Dayanışma ve BİRTEK-SEN’e üye olmanın ertelenmemesi zamanı!

Fotoğraf: Evrensel
Gaziantep Başpınar Organize Sanayi Bölgesi’nde çok sayıda fabrikada çalışan binlerce işçi şubat ayı başından beri patronların yüzde 30 zam dayatmasına karşı mücadele ediyor.
Patronların “yüzde 30 zam”da ısrar etmelerinin dayanakları ise iktidarın, patronların Asgari Ücret Tespit Komisyonunun 2025 yılı için asgari ücrete yüzde 30 zam yapmış olması!
Patronlar, “Madem hükümet asgari ücrete yüzde 30 zam yaptı, biz de sizin ücretlerinize yüzde 30 zam yaparız daha fazla değil” diyorlar.
Ancak Başpınar işçileri önceki yıllardaki deneyimlerinden çıkardıkları dersle, hem kendi aralarındaki birliği daha güçlendirmiş hem de yerel emek güçleriyle daha yakın bir dayanışmadan aldıkları güçle, sendikaları BİRTEK-SEN etrafında daha yığınsal ve daha sıkı bir birlik oluşturmuş bulunuyorlar.
Gaziantepli patronların işçilerin taleplerinde ısrarlı direnişi ve direnişin yaygınlaşacağını gösteren işaretlerin çoğalması karşısında sadece patronların çabasıyla direnişi kıramayacaklarını anladıkları için olacak Valilikten yardım istediği anlaşılıyor.
Vali ve patronların önceliği aynı: Çarklar dönsün
Nitekim geçtiğimiz perşembe gecesi Gaziantep Valiliği son üç yıldır bu tür işçi eylemleri karşısında takındığı “ilgisizliği” bir yana koyarak Gaziantep’te 15 gün süreyle her tür eylem ve etkinliği yasakladı.
Kararın hemen arkasından emniyet güçleri işçilerin direniş çadırlarını yıkıp, işçilerin evlerine dönmesini istediler. Ama işçilerin tepkisi eve dönmek değil “Yasağı tanımadıklarını” söyleyerek, geceyi yaktıkları ateşler etrafında toplanarak direnişi sürdürmek biçiminde oldu.
Grevdeki işçiler cuma günü saat saat 11.00’de Demokrasi Meydanı’nda toplanarak taleplerinde ısrarlı olacaklarını göstereceklerdi.
Cuma sabahında ise BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen gözaltına alındı. 6 saat gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakıldı.
İşçilerin saat 11.00’de toplanacağı Demokrasi Meydanı polis tarafından barikatlarla kuşatmaya alınarak toplantı için alana gelen yüzlerce işçinin meydanda toplanması polis zoruyla engellendi.
Gaziantep Valisi Kemal Çeber, Antep’te Başpınar işçilerinin sefalet zammına karşı iş bırakması üzerine getirdiği 15 günlük eylem yasağını, önceliklerinin “Çarkların dönmesi” olduğunu söyleyerek savundu. Tıpkı patronların dediği gibi!
Dayanışmayı büyütüp çeşitlendirmek ihtiyacı
Evet direnişteki işçilerin de açıkça ifade ettiği gibi Valiliğin yasak kararı patronları rahatlatmıştır. Ama aynı zamanda direnişteki işçiler kimin kimden yana olduğunu bu kararla daha açıkça görerek direniş eğilimini de bilemiştir.
Önceki direnişlerden de yasakların iki yönlü etkisi olduğu biliniyor. Ve yasakların işçilerin arasındaki birliği güçlendirerek yasakları aştıklarını en son Birleşik Metal-İş’in grev yasağı karşısında grevi sürdürerek başarıya ulaşmasına tanık olduk.
Ama şu da bir gerçek ki, grev yasağı ya da eylem yasağı gibi kararların eylem içinde bulunan işçi ve emekçiler için yeni zorluklar getirdiği de tartışmasızdır.
Bu zorluklar da iki biçimde aşılabiliyor. Bunlardan birincisi benzer talepleri olan işçilerin emekçilerin de greve ve direnişlere doğrudan katılarak direnişi büyütmeleridir. İkincisi ise iş yerinde iş yavaşlatmaya varan değişik eylem biçimleriyle dayanışmayı yaygınlaştırmalarıdır.
Ve tabii sadece işçiler arasında kalmayıp emekçi semtleri, yerel ve ulusal çapta emek güçlerinin çeşitli biçimlerdeki dayanışmaların yaygınlaştırılması önem kazanmış bulunmaktadır.
Özellikle grevdeki işçilerin ailelerinin oturduğu emekçi semtleri başta olmak üzere aileler arasında maddi ve manevi dayanışmaya önem verilmesi günün önemli bir görevi olarak gündeme gelmiştir.
Gaziantep çok sayıda işçi eylemine sahne olmuş bir kent olmasının yanında deprem sonrası dayanışmasıyla da iş yerlerinde, emekçi semtlerinde dayanışmanın biçim ve araçları konusunda çok önemli bir deneyime sahip. Tabii bunlara yurt sathında emek güçlerinin işçi mücadelesine yakınlığı, aydın, demokrat çevrenin grev ve direnişlere ilgisi, Başpınar işçilerinin grevleriyle dayanışmanın yurt sathında yaygınlaşacağının dayanaklarını oluşturmaktadır.
Yasakçılara ve patronlara verilecek en kestirme yanıt BİRTEK-SEN’e üye olmak!
Son üç yıldır Başpınar OSB işçileri ocak-şubat aylarında BİRTEK-SEN etrafında birleşip şalter indirip patrona taleplerini kabul ettiriyorlardı.
Bu yıl da aynı yönteme baş vurdular. Ama bu sefer patronlar Valiliğe başvurup grevleri, hatta her tür eylem ve etkinliği yasaklatarak işçi direnişlerini kırmaya yöneldiler.
Ancak üç yıl içinde yaşananlar dikkate alındığında açıkça görünüyor ki, işçilerin yılda bir kez sendika etrafında birleşip direnerek elde ettiği hakların korunmasının ya da geliştirilmesinin yılda bir BİRTEK-SEN etrafında birleşerek mücadele etmenin yetmeyeceğini göstermektedir. Başka bir söyleyişle Başpınar işçilerinin son üç yıllık mücadelesi, artık yılda bir BİRTEK-SEN etrafında birleşip mücadele etmeyi aşarak sendikada bir dayanışma örgütü olmanın ötesinde işçinin evi, işçi sınıfının örgütü olarak örgütlenmenin ertelenmemesi gerektiği bir zamana gelindiğini göstermektedir.
Patronların yüzde 30 dayatması ve işçinin hak mücadelesini yasaklayarak önlemeye çalışanlara bugün verilecek en kestirme yanıt, ertelemeden başka gerekçeler öne sürmeden BİRTEK-SEN’e üye olmaktır!
Evrensel'i Takip Et