Başpınar işçi direnişinin önemi

Fotoğraf: Ekin Elif Saltık/Evrensel

Türkiye işçi sınıfı, uzun yıllardır düşük ücretler, kötü çalışma koşulları ve güvencesizlikle mücadele ediyor. Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) çalışan işçilerin insanca yaşayacak bir ücret talebiyle sürdürdüğü mücadele, işçilerin emeğinin patronlar tarafından yok sayılmasına karşı bir direniş olduğu kadar, işçiler açısından ciddi bir bilinçlenme ve örgütlü mücadele süreci olarak yaşanıyor.

Başpınar OSB’de işçilerin büyük çoğunluğu asgari ücret veya asgari ücretin biraz üzerinde ücretlerle çalıştırılıyorlar. Çalışma saatlerinin uzun olması, fazla mesailerin çoğu zaman karşılıksız kalması, sendikal örgütlenmenin fiilen engellenmesi gibi sorunlar işçilerin yaşamını her geçen gün zorlaştırıyor.

Her ne kadar eylemlerin başlama nedeni düşük ücret zamları olsa da Başpınar işçilerinin başlattığı direniş, sadece ekonomik haklar için verilen bir mücadele değil. Bu mücadele şimdiden Türkiye işçi sınıfının örgütlenme, dayanışma ve sınıfsal bilinç kazanma sürecinin önemli bir parçası haline gelmiş durumda.

Üretim sürecinde emek gücüyle değer yaratan işçiler, şirketlerin büyüyen kârlarından pay almak istediklerinde karşılarında muhatap bulamıyorlar. Bu koşullar altında, Başpınar’da binlerce işçi insanca yaşayacak bir ücret ve daha iyi çalışma koşulları için mücadeleye atıldılar. Geçmiş yıllarda olduğu gibi, bu yıl da yanlarında BİRTEK-SEN gibi mücadeleci bir sendikanın öncülüğünde eylemlerini sürdürüyor, kararlılıklarını gösteriyorlar.

Türkiye’de mücadeleci işçilere ve sendika yöneticilerine yönelik gözaltına alma, tutuklama, işten çıkarma ve hatta fiziksel şiddet gibi uygulamaların hepsine geçmişte defalarca şahit olduk. Patronların isteğiyle BİRTEK-SEN Başkanı Mehmet Türkmen’in tutuklanması işçilerin haklı mücadelesini sindirmek ve zayıflatmak amacını taşıyor. Patronların ve mülki amirlerin burjuva hukukunu bile ayaklar altına alarak sendikal faaliyetleri engellemeye çalışmalarına rağmen işçilerin haklarını aramakta ısrarcı olması, Antep’in ve ülkenin diğer sanayi bölgelerindeki işçilere de umut ve cesaret veriyor.

İşçiler, ortak sorunlar karşısında bir araya gelip mücadele ettikçe, sömürü düzeninin bireysel çabalarla değil, tek vücut halinde hareket ederek değiştirilebileceklerini her geçen gün daha net görüyorlar. Başpınar işçilerinin talepleri etrafında birleşmesi, onların sınıf bilincini ve mücadele azmini güçlendiren, sermaye karşısında örgütlü mücadelesinin gücünü dosta düşmana gösteren bir süreç olarak yaşanıyor.

Türkiye’de işçi direnişlerinin genellikle belirli sektörler veya bölgelerle sınırlı kaldığı ve çoğu zaman saman alevi gibi kısa sürdüğü biliniyor. Başpınar işçilerinin mücadelesi, farklı sektörlerden işçilerin dayanışmasını artırarak, işçi hareketinin daha geniş bir zemine yayılmasının sağlanması, önemsenmesi gereken bir durum. Ülkenin ve emekçilerin içinde bulunduğu ağır ekonomik koşullar bunu gerektiriyor. Özellikle son yıllarda artan ekonomik kriz ve hayat pahalılığı karşısında, bu tür mücadelelerin yaygınlaşmaya başlaması, sermaye düzeninin baskılarına karşı daha güçlü ve daha yaygın bir emek hareketinin filizlenmesini sağlayabilir.

Başpınar’da isyan ateşini yakan işçilerin sesi, ülkenin dört bir yanındaki işçiler ve emek örgütleri tarafından daha fazla duyulmalı ve sahiplenilmelidir. Bu mücadelenin başarısı, yalnızca Başpınar işçilerine değil, Türkiye’deki tüm işçilere ve emekçilere moral olacak, işçi mücadelelerine yeni bir güç ve heyecan katacaktır.

1996’da Antep’te ilk isyan ateşini yakan Ünaldı işçilerinin izinden giden Başpınar işçilerinin direnişi, tüm emekçilerin ortak mücadelesi olarak görülmeli, Başpınar işçileri insanca yaşayacak ücret ve çalışma koşulları mücadelesinde asla yalnız yürümemelidir.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Tutuklu Sendikacı Mehmet Türkmen cezaevinden işçilere seslendi: Bu koşullar fabrikalardaki kölelik koşullarından daha kötü değil

Tutuklu Sendikacı Mehmet Türkmen cezaevinden işçilere seslendi: Bu koşullar fabrikalardaki kölelik koşullarından daha kötü değil

Antep’te patronların yüzde 30 zam dayatmasına karşı binlerce işçinin katıldığı grevlere öncülük ettiği için tutuklanan BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen Evrensel’e konuştu: “Tutuklanmam patronların kurduğu kölelik düzenine itiraz etmeyin mesajıdır. Vereceğimiz yanıt bizleri köleliğe mahkum etmek isteyenlere inat, BİRTEK-SEN çatısı altında birleşmektir.”

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
21 Şubat 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et