Geçmişten seslenen öyküler
2019 yılının mayıs ayında aramızdan ayrılan, yerli polisiye edebiyatının yüz akı eserlere imza atmış Celil Oker’in yeni kitabı geçtiğimiz haftalarda raflardaki yerini aldı. Bir saniye! Yeni bir Celil Oker kitabı mı?
Altın Kitaplar; Celil Oker külliyatına gösterdikleri saygının ve özenin bir nişanesi olarak, ilk müjdesi SUÇÜSTÜ dergisinin Celil Oker Özel Dosyası içeren eylül- ekim 2024 periyotlu beşinci sayısında ilk kez Yayınevinin Editörü Elçin Kazancı tarafından müjdelenen “Haliç Manzaralı Cinayet” isimli öykü kitabı 2025’in başı itibarıyla okurlarla buluştu.
168 sayfalık kitap 15 öyküden oluşuyor. Aslında bu kitap Celil Oker’in Başkahramanı Remzi Ünal’ın pek çok farklı mecrada yayımlanan öykülerinin ilk kez, tabiri caizse 32 kısım tekmili birden yer aldığı bir eser. Çünkü 2003-2017 yılları arasında farklı farklı yerlerde çıkmış bu öyküler, yazarın oğlu Ali Oker tarafından derlenip toplanmış. Ne de iyi olmuş!
Üstelik birisi hariç hepsi, yayımlandıkları sıra ile okuyucuların huzuruna çıkıyor. 2003 yılında Aries isimli dergide yayımlanan “Şimdi Bir Oyun Oynayacağız Seninle” isimli öykü ise kitabın en sonunda yer alıyor ve bunun, okuduktan sonra anlayabileceğiniz üzere incelikli bir manası var. Hedeflediği etkiyi de yapıyor üstelik.
Geçmişin öyküleri, bugünün merceği
Celil Oker’in “Haliç Manzaralı Cinayet” kitabında derlenmiş kısa öyküleri, kabul edelim ki polisiyenin dinamiklerini a’dan z’ye gözetmiyor. Çünkü hepsi, yayımlandıkları mecraların öykülere ayırabildiği yer dolayısıyla kısa kısa yazılmış ve dolayısıyla okuyuculara Remzi Ünal ile birlikte vakaları çözme konusunda bir yol açmıyorlar. Fakat hepsi dört dörtlük suç anlatıları!
Remzi Ünal gibi iyi bir gözlemci dedektif karakteri ve Celil Oker gibi usta bir kalem söz konusu olunca, karşımıza geçmişten bugüne (ve maalesef yarına) seslenebilen nokta atışı tespitler ve figürler kalıyor. Oy sahtekarlığı yapan müteahhitlerden OHAL gölgesinde gazetecilik yapmaya çalışan emekçilere kadar, öykülerin yazıldığı yıllardan bugüne hiçbir şeyin değişmediğini göreceğiniz bir sürü karakter sırasıyla Remzi Ünal’ın ve okurun karşısında geçit töreni düzenliyor.
Dolayısıyla karşımıza güçlü gözlemler ve tespitlerle bize adeta mozaik şeklinde Türkiye (ama daha çok İstanbul) panoramalarını sunan öyküler çıkıyor. Bir yönleriyle de aslında öyküler, İstanbul’un yakın geçmişine hem politik hem de sosyolojik olarak ışık tutmayı da başarıyor. En nihayetinde öykülerin her birinin satır aralarından suçların işlenme şekilleri ve nedenleri, suçlu profilleri, suça zemin hazırlayan süreçler gibi unsurlar çıkıyor. Bu da “İyi bir yazar nasıl olmalıdır?” sorusunun da cevabını bize sunuyor…
İyi bir yazarın, dertleri olmalıdır. İyi bir yazar bu dertleri anlatacak ideal araçları (öyküdür, romandır, şiirdir) tespit ederek, biraz da ‘zamansız’ olarak nitelendirilebilecek eserler kaleme almalıdır. Ali Oker’in de deyimiyle Celil Oker’i 2019 yılının mayıs ayında kaybettik fakat, Celil Oker hâlâ çalışıyor!
Evrensel'i Takip Et