Teyzeler terör örgütü (TTÖ)

Yukarıdaki başlık Ayşe Bengi Çelik ile arkadaşlarının bulduğu adlandırma. Hepsi şu anda Bakırköy Kadın hapishanesinde yatıyor. TTÖ’nün açılımı teyzeler terörist örgütü. Anlamı ise İstanbul’da terör operasyonu diye halka duyurulan 52 kişinin gözaltına alındığı ve 35’inin tutuklandığı operasyonda tutuklanan kadınların hemen hemen tamamına yakınının 55 yaş ve üstünde olması. En gençlerinden Emek Partisi İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros’u saymazsak, çoğu emekli, bir partiye ya da örgüte üye ya da bağlı değil. Bazı etkinliklere katılmışlar dinleyici ya da konuşmacı olarak, bazı listelere birileri tarafından isimleri yazılmış, kadın eylemlerine katılmaları, Gezi eylemlerine katılmaları onların “terörist” kategorisine koyulma nedeni sayılmış “bağımsız!” yargı tarafından.

İktidarın baş destekçilerinden Hürriyet gazetesi “Ya Terör ya Demokrasi” manşeti atmış. Manşet haberinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine yer vermiş. Hürriyet’e göre Erdoğan şöyle demiş: “Terörle siyaset terörle demokrasi bir arada bulunamaz. Ya terör ya demokrasi: Ya silah ya sivil siyaset diyoruz”  

Hürriyet’e ve Erdoğan’a göre demek ki “teyzeler” terörist. Ya diğer 52 kişi? Onlar da terörist.

Fakat şöyle bir sorun var. Bu 52 kişiden bir kısmı Emek Partisi üye ve yöneticisi. Emek Partisi terörist mi? Bir kısmı DEM Parti üyesi DEM Parti terörist mi? Bazıları gazeteci. Bazıları memur sendikası üyeleri. Bunların üye oldukları örgütlerin hiçbiri terörist olarak kabul edilmiyor İçişleri Bakanlığı ve yargı tarafından. Örgütler faaliyetlerine devam ediyor.

Bir de Halkların Demokrasi Kongresi var. Bazı tutuklular HDK üyesi olmakla ve bu nedenle terörist olmakla suçlanıyor. HDK terör örgütü mü? İlk kongresini Ankara’nın göbeğinde toplamış. Toplantıyı polis de izlemiş. Görüntülemiş. İlk kongresi üzerinden on beş seneden fazla bir zaman geçmiş. Şimdi ilk kongreye izleyici, protokol ya da delege olarak katılanlara terörist diyorlar. On beş sene dememişler, üzümün bekleyince şarap olması gibi, onlardan on beş sene sonra terörist olmuş. Bu süre içinde 13. Genel Kurulu yapmışlar. Gizli falan da değil yani. Basının, emniyetin, izleyicilerin gözleri önünde. 13. Genel Kurul İstanbul Sancaktepe Kadir Topbaş Kültür ve Sanat Merkezinde yapılmış.  Son eş sözcülerinin DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Bektaş ve HDP Eski Milletvekili Ali Kenanoğlu olduğu Google aramasıyla görülüyor. Hal böyle iken önce 9 kişi sonra 35 kişiyi HDK üyesi diye neden tutukluyorsun? Niye binlerce ismin yazılı (Ki içinde 90 yaşına gelmiş profesörler de var) olduğu listeler yapıyorsun?

İktidar OHAL rejimini normalleştirdi. Bu rejimde iktidara muhalefet edenlerin tümü terörist sayılıyor. Halka öyle propaganda yapılıyor. Bu terörist blokuna o günlerde iktidarı kim rahatsız ediyorsa o giriyor. Bir gün TÜSİAD başkanları, bir gün belediye başkanları, bir gün milletvekilleri, bazen sendikacılar, genellikle gazeteciler, hatta sinema sanatçıları, siyasi parti başkanı ve yöneticileri vb. Bir de değişmeyen, her daim terörist sayılanlar var. Bunlar bizim emek ve demokrasi güçleri dediğimiz insanlar. Bunlar emeğin ve yurttaşın hak ve özgürlüklerinin en kararlı savunucuları ve bu haklar için bıkmadan, yorulmadan mücadele edenler. Onlar her haksız gözaltına, yargılamaya, cezalandırmaya karşı çıkıyorlar ama onlar bu muameleye maruz kaldıklarında genellikle kendilerini kendilerinden başka savunan olmuyor.  Sürekli tutuklanıyorlar, hapishaneler onlarla dolu, hapishanelerde yer kalmamış ama azalmıyorlar vazgeçmiyorlar.

İktidarın “ya terör ya demokrasi” diyerek ve hak ve özgürlük mücadelesini, iktidara muhalefete terör diyerek demokratik hakların bu koşullarda kullanılamayacağı iddiası ile baskıları arttırmasını kimileri Putin iktidarına, kimileri Ben Ali iktidarına, kimileri Saddam ya da Esad iktidarına benzetiyor. Ama demokratik bir iktidara benzetene daha rastlamadım.

Hapishanelere koyduğunuz teyzeler, evinin kapısını kırarak doksan yaşındaki yazarın kızını gözaltına almanız, doksan yaşındaki profesörü terörist diye listelemeniz bence terördür. Buna siyasi literatürde “devlet terörü” deniyor.

Demokratik hak ve özgürlükler emek ve demokrasi güçlerinin mücadelesi kazanılacak, devlet terörü de yine onların mücadelesi ile geriletilecek.

Terörist diye hapishanelere doldurduğunuz teyