’de parti başkanlığını, 2021’de başbakanlığı bırakmasından sonra “birileri” ısrarla Merz’i siyaset sahnesine yeniden sürdü. 2018’den itibaren aday olduğu parti başkanlığını Annegret Kramp-Karrenbauer ve Armin Laschet’e karşı, yani iki kez kaybetti. 2021’deki genel seçim yenilgisinden sonra Laschet istifa edince, ortada güçlü aday da kalmadığı için ancak üçüncü yarışta parti başkanı olabildi. Bu parti içinde sevilmediğini gösteriyor.
İki kez yarışı kaybeden bir siyasetçinin yeniden aday olması Alman siyaset teamüllerini zorlayan bir durum. Ancak Merz hiç çekinmeden bunu yaptı. Aktif siyaset yapmadığı 13 yıl boyunca ise avukatlığını, danışmanlığını, denetleme kurulu üyeliğini yaptığı pek çok şirket ve tekel var. Bunlardan en bilineni ABD menşeli yatırım tekeli Blackrock.
Lobby Control adlı sivil toplum örgütünün “Lobbypedia” sitesinde yer alan bilgilere göre Merz milletvekili olduğu ya da ondan sonraki yıllarda şu şirketlerin yönetim ya da denetleme kurullarında yer aldı: Axa, BASF Antwerpen, Commerzbank, DBV-Winterthur Holding, Interserhoh AG, IVG Immobilien AG, Stadler Rail AG Bussnang/İsviçre, WEPA Industrieholding, Council on Public Policy, Industrie-Pensionsverein IVP, Flughafen Köln/Bonn GmbH, Borussia Dortmund, HSCB Trinkhaus & Burkhardt ve tabii ki Blackrock. (https://lobbypedia.de/wiki/Friedrich_Merz)
Bunların dışında sermaye yanlısı siyasetçilerin de içinde yer aldığı lobi örgütleri “United Europa”, Alman-ABD ilişkilerini pekiştirmek için kurulan Atlantik-Brücke gibi derneklerde etkili görevlerde bulundu.
Yaptığı işler sayesinde milyonlarca avro kazanan Merz, yaşadığı lüks hayat, kullandığı özel jetler nedeniyle Alman kamuoyunun dikkatini çekmiş, eleştiriler almıştı. Geçmişte üstlendiği görevler, yaptığı işler asıl olarak sermayenin avukatlığında epey mesafe katettiğini gösteriyor. Bu nedenle hep halktan uzak, sermayeye yakın bir politikacı oldu. Görev aldığı şirketlerde sürekli daha fazla kâr ve sömürü için uğraştı.
Merz’in siyasi kariyeri ve geldiği son durum kısmen diğer Alman politikacılardan farklı. Genellikle siyaseti bırakan siyasetçiler bir kez daha geri dönmemek üzere şirketlere danışmanlık yapmaya başlarlar. Eski Başbakan Gerhard Schröder (Gazprom), Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel (Deutsche Bank, ThyssenKrup), Kalkınma Bakanı Dirk Niebel (Rheinmetall) gibi pek çok siyasetçi bu grupta. Merz ise tekellerde görev yaptıktan sonra, öncekinden daha güçlü ve ısrarlı şekilde siyasete döndü ve 23 Şubat’tan sonra başbakanlık koltuğuna oturması adeta garanti. Bu da bağlantılı olduğu tekellerin, Merz’in başbakanlığa uzanan yolculuğunda taşların döşenmesinde katkı sağladığı ya da bunu istedikleri söylenebilir. Sermayenin avukatlığını artık şansölye sıfatıyla daha çıplak şekilde yapacak. Zira, onu yeniden piyasaya süren tekellerin doğal olarak çok sayıda talebi olacak.
Seçimler öncesinde tabuları yıkacak şekilde yönünü aşırı sağa çevirmesi, göçmen ve mülteci düşmanlığı üzerinde emekçileri bölmesi de bunun parçası. Süreç, tekellerin emekçi sınıflara yönelik iç ve dış politika çıkarlarına bağlı daha pervasız dayatmalarda bulunmasını gerektiriyor. Merz, içinden geldiği sınıf, dünya görüşü ve ayrıştırıcı saldırgan üslubuyla ihtiyaç duyulan birçok özelliği kendisinde birleştiriyor. Önümüzdeki dönem siyasi kamplaşma, sınıflar arası çelişkiler, göçmenlerin günah keçisi ilan edilmesi gibi pek çok alanda sert gelişmeler yaşanacak.
Evrensel'i Takip Et