Mehmet Türkmen

Fotoğraf: Halil İmrek/Evrensel
İlkokulda bir arkadaşım vardı. Okudu, hukukçu oldu. Savcılık, hakimlik yaptı. Şimdi içimi bir korku sardı. Ya ben bu muhtereme, zıpırlık zamanlarında hakaret etmişsem. Ya bu eski arkadaşımın aklına onu morsta yendiğim gelirse. Ya sabah beşte misket bürosundan birileri kapıma dayanıp “50 sene önce sayın savcımızın misketlerini yutmuşsun?” diye dayanırsa.
İlkokulu Fethiye İlkokulunda okudum. İstanbul Çarşamba’nın Fethiye’sinde. Fethiye camisinin tam karşısında bizim okul tam yanında cumhurbaşkanımızın imam hatip ortaokulu vardı. 4 yaş küçük olduğuma göre ben 3’e giderken, o orta 2’ye gidiyordu. Caminin yanındaki küçücük arsada top oynardık. Her ikimiz de topçu olduğumuza göre aklıma gelmiyor ama ya onların topuna vurmuşsam? Ya top uçurumdan aşağıya Fener’e kaçtıysa. Ya sabah kapıma dayanıp 57 yıl öncesinin topunun hesabını sormaya kalkarlarsa cumhurbaşkanından aferin almak isteyen münferitler?
Ya paramız yetmediği için turşunun salatalığını alamayıp suyuyla idare ederken veya macun sırasında önüne geçtiysek. Yok yok geçmemişizdir.
Çocukluk yaşlarından beri Antep’in fabrikalarında işçilik etmiş, kursağından hak etmediği, terlemeden kazandığı tek kuruş geçmemiş, tüm diğer emekçilerin derdiyle dertlenmiş, patron sofralarına meze olmamış, ölümle bile tehdit edilmesine rağmen mücadelesinin her satırında efendiliğinden, kararlılığından geri adım atmamış, sayısız kez gözaltına alınmış, çok kez tutuklanmış ama kendini gözaltına alan, tutuklayan maaşlıların da hakları dahil, tüm emekçilerin onurlu duruşuna bayrak olmuş Mehmet Türkmen’i tanıyor, destekliyor olmanın bir sakıncası olur mu acaba?
Ben en iyisi penguenlerin sosyal hayatını yazayım. Ne olur ne olmaz.
Evrensel'i Takip Et