Batı cephesinde yeni bir şey yok

Okan Buruk’un maçtan önceki açıklamalarına özel önem veririm. Zira bu konuşmalarındaki vücut dili ve kullandığı cümleler bana göre maça ilişkin birçok sırrı barındırır.

Okan Buruk maç öncesinde yayıncı kuruluşa yaptığı konuşmaya negatif bir tonla başladı. Maç kadrosunun önceden sızdığına dikkat çekerek, aslında Florya’nın mahremiyetini koruyamadıklarını itiraf etti. Sadece bu negatif başlangıç bile maça ilişkin birçok kötü şeyin habercisiydi.

Okan Buruk söyleşinin devamında da girmiş olduğu negatif ruh halinden sıyrılmadı. Önce eksikliklerden söz etti, ardından da takım savunmasına dikkat çekti: “Beraber hareket edersek, özellikle takım savunmasını doğru yaparsak… Bugün en büyük etkenlerden biri beraber savunma yapmamız.”

Belli ki takım savunmasına yönelik kuşkuları vardı. Bunun nedeni savunmaya yeni eklenen Carlos Cuenda’nın neredeyse sıfır adaptasyonla maça çıkması olabilir. Bunu bilemiyorum, ancak bu açıklaması da negatif bir tona sahipti, oyuncularına tam güvenmediğini düşündürttü bana.

Maç başlayınca son dönemde deplasman maçlarında gördüğümüz tutuk başlangıç bir kez daha yenilendi. İlk düdükle birlikte neredeyse ne yapacağını bilmeyen bir Galatasaray izlemeye başladık. Bunun karşısında ise maça çok iyi hazırlandığı belli olan bir AZ vardı.

İki takım arasındaki bu anlayış farkını maçın hemen başında gelişen iki örnekle göstermek istiyorum.

Filmin fragmanı

Dakika 0,44. Oyuna Galatasaray başlıyor, ancak ileri şişirilen top hemen AZ oyuncularının kontrolüne geçiyor. Dakika 0,27’de Galatasaraylılar Gabriel Sara’yla topu geri kazanıyorlar. Birinci bölgede yapılan dört hazırlık pasından sonra top Abdülkerim Bardakcı’ya geliyor. Bardakcı da çoğunlukla yaptığı gibi topu ileriye şişiriyor.

Bardakcı topu Barış’ın olduğu bölgeye yüksek oynamak istiyor.

AZ’nin sağ beki Seiya Maikuma’nın karşıladığı bu top AZ’nin sağ kanat forvet oyuncusu Ernest Poku’ya geliyor.

Beş saniye sonrası. Top AZ’nin sağ kanat forveti Poku’nun ayağında. Onu Galatasaray’dan Berkan karşılamaya hazırlanıyor.

Poku’yu üçlü formasyonunun sol stoperi Berkan Kutlu karşılıyor. Kutlu’nun dublajında ise Kaan Ayhan var. Ayrıca Álvaro Morata da geriden Poku’ya baskı yapmaya çalışıyor. Ancak Poku bu üç oyuncu yokmuşçasına topu sürmeye başlayıp Kutlu ve Ayhan’ın sağından kolayca geçiyor. Böylece 4’e 2 AZ geçiş hücumu başlamış oluyor.

İki saniye sonrası. Kaan ve Berkan’dan sıyrılan Poku’yu önlemek için Mertens’in ayağını sokuyor. Top Parrott’a gelmek üzere.

Geriden bastıran Dries Mertens topa ayağını sokmayı başarıyor, fakat bu, AZ’nin santrforu Troy Parrott’a pas oluyor. Parrott hemen sağdan bindiren Poku’yu kaçırmaya çalışıyor. Ancak bu top Bardakcı’dan geri dönüyor.

İki saniye sonrası. Parrot Poku’yu kaçırmak istiyor, ancak bu top Bardakcı’dan dönmek üzere.

