Tarihin sahada yazıldığı zamanlardayız
![](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284645.jpg)
Fotoğraf: Emrullah Acar/MA
‘Siyasi İlahiyat’ adlı kitabına, “Egemen, olağanüstü hale karar verendir” cümlesiyle başlayan Carl Schmitt, egemenlik kuramı üzerine yaptığı felsefi tartışmayı ileriki bölümlerde şu vurguyla sürdürür: “Tüm hukuki kavramlar arasında en çok egemenlik kavramı güncel çıkarların hükmü altındadır.”
Schmitt, 1888 yılında oldukça yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir. Bir demir yolu işçisi olan baba Johann ve ev hanımı anne Louise, dindar birer Katoliktirler. Geride bıraktığımız yüzyılda kendisinden en çok söz edilen anayasa hukukçusu ve siyaset kuramcılarından biri olan Carl Schmitt, 1933'ten itibaren Nazi rejimine de dahil olur. Carl Schmitt’in yazdıkları, ceza verilen ve görevden alınarak yerine kayyım atanan Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Abdullah Zeydan’ın yaşadıklarını berrak bir biçimde açıklayan özelliklere sahip.
Hepimiz biliyoruz ki, devlete yakınlığıyla bilinen güçlü bir aşiret olan Pinyanişi Aşiretine mensup olan Abdullah Zeydan, siyasi tercihini AKP’den yana kullanmış olsaydı ne 5 yıl hapis yatar ne de seçildiği başkanlık koltuğu elinden alınırdı.
Öte yandan şöyle bir ironik bağlamdan da söz edebiliriz. Schmitt bir işçi çocuğu olarak, geldiği sınıfa hayatı dar eden otoriter siyaset felsefesine derinlik kazandırırken, Zeydan varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş olsa da, ezilen bir halkın, Kürt halkının evladı olarak eza göreceği bir yolu tercih etmiştir.
Geride bıraktığımız hafta, AKP iktidarının, Carl Schmitt’in analizlerine yeniden hayat verdiği bir hafta oldu. İstanbul’da düzenlenen 'Kent Uzlaşısı' operasyonunda gözaltına alınan ve Kartal ve Ataşehir belediye başkan yardımcılarının da aralarında bulunduğu 10 kişi tutuklandı. Aynı günlerde Gaziantep Başpınar Organize Sanayi Bölgesi’nde, AKP Gaziantep Milletvekili İrfan Çelikaslan'ın patronu olduğu Çelikaslan Tekstil’de işçilerin yüzde 30 olarak verilen sefalet zammını kabul etmeyerek, yüzde 50 zam talebiyle iş bırakmalarının ardından Gaziantep Valiliği kentte 15 gün süreyle eylem yasağı ilan etti.
İktidarın verdiği izinle ve iktidar ortağı Bahçeli’nin yaptığı çağrının ardından Öcalan ile yapılan görüşmeler sonrası, İmralı’dan gelecek açıklama, yol açacağı sonuçlarla birlikte merakla beklenirken, Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edildiği tarih olan 15 Şubat’a Van’a kayyım atanmasıyla uyanmak bir sürpriz midir gerçekten?
Carl Schmitt’in egemenlik kuramı analizinde, istisna gibi görünen olağanüstü hal uygulamaları aslında kaidenin kendisidir. Otoriter bir sistem içinde iktidarı elinde bulunduranın güncel çıkarları, onu dengeleyen ve engelleyen bir başka güç yoksa kendi hukukunu bile ilga eder. Meclisinizde, kürsünün hemen arkasındaki duvarda büyük harflerle ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ sözünün yazıyor olmasının hiç mi bir anlamı yoktur peki?
Milletin, iradesini sandığa attığı oy ile sınırlı görmediği durumlar da vardır. Örneğin Van halkının 5 gün boyunca gösterdiği direniş nedeniyle, ancak aralarında gazetecilerin ve siyasetçilerin de olduğu yüzü aşkın kişiyi gözaltına alarak ve adeta bir Gazze görüntüsüyle kayyımın devreye sokulabildiğini gördük.
Aynı şekilde Antep’te işçilerin, bir süre gözaltında tutulan BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen’in ve Emek Partisi Milletvekilleri Sevda Karaca ile İskender Bayhan’ın ortaya koydukları dirençli tutum, Türkiye’de iki sınıf arasındaki gerçekliği, iktidarın sermayenin hem kendisi hem de sözcüsü olma halini geniş kesimler nezdinde görünür kıldı.
Gelinen noktada AKP’ye 14-0’ı yaşatmanın bedeli kendisine irade gasbı olarak ödetilmek istenen Van halkının ve vali destekli AKP’li patronlara karşı işi, ekmeği için direnen Antep işçisinin yalnız olmadığına göstermek hayati bir önem taşıyor. İktidar açısından bir hukuksuzluğu, başka bir hukuksuzlukla destekleyerek egemenliğini sürdürebilmekten başka bir şans yok artık. Tam da o nedenle, bütün tepkilere rağmen, bir ateşli hastalığa yakalanmış gibi üç dönemdir Van’da kayyım atayan bir AKP görüyoruz.
Tarihin bir kez daha sahada yazıldığı zamanlardayız. Ve yeni bir tarihe doğru kapı açmanın yolu da sahadan kopmamaktan geçiyor.
Evrensel'i Takip Et