Vekilin yeri, işçinin emekçinin yanı
![](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284424.jpg)
Fotoğraf: Evrensel
Her gün gündemin değiştirildiği, “Artık bu kadarı da olmaz” dedirten gözaltı, operasyon ve tutuklamaların yaşandığı, Van’da olduğu gibi yılmadan kayyım denemelerinin yapıldığı, parti başkanlarının tutuklandığı, ana muhalefet partisine bile dava açıldığı bir süreci yaşıyoruz bu ülkede. Ama ülkede bunların dışında başka şeyler de yaşanıyor, Çayırhan’da, Gaziantep Başpınar’da, ülkenin dört bir yanında… İşçiler, emekçiler kendilerine dayatılan Orta Çağ koşullarına, üç kuruşluk zam dayatmalarına, iş yerlerinin sermayeye peşkeş çekilmek istenmesine karşı direniyorlar. Kışın dondurucu soğuğuna, kar ve fırtınaya rağmen direnişte ısrar ediyorlar, onca dondurucu soğuğa karşı “patronun insafından daha sıcak” diyerek…
Meclisle başladık ya, öyle devam edelim. 600 vekilin olduğu, baypas edilmiş bir Meclis ama hep gönülleri hoş tutulmaya, sorgulamasınlar, el kaldır indir ile her istenileni onaylasınlar diye kıyakların da yapıldığı bir Meclis. Geçen hafta bu köşede verdiğimiz gibi, emeklisinin de trafik kurallarından muaf tutulmak, kesilen cezalar devlet tarafından ödenmek istenen Meclis, vekiller...
***
Seçim sonrası bir kez kürsüye çıkıp “yemin” eden 600 vekil… Sonrasında ise çok küçük bir azınlık dışında kimsenin, kendi seçmeninin bile sesini duymadığı, zor zamanlarında yanlarında görmediği vekiller. Seçmen de hep şikayet eder ya hem vekillerinden hem partilerinden, “Seçimden seçime geliyorsunuz, bir de geçimimiz var mı, ne durumdayız gelip görmüyorsunuz” diye… Bu, sadece iktidar partisi vekilleri için böyle değil, muhalefet partilerinden seçilmiş yemin dışında kürsüye çıkmamış ya da itiraz etmemiş vekiller de var. İyi Partiden seçilip çıkarları öyle gerektirdiği için AKP’ye geçen Kürşad Zorlu gibi…
Örnekler isimler üzerinden çoğaltılabilir ama Çayırhan, Başpınar demişken sözü bir vekilin olması gereken yeri gösteren EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca’ya getirmek istiyorum. Parti grubu olmadığı için bir dakikalık bir söz hakkı için bile nasıl mücadele ettiğini yine bu köşede anlattığım, gazetemizin de muhabiri/yazarı olan Sevda Karaca…
Gazeteci İrfan Değirmenci Başpınar işçilerinin direnişini ve Sevda Karaca’yı Instagram’da sayfasında paylaşmış, “Nerede bir emek mücadelesi varsa orada, ben takip ediyorum kendisini” diyerek. Ekliyor Değirmenci: “Sevda Karaca Başpınar işçilerinin yanına gitti, işçilerin kendilerini en yalnız hissettiği anda yanlarında bir milletvekili vardı, seslerini duyurmak üzere. Kar yağıyor, görüntüler bir filmi andırıyor. Film değil gerçek”… Başpınar işçilerinin fırtınaya rağmen direnişini ve sorunlarını Sevda Karaca’ya aktarmalarını gösteriyor sonra Değirmenci...
Karaca fırtına arasında işçilerle buluşuyor, ateşin başında anlatıyor; “Bu şehirde milyonlarca işçinin nasıl çalıştığını, patrona ihracat rekorları kırdırdığını ama iş ücret artışına geldiğinde yüzde 30 gibi sefalet artışında direttiğini.” Daha önce Antep’te direnip kazanan Şireci işçilerini örnek veren Karaca, “Çünkü tek ses oldular, bir oldular” diye yolu gösteriyor.
Değirmenci işçilerin gözündeki bu ışıltıyı, “Galiba yalnız değiliz, kazanacağız” ışıltısını son genel seçimde Antalya’da destek için gittiğinde Barış Atay ile yol işçileriyle yaşadığını anlattı.
***
Ankara’da yüzlerce işçi ve emekçi eylemini, direnişini, grevini görmüş, onları yazmış bir gazeteci olarak biliyorum ki, Başpınar işçileri birliklerini bozmaz, hakları için direnmeye devam ederlerse karşılarında ne adeta sıkıyönetim ilan ederek eylemleri yasaklayan, çadırlarını söktüren vali, ne AKP’den milletvekili de olan patronları ne de her direnişlerinde karşılarına set çeken güvenlik güçleri durabilir... Sınıf sendikacılığının nasıl yapılması gerektiğini gösteren BİRTEK -SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen’in gözaltına alınması da patron yalakasının bir eli cebinde, karşısında işçilere parmak sallaması da sonucu değiştiremeyecektir. Tarih bunu göstermiştir yine gösterecektir, önceki gün gazetemizin manşetindeki gibi bu “Ekmek ve hürriyet kavgası!” Birlik olan, bir olan işçiler, emekçiler er ya da geç kazanacaktır.
***
İş yerlerinin satılmasına karşı Ankara’ya kadar yürüyen, öncesinde kendilerini madene kapatan ve mücadelede kararlılıklarını dile getiren Çayırhan işçilerine, buz gibi havaya, kar fırtınasına rağmen, “patronun insafından daha sıcak” diyen Başpınar işçilerine ve ülkenin dört bir yanında, aslında nasıl muhalefet edilmesi gerektiğini de gösteren tüm işçi, emekçi direnişlerine selam olsun…
Evrensel'i Takip Et