BİRTEK-SEN işçileri ve Mehmet Türkmen (tarihsel açıdan da) yalnız değildir
![](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/283707.jpg)
Fotoğraf: Evrensel
Gaziantep’te Başpınar Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) faaliyet gösteren tekstil fabrikalarındaki işçiler, verilen yüzde 30’luk zam teklifini kabul etmeyerek şubat ayı başında greve başlamıştı. Gelişmelerin ardından Gaziantep Valiliği, 13 Şubat Perşembe günü, iş bırakılan fabrikaların bulunduğu OSB’yi de içerecek biçimde, 15 gün süreyle her türlü etkinlik ve eylemi yasakladı.
14 Şubat Cuma günü BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen sabah saatlerinde evinden gözaltına alınıp, basın açıklamasının yapılacağı Demokrasi Meydanı’na gitmesi engellendi. Engellemelere rağmen işçiler meydana çıktı, sefalet koşullarına teslim olmayacaklarını dirençli bir biçimde ifade etti.
Başpınar OSB patronlarına verilen destek, Gaziantep Valiliğinin 15 gün süreyle her türlü eylem ve etkinliği yasaklaması ve direniş çadırlarının yıkılmasıyla sınırlı kalmadı. Kentin yerel gazetelerinin bazılarında Mehmet Türkmen’in işçileri provoke ettiğini ileri süren, grev nedeniyle tekstil sektörünün Mısır’a yönelişinin hızlanacağını iddia ederek kamuoyunu yanıltan ve ekonomik krizden işçileri sorumlu tutan, en önemlisi BİRTEK-SEN’i ve yöneticilerini hedef gösteren yazılar yayımlandı. Mehmet Türkmen’in patrona söylediği “Dört fabrikan var bu kadar zengin oldun, işçinin hakkını ver” cümlesine karşılık verenler korosuna yerel yandaş gazeteciler de katılmış oldu.
***
Giuseppe Cavallera siyasal baskılar nedeniyle İtalya’nın kuzeyindeki memleketi Piedmont’tan, güneydeki Sardunya Adası’ndaki Cagliari’ye göçen bir sosyalistti. 1896’da eğitimini tamamlayıp doktor oldu. Aynı dönemde kırsal işsizliğin madenlere yönelttiği işçilerin “ciğerlerini karbonla ve bronşlarını lamba yağıyla” dolduran çalışma koşullarına, işten atılmaktan kurtulmak için tüberküloz olduklarını saklayışlarına tanıklık etti. İşçilerin siyasetini örgütleme işini yüklendi. Bununla yetinmedi; 1898’de Milano’da bir işçi direnişinde General Bava Beccaris’in jandarmalarınca vurulan işçi kitlesinin aileleri için yardım topladı. Bu nedenle “Yetkisiz para toplama” suçuyla itham edildi. 11 ay hapishanede tutuldu. Hapisten çıktığında yalnızca 27 yaşındaydı. 1903’te Bugerru’da ilk madenciler birliğini kurdu, grevlerde en ön saflarda mücadele etti.
1905’te madenciler ücretlerinin 2.54 liretten 2.30 lirete düşürüldüğünü gördüler. Bu rezaletten sorumlu Monteponi Şirketinin Temsilcisi Erminio Ferraris madenlerdeki koşulları araştıran komisyonun raporlarında şu iddialarda bulunuyordu: “Sardunya’da el emeğinin üretkenliği kıtadan çok daha düşüktür. Bunun nedeni aptallığa düşkünlük, iklim, sezgi ve genelde enerji yokluğudur.” Sardunyalı Bilim İnsanı Giovanni Loriga bu iddiaların ücretleri köle düzeyinin altında tutmak için uydurulmuş masallar olduğunu ülkenin başka bölgelerindeki madenlerle yaptığı sayısal karşılaştırmalarla kısa bir süre sonra gösterdi.
Sardunya’da Seddas Moddizzis’de bir grup maden işçisi ayda iki gün tatil, günde 10 saat mesai, bir saat öğle tatili ve ücretlerinin düzenli ödenmesini talep ettiğinde işten atıldılar. Aynı Ferraris’in tatil konusuna bakışı şu şekildeydi: “Pazar tatili uygulansa, bir köşeye bir şeycikler koyan işçi bulmak olanaksızlaşır, oysa işin sürekli olduğu zamanlarda işçiler artırmaya giderler ve harcama olanakları yoktur. Bazı madenlerdeki yedi günde bir olan tatil gerçekten çok fazladır, çünkü yoğun nüfus alanlarından uzaktaki bu insanlar boş zamanlarını nasıl harcayacaklarını bilmezler, birçok işçi ücretini tüketir, aşırı içkiye yatırır, ertesi gün çalışmaya halleri kalmaz.”
***
Dünyanın dört bir yanında mücadele devam ediyor. Dönem ve koşullar farklı olsa da günümüzün Giuseppe Cavalleraları, dönemin Erminio Ferrarislerinin düzenbazlıklarına gereken cevabı sınıfın zarafetiyle vermeye devam ediyor.
BİRTEK-SEN işçileri ve Mehmet Türkmen mücadele tarihine kaydedildi. Haklı ve onurlu mücadelelerinde yalnız olmadıklarını biliyoruz.
Evrensel'i Takip Et