Boşta kalan topu Sven Mijnans hemen soldan bindiren Mayckel Lahdo’nun koşu menziline atıyor. Topu alan Lahdo Galatasaray ceza sahasına girmek için hamle yaparken AZ’nin sol beki David Møller Wolfe’nin soldan hücumu desteklediğini görüyoruz.

Sekiz saniye sonrası. Lahdo Galatasaray ceza sahasında. Karşısında Cuesta ve Sallai var. Wolfe de hücumu destekliyor.

Lahdo kendi sağına doğru topla kayarken solundaki Wolfe’ye bir pas atmak istiyor. Bu pas Sallai’den dönüyor. Dönen top için Lahdo ve Carlos Cuesta mücadele ediyorlar. Lahdo bu mücadeleyi kazanıp Morata ve Cuesta’nın arasından Jordy Clasie’ye veriyor topu.

Clasie de dikine bir pasla topu ceza sahasındaki Parrott’la buluşturuyor.

Sekiz saniye sonrası. Clasie dikine bir pasla Galatasaray ceza sahası içindeki Parrott’ı topla buluşturuyor.

Parrott topu gelişine soldaki Mijnans’a veriyor. Onun karşısına Bardakcı çıkıyor. Mijnans Bardakcı’yı yere yatırıp ekarte ettikten sonra kaleye şut atmak üzereyken Gabriel Sara ayağını sokup topu kornere atıyor. Pozisyon bittikten sonra yardımcı hakem ofsayt bayrağını kaldırıyor.

Bu örneği seçmemin özel bir nedeni var; bir yandan AZ’nin maça ne kadar iyi başladığını göstermek, diğer yandan Galatasaray’ın oyuna ciddi bir planla ve konsantrasyonla başlamadığını, soyunma odasından iyi çıkmadığına dikkat çekmek. Zira daha maçın başında Bardakcı çoğu maçta yaptığı şeyi gerçekleştiriyor ve topu ve körlemesine ileriye şişiriyor. Burada elbette amacı öne koşu gösteren Barış Alper Yılmaz’ı kaçırmaktı. Ancak gönderdiği top Yılmaz’ın menziline yetişmiyor. Topun kontrolü AZ’ye geçerken Yılmaz ve Elias Jelert de bir anda oyun dışı kalmış oluyorlar.

Ancak sorun bununla sınırlı değil, daha da kötü bir şey gerçekleşiyor. Poku’nun iki savunma oyuncusunu kolayca ekarte etmesiyle Galatasaray yedi saniye içinde kendini AZ’nin 4’e 2 sayısal üstünlükle gerçekleştirdiği hücumu savunurken buluyor.

Bu hücumda dikkat çeken bir şey daha var; inisiyatif sürekli AZ’li oyuncuların elinde kalıyor. Sahada istedikleri her şeyi kolayca yapabiliyorlar. Galatasaraylıların elinden gelen tek şey ise AZ’li rakiplerini izlemek.

Bu da bize AZ’nin Galatasaray maçına ne kadar iyi hazırlandığını gösterirken Galatasaray’ın neredeyse sıfır hazırlıkla karşılaşmaya başladığını kanıtlıyor. Daha da kötüsü, bu sert hücum bile Galatasaray’ı uyandırmaya yetmiyor. 

Galatasaray’ı üzerine çekme planı

Devam ediyorum. Dakika 1,37. Fernando Muslera ofsayt atışını Roland Sallai’ye pas vererek kullanıyor. Ancak AZ’nin sol beki Wolfe hemen Sallai’ye baskı yapıyor. Sallai de bu nedenle topu orta sahaya şişirmek zorunda kalıyor. Yükselen topa Barış Alper Yılmaz yükseliyor, ancak hava mücadelesini kaybediyor. Top Peer Koopmeiners üzerinden yeniden AZ’nin kontrolüne geçmiş oluyor.

