10 Şubat 2025

Trump ve Latin Amerika: Monroe doktrinine dönüş mü?

El Salvador Lideri Bukele, Rubio’ya para karşılığı ABD’den “suçlu göçmenleri” almayı teklif etti. | Fotoğraf: El Salvador Devlet Başkanlığı

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio bakan olarak gerçekleştirdiği ilk dış gezisinde ilk durak olarak Latin Amerika’nın altı ülkesini seçerek bir ilke imza atarken, Trump dönemi ABD dış politikasının önceliklerini de ortaya koymuş bulunuyor. Bu öncelikleri üç başlık altında değerlendirmek mümkün; bölgeden gelen göçün durdurulması ve ülkeye daha önce düzensiz olarak girmiş bulunan göçmenlerin iadesi, uyuşturucu kaçakçılığının ve kartel faaliyetlerinin önlenmesi bahanesi ile bu ülkelerin iç güvenlik meselelerine müdahil olunması, Çin’in bölgedeki ekonomik ve politik varlığının geriletilmesi. Bu üç konuda ABD’nin çıkarları doğrultusunda hareket etmeyen ve direnen ülkelere ise gümrük vergilerinin arttırılması başta olmak üzere bir dizi yaptırımın hiç beklenmeden, tek taraflı ve tamamen keyfiyete dayalı bir biçimde uygulanması.

Bakan Rubio, ziyaretinin ilk ayağı olan Panama’da, ABD bayraklı gemilerin Panama Kanalı’ndan ücretsiz geçmesi ve kanalın her iki yakasında bulunan ve Hong Konglu bir firma tarafından işletilen limanların işletme hakkının Çinli firmadan alınması konusunda bir anlaşmaya vardıklarını iddia etti. Panama devlet başkanı ise Çin ile olan anlaşmaları sürdürmemeyi kabul etmekle birlikte ABD’li gemilerin kanaldan ücretsiz geçmeleri iddiasını ‘Alttan alınamayacak bir yanlış’ olarak nitelendirdi. Rubio, Kosta Rica ziyaretinde komşu Nikaragua kaynaklı göçün kontrolünde iş birliği yapılması ve Çinli firmaların ülkedeki telekomünikasyon altyapısı yatırımlarının önlenmesi meselelerinde garanti aldı. Guatemala ise ABD’den sınır dışı edilecek olan Guatemalalı ve diğer ülkelerden göçmenleri taşıyan uçaklarda yüzde 40’lık bir artışı kabul etti. Dominik Cumhuriyeti ziyareti ise ülkenin aynı adayı paylaştığı Haiti’de yaşanan otorite boşluğunun yarattığı göç dalgası ve uyuşturucu kaçakçılığına karşı ortak hareket edilmesi konusunda fikir birliğine varılması ile sonuçlandı.

Rubio’nun ziyaretinin en başarılı ayağı ise El Salvador oldu. Bölgenin en ‘trumpesque’ başkanı sayılabilecek Nayib Bukele, ABD’nin tüm taleplerini kabul etmekle kalmadı üstüne ABD’de hüküm giymiş, ABD vatandaşları dahil bütün tutukluları inşa ettiği mega hapishanede ücreti mukabil barındırma teklifinde bulundu. Bukele, El Salvador’un bu hükümlüleri daha az maliyetli bir biçimde tutabileceği garantisi verdi. Bu ziyarette El Salvador’un Çin ile olan geniş ekonomik ilişkilerinin gündeme bile gelmemiş olması ABD’nin her ülkeye farklı bir taktik uyguladığının en açık göstergesi.

Peki ABD’nin yeni yöntemlerine karşı çıkılırsa ne olur? Trump görevi devralır almaz elleri ve ayakları zincirlenmiş bir şekilde uçaklarla sınır dışı edilen göçmen uçakları Brezilya, Guatemala ve Venezuela gibi ülkelere inerken bu tavrı onur kırıcı bularak karşı çıkan ve bu uçakların ülkeye iniş yapmasına izin vermeyen ülke Kolombiya olmuştu. Ancak Trump’ın aynı gece Kolombiya’ya uygulama kararı aldığı yaptırımları açıklaması, Kolombiya’nın ivedilikle kararından dönmek zorunda kalması ile sonuçlandı. Aynı şekilde Meksika’ya uygulanacak olan yaptırımlar, Meksika hükümetinin sınıra daha fazla asker yollamayı kabul etmesi ile şimdilik ertelendi. Bu bağlamda bölge ülkeleri ABD’nin en yüksekten açtığı eli görerek krizi daha az bir zarar ile atlatmaya çalışması yoluna gitmek durumunda kaldıkları söylenebilir. Bir başka deyişle ABD ölümü göstererek sıtmaya razı etme stratejisini uyguluyor. ABD’nin bölgede Monroe doktrinine geri döndüğü düşüncesi bugün daha güçlü bir biçimde dile getiriliyor.

Trump yönetiminin ilk haftasında göçmen meselesine demir bir yumruk ile müdahale etmesi ise uzunca ele alınması gereken başka bir konu. Açıklanan rakamlara göre şu ana kadar Meksika’ya sınır dışı edilen Meksikalı sayısı 11 bine ulaşmış durumda. Sayıları 30 milyona ulaşan ve ekonomideki istihdamın beşte birini oluşturan yabancılar için ise korku içinde yaşadıkları bir dönem başlamış bulunuyor. Göçmen karşıtlığının inşaat ve tarım gibi bazı önemli sektörlerdeki etkisi ise ileriki günlerde ortaya çıkacak.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Gabar petrolü sömürüsü: 1 milyon liralık üretime  6 liralık ücret

Gabar petrolü sömürüsü: 1 milyon liralık üretime 6 liralık ücret

Saray iktidarının “Milletimiz zenginleşecek” propagandasını yaptığı Gabar petrolünün arkasında ağır bir işçi sömürüsü var. Günde 12 saat çalışma, taşeronlaştırma, sendikasızlık, yoksulluk sınırının yarısı bile etmeyen ücretler… Öyle ki sadece 12.5 saatlik üretim tüm işçilerin ücretini karşılıyor, geri kalan patronların kasasına akıyor.

Şırnak’ta bir günde çıkarılan petrol, Batman’da çıkarılanın yüzde 87 fazlası.

Serbest piyasada ham petrolün varil fiyatı yaklaşık 75 dolar.

İşçiler iki günde çıkarılan petrol kadar ücret alsaydı aylık ücret 160 bin lira olurdu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
RTÜK Başkanı “Ülkemizde olumlu olaylar olmuyormuş gibi haber servis ediliyor” deyip ‘yandık’, ‘bittik’ haberleriyle karamsarlık aşılandığını savundu, ceza tehdidinde bulundu.

Evrensel'i Takip Et