11 Şubat 2025

Büyük depremin ikinci yılında ‘Birleşe birleşe kazanmak’tan başka seçenek yok!

Geçtiğimiz hafta, büyük 6 Şubat depremlerinin ikinci yılıydı. Hafta boyunca deprem bölgesi illerinde, mezarlıklar acılı depremzede ailelerle doldu taştı.

Kent merkezlerinde iktidarın depremin yıkımını felakete dönüştürmesine ilişkin ev değil, mezar inşa etmiş müteahhitleri, yerel belediyelerden bakanlıklara uzanan sıralı yetkilileri, bakanlıklara kadar uzanan sorumluların yargı önüne çıkarılmamasını, yargının bu konuda işleyişini, depremin yarattığı yıkımı fırsata dönüştürme amaçlı uygulanan “rantsal dönüşüm” politikasını eleştiren toplantılar, protesto gösterileri yapıldı.

Yine bu etkinlikler içinde depremzedeye konutlar vadeden eski bakanın “Yapılacak evleri gördüğünde depremzede keşke benim evim de yıkılsaydı diyecek” iddiasının, cumhurbaşkanının yerel seçim kampanyasını “Eğer yerel yönetimle merkezi yönetimi uyumlu olamazsa hizmet gelmez” diyerek başlatmasının, AFAD’ın ve Kızılay’ın deprem bölgesine ulaşmasının üç-dört gün sürmesinin, askerin arama kurtarma için ilk üç gün sahaya çıkarılmamasının, Kızılay’ın çadır satmasının, illere göre değişen ayırımcı uygulamaların halk tarafından unutulmadığına tanık olduk.

İktidar halka tepeden bakmakta ve rantsal dönüşümde ısrarlı

Cumhurbaşkanından başlayarak iktidar sözcülerinin depremin hemen ardından yıkılan 650 bin dolayındaki konutun bir yıl içinde yapılıp hak sahiplerine verileceği sözü de yıl dönümü etkinliklerinde yeniden hatırlatıldı.

Ama iktidar oralı olmadı.

İktidar sözcüleri iki yılda gelinen yerin büyük bir başarı olduğu propagandasını yürütse de depremin ikinci yıl dönümünü Adıyaman’da bir “anahtar teslim töreni”yle geçiştirmek zorunda kaldılar.

Törende Cengiz, Kalyon ve öteki yandaş firmalara deprem bölgesindeki bağış ve inşaatlara ilişkin ‘başarı belgesi’ verilerek amacın “depreme dayanıklı kenteler” inşa etmek değil, rantsal dönüşüm olduğu gösterildi. Cumhurbaşkanı depremde çocuğunu kaybeden anneyi “Rabbim sizi cennetinde kavuştursun” duasıyla gönderirken Ziraat Bankasının genel müdürü, kendini “En büyük hayırsever benim” diyerek tanıttı! Çünkü en büyük bağışı o yapmış! Turizm ve kültür bakanı ise hak sahibi depremzedeleri “talihliler” diye hitap ederek kürsüye çağırdı!

Böylece Adıyaman’daki anahtar teslim töreni rantsal dönüşümün ve halka tepeden bakmanın kürsüsü olarak, büyük depremin ikinci yılında iktidarın icraatı olarak akılda kalacak tek tören oldu!

Emek Partisinin ‘deprem raporu’ ne söylüyor?

Depremin ikinci yılıyla ilgili yapılan etkinlikler çerçevesinde çeşitli siyasi çevrelerden, bilim insanlarından, emek meslek örgütlerinden çok değerli açıklamalar yapıldı. Dahası 6 Şubat depreminden beri bilim insanlarının ve emek-meslek örgütlerinin “depreme dayanıklı kentler”in inşasıyla ilgili tartışmaları yoğunlaştı. Son yılların popüler söylemiyle sadece depremzedelerin değil, genel kamuoyunun da “deprem okuryazarlığı” arttı.

Nitekim 2. yıl dönümü etkinliklerinde, basın açıklamalarında, yürüyüşlerde, protestolarda taşınan pankart ve sloganlara yansıyan talepler bunu açıkça gösterdi.

Emek Partisi ise 6 Şubat depreminin ikinci yıl dönümünün hemen öncesinde Antep’te depremin ilk gününden beri çalışma yapan emek ve meslek örgütleriyle, dayanışma platformlarıyla, kitle örgütleriyle ve depremzede temsilcileriyle bir buluşma düzenledi.

Emek Partisi gerek sahada yapılan araştırmaları gerekse bu toplantıda çıkarılan sonuçları kamuoyuna sunduğu bir rapor hazırladı.

Raporda; deprem bölgesindeki eğitimden halk sağlığına, barınmadan depreme dirençli kentlerin inşasına, ekolojik yıkımdan olağanüstü ekonomik zorluklara, enkaz altında kalmış kayıplardan bölgede tarımın ayağa kaldırılmasına kadar bölgede yaşananlar 14 başlık altında toplanıyor.

Dahası bu rapor sadece yaşananlarla ilgili saptamalar yapmakla kalmıyor. Mücadelenin ilerletilmesi için “Gaziantep buluşması”nda yapılan tartışmalarda varılan sonuçlarla bağlantılı olarak önemli bir öneriyi de gündeme getiriyor.

Raporda bu öneri; “Deprem sonrası kurulan platform ve dernekler başta olmak üzere emek ve meslek örgütleri, sendikalar, partiler ve derneklerin; kent ve bölge bazında deneyim ve birikimlerini ortaklaştırması, mücadele olanaklarını birlikte büyütmesi için yerel ve bölge düzeyinde iletişim ağlarının, ortak mücadele ağlarının kurulması bir zorunluluk haline geldi” şeklinde ifade ediliyor. Önümüzdeki dönemde mücadelenin ilerlemesi için ortaya çıkan gerçeklere işaret ediliyor.

Böylece Emek Partisinin deprem raporu; son aylarda az çok mücadelenin olduğu her alanda daha çok öne çıkan “Birleşe birleşe kazanacağız” sloganının deprem bölgesinde de somut, bölgenin kendine has koşullarında acil bir çağrı olarak öne çıktığına dikkat çekiyor.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
RTÜK Başkanı “Ülkemizde olumlu olaylar olmuyormuş gibi haber servis ediliyor” deyip ‘yandık’, ‘bittik’ haberleriyle karamsarlık aşılandığını savundu, ceza tehdidinde bulundu.

Evrensel'i Takip Et