Koopmeiners geriye sağ beki Maikuma’ya oynuyor. Tam bu sırada Barış Alper Yılmaz ve Morata öne doğru koşarak rakiplerine baskı yapmaya çalışıyorlar. Maikuma dikine bir pasla topu Clasie’ye atıyor. Onu Mertens sıkıştırıyor. Clasie yüzünü kendi kalesine dönüp kalecisine oynuyor.

AZ geriye doğru oynayarak Galatasaray’ı üzerine çekiyor, böylece boş alanlar elde ediyor.

AZ geriye doğru oynayarak Galatasaray’ı üzerine çekiyor, böylece boş alanlar elde ediyor.

AZ kalecisi Rome Jayden Owusu-Oduro sol stoperi Alexandre Penetra’ya pas veriyor, o da sol bekine. Ancak Penetra Wolfe’ye pas verirken eliyle topu çizgideki takım arkadaşına oynamasını işaret ediyor. Wolfe de tam olarak bunu yapıyor ve topu Cuesta’nın marke ettiği Lahdo’ya atıyor. Sırtını Cuesta’ya dayayan Lahdo topu gerideki Mijnans’a bırakıyor. O da hemen Bardakcı’nın marke ettiği Parrott’a oynuyor.

AZ geriye doğru oynayarak Galatasaray’ı üzerine çekiyor, böylece boş alanlar elde ediyor.

AZ geriye doğru oynayarak Galatasaray’ı üzerine çekiyor, böylece boş alanlar elde ediyor.

Topu kontrol eden Parrott soldan bindiren Lahdo’yu kaçırıyor. Bardakcı Lahdo’nun sprintine karşılık vermeye çalışıyor.

İki saniye sonrası. Parrott sol kanattan bindiren Lahdo’yu kaçırıyor.

Ancak Lahdo Bardakcı’dan çok daha hızlı. İlerledikten sonra ceza sahasının yan çizgisinden içeri doğru kesiyor topu. Amacı topu sağdan gelen Poku’yla buluşturmak.

Üç saniye sonrası. Lahdo, Poku’yla buluşturmak amacıyla topu yerden penaltı noktasına doğru gönderiyor.

Ancak orada Berkan Kutlu var. Kutlu zorlukla da olsa topa dokunmaya başarıyor.

Bir saniye sonrası. Berkan’ın çelmeyi başardığı top Galatasaray ceza sahasına koşan Parrott’la buluşmak üzere.

Kutlu’nun çeldiği top Galatasaray ceza sahasının önüne doğru açılıyor. Oraya AZ’nin santrforu Parrott yetişiyor.

Bir saniye sonrası. Berkan’ın çelmeyi başardığı topu Parrott Galatasaraykalesine şutlamak üzere.

Topa yetişen Parrott Galatasaray kalesine şut atıyor. Ancak Berkan Kutlu’ya çarpan top sola doğru açılıyor. Pozisyon bittikten sonra yardımcı hakem hücumun başında Parrott’ın Lahdo’yu kaçırdığı an için ofsayt bayrağını kaldırıyor.

Bu hücumda gördüklerimiz şöyle.

Galatasaray’ın ön alan baskısı yaparken takım halinde hareket etmediğini bilen AZ ilk sekansta geriye doğru oynayarak Galatasaray’ın hücum oyuncularını üzerlerine çekiyorlar, böylece boş alan yaratmış oluyorlar.Sonra birden topu yaratmış oldukları boş alana oynayarak 3’e 3 hücuma çıkıyorlar.Burada AZ’li oyuncular Lahdo-Mijnans- Parrott üzerinden Ajax maçında ilk golü üreten asansör hücum gerçekleştiriyorlar.Bu hücumda rakipleriyle bire bir kalan Bardakcı ve Sara’nın sprint hızlarının yetersiz oldukları göze çarpıyor. Özellikle Sara’nın sprint hızı Parrott’a yetişemiyor. Beraber başladıkları koşuda Parrott 2-3 metre öne geçiyor ve Galatasaray kalesine şut atıyor.

Maçın hemen başında gelişen ve ikisi de ofsaytla sonuçlanan bu hücumlarda AZ’nin önceden çalışıldığı belli olan setleri oynayarak Galatasaray’a futbol ders verdiğini gördük. AZ maçın ilk bölümünde Galatasaray’a ön alan baskısının nasıl yapılacağını da gösterdi. Ve ilk golünü de bu baskı sayesinde kazandı.

Bire karşı üç

Dakika 10,23. Sallai rakip yarı sahasının ortasında taç atışıyla oyunu hareketlendiriyor ve Cuesta’ya oynuyor. Top Cuesta ve Bardakcı üzerinden sol koridordaki Berkan Kutlu’ya geliyor. Kutlu da kendisine yanaşan merkezdeki Sara’ya oynuyor. Sola yönelen Sara orada kendini birden üç AZ futbolcusuyla çevrili buluyor.

AZ’nin golle sonuçlanacak frikik atışını kazanmasından dört saniye öncesine bakıyoruz. Sara’nın etrafı üçlü AZ’liyle çevrili.

Sara’yı çevreleyen AZ’li oyuncuların yaptığı baskı sonrasında Parrott topu kazanıyor ve Galatasaray ceza sahasına doğru hareketleniyor. Ancak arkadan gelen Kaan Ayhan’ın faulüne maruz kalıyor. Kaan Ayhan bu hareketi nedeniyle sarı kart görürken AZ tehlikeli bir yerden frikik atışı kazanmış oluyor.

Frikikte Galatasaray barajı AZ’lilerin tuzağına düştü. Şöyle, Koopmeiners topa vuracakmış gibi yapıp Galatasaray barajını Amerikan futbolundaki gibi ofsayta düşürüyor. Ardından da Mijnans ofsayte düşen Galatasaray barajının yanından topu Muslera’nın kurtaramayacağı noktaya gönderiyor. Böylece Galatasaray AZ karşısında bir önceki maçta olduğu gibi 1-0 geriye düşmüş oluyor.

Ne var ki bu, duran topta AZ’li oyuncuların Galatasaraylılara tuzak kurmasının tek örneği olarak geçmedi maç kayıtlarına. AZ ikinci golüne de yine Galatasaraylıları tuzağa düşürdükleri bir duran top sonrasında kazandılar. Şimdi ona bakalım.

İkinci duran top tuzağı

Dakika 35,05. Cuesta’nın yaptığı faul sonrasında Galatasaraylılar duran topu karşılamak için kendi ceza sahalarına üşüşüyorlar. Bu sırada Galatasaraylı futbolcular AZ’lilerin ne yapacaklarını gözlemlemiyorlar. Neredeyse bütün futbolcular AZ’nin faul atışını ceza sahasına orta yaparak kullanacağından çok eminler. Galatasaraylılar ceza sahasına yapılacak orta için organize olmaya çalışırken AZ’liler oyunu hemen hareketlendiriyorlar ve topu soldan bindiren Wolfe’yle buluşturuyorlar.

AZ’nin golle sonuçlanacak penaltıyı kazanmasından beş saniye öncesine bakıyoruz. Galatasaraylılar AZ’nin kazandığı faul atışının ceza sahasına kullanılacağı düşüncesiyle organize olmaya çalışırken AZ’liler faul atışını soldan bindiren Wolfe’ye doğru oynayarak bir kez daha Galatasaraylıları tuzağa düşürmüş oluyorlar.

Wolfe’yi, kullanılacak duran topun önünde beklemek üzere orada bulunan Mertens takip etmeye çalışıyor, ancak çok geç. Çizgiye doğru inen Wolfe topu ikinci direk hizasına ortalıyor. Orada Barış Alper Yılmaz var. Aslında çevre kontrolü de yapıyor, ancak sadece soluna bakıyor, sağındaki AZ’li oyuncuyu ise fark etmiyor. Solundaki rakibinin uzakta olduğunu görünce de rahat hareket ediyor. Ancak topu kontrol etmek üzere sağına döndüğünde Maikuna çıkıyor karşısına. Bu nedenle topa hâkim olmak amacıyla kaldırdığı sağ ayağıyla Maikuna’yı yere indiriyor.

Penaltı anına bakıyoruz. Topu kontrol etmek için kendi sağına dönen Barış’ın sağ ayağı Maikuna’nın sol diz altına geliyor.

Bu golde Barış Alper Yılmaz Wolfe’nin ortaladığı topu parmaklarının ucunda beklememesi dikkatimi çekti. O an oyuna ve ortaya karşı çok soğuk görünüyordu. Topun kendisine geleceğini anlayınca acele biçimde soluna baktı ve kendinden emin biçimde topu kontrol etmeye hazırlandı. Sonrasını biliyoruz. Kanımca burada üst seviyede bir konsantrasyon sorunu yaşadı Yılmaz.

Sadece 10 dakika

AZ çok genç bir takım. Öyle ki sahaya çıkan AZ ilk 11’inin yaş ortalaması 23,5’ti. Yani Galatasaray’ın yaş ortalamasından 5,2 yıl daha küçük.

Genç bir takım olmanın daha fazla koşma, sprint atma ve enerji üretme gibi artıları olmasına karşın önemli bir eksisi de var: AZ tecrübesizlik nedeniyle maç içinde büyük kırılmalar yaşayabilen bir takım. Dünkü maçta da böyle oldu. 

Öyle ki Galatasaray neredeyse ilk ciddi atağında ve şutunda golü buldu ve sonrasında yaklaşık 10 dakika boyunca oyuna hükmetti.

Analizin son bölümünde Galatasaray’ın golünün sıra dışılığını göstermek istiyorum.

Dakika 19,15. Muslera topu eliyle Sara’ya göndererek oyunu başlatıyor. Yapılan dört hazırlık pası sonrasında top orta saha civarında Sallai’ye geliyor. Tam bu anda Morata öne koşu gösteriyor, Sallai de bu koşuyu topu onunla buluşturarak ödüllendiriyor.

Galatasaray’ın golünün sekiz saniye öncesine bakıyoruz. Sallai öne boş koşu gösteren Morata’yı kaçırıyor.

Ceza sahasında topla buluşan Morata’yı arkasındaki Clasie sıkıştırıyor. AZ kaptanı Clasie’yi sırtına alan Morata rakibinden sıyrıldıktan sonra penaltı noktası üzerindeki Barış Alper Yılmaz’ı görüyor. Yılmaz topu hemen kaleye şutluyor, ancak bu şutu Maikuma blokluyor. Dönen topu Sallai ceza sahası dışından AZ kalesine gönderiyor.

Hem hazırladı, hem sonuçlandırdı

Aslında çok basit bir golmüş gibi görünüyor. Ancak öyle değil. Zira rakip defans arkasına adam kaçırma bir Galatasaray seti, ancak golün Morata’yı arkaya kaçıran Sallai’den gelmesi sıra dışı. Burada Sallai’yi hem hücumu başlatan, hem de bitiren bir futbolcu profilinde izledik. Bunu sağlayan yegâne şey de Sallai’nin koşu kalitesi ve oyunu takip etmesiydi.

Şöyle; Sallai topu Morata’ya attıktan sonra hafif biçimde öne doğru koşmaya başlıyor. Morata’nın topla buluşmasından sonra da hızını biraz daha artırıyor, bu sırada oyunu da takip ediyor. Topun kendisine geleceğini anlayınca da patlama gücünü devreye sokarak ivmeleniyor ve sağ ayağını şuta kuruyor.

Tartışma

Maç günü yayınlanan yazımda Liverpool’la Galatasaray’ı her iki takımın oyuncularının attıkları sprint sayıları üzerinden kıyaslamış ve şöyle bir yorumda bulunmuştum: Galatasaray bu sezon çok sayıda gol atmasını hücum ve kanat bölgelerinde görev yapan futbolcuların sprint kapasitesine, çok sayıda gol yemesini de merkez orta saha ve savunmada görev yapan oyuncularının sprint kalitesizliğine borçlu.

Dün AZ, Galatasaray’ın savunmadaki bu temel sorununu net biçimde ortaya koyan iyi planlanmış ve iyi uygulanmış keskin hücum geçişleri yaptı. Bu sayede de Galatasaray’a tarihi bir fark atmanın eşiğine geldi. (Tam burada sprint yetersizlikleri nedeniyle Galatasaray’da Bardakcı’nın bir, Kaan Ayhan’ın ise kırmızıyla sonuçlanan iki sarı görmüş olduğunu hatırlayabiliriz.)

Ancak Galatasaray’ın dünkü zayıf oyununu sadece sprint kapasitesi üzerinden yorumlamak da kanımca bizi doğru yere götürmeyecektir.

Dünkü zayıf oyunun en önemli nedenlerinden birinin Galatasaray’daki fizik kalite sorunu olduğu düşüncesindeyim. Bu fizik kalite sorununu keskinliklerini kaybetme sürecine giren birçok oyuncuda gözlemlemek mümkün. Bununla birlikte fizik kalitedeki bu düşüşün temel nedenlerini teknik heyetin bildiğinden ve buna radikal biçimde son vermeyi hedeflediğinden de neredeyse eminim.

Sonuç

Bu sezon Galatasaray’ın oynadığı maçların ilk yarılarında bazen oldukça tutuk olduğuna, ancak ikinci yarılarda daha saldırgan bir futbol oynadığına birçok kez şahitlik ettik. UEFA Avrupa Ligi’nin grup aşamasında oynanan AZ karşılaşmasında da böyle olmuştu.

Ancak dün bu sezon hiç görmediğimiz bir şeyle karşılaştık; Galatasaray sadece birinci yarıya değil, ikinci yarıya da kötü başladı. Bulduğu gol sonrasındaki yaklaşık 10 dakikalık bölüm hariç oyuna hiç giremedi. Futbolcular amatör takımlara yarışır bazı hatalar yaptılar. Çoğu zihinsel olarak büyük yara aldılar.

Okan Buruk’un karşılaşma öncesi ve sonrasında yaptığı konuşmalardan aldığım izlenim şu: Kanımca Buruk dün takımının iyi bir oyun oynamayacağını öngörüyordu. Bu maç sonrasında da çok daha farklı bir 11’le yoluna etmenin planlarını yapıyordu. Buradan hareketle dünkü maçın Okan Buruk’un eylem planını daha da hızlandıracağını ve onu bazı sert önlemler almaya sevk edeceğini düşüncesindeyim.

Bu açıdan Rizespor maçının bir test niteliğinde geçeceğini söylemek kehanet olmasa gerektir. Buruk’un yere doğru çevrilen Galatasaray uçağının burnunu yeniden havaya dikip dikemeyeceğini, takımın kötü gidişe nasıl bir reaksiyon vereceğini önümüzdeki Rizespor ve AZ karşılaşmalarında net biçimde göreceğiz.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Bütün toplum heybede

Bütün toplum heybede

Emekçileri bastırmak için grevler yasaklandı. “İç cepheyi tahkim” denilerek her kesimden siyasetçi, gazeteci ve aydına yönelik sabah operasyonları, tutuklamalar ve akılalmaz gerekçelerle açılan davalar sürüyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Adalet bakanı, "Kimileri ‘Bize soruşturma açın’ dercesine ortalıkta dolaşıyor" demişti. BİRTEK-SEN genel başkanının tutuklanmasından sonra siyasetçiler, gazeteciler ve sanatçılar şafak operasyonu ile gözaltına alındı

Evrensel'i Takip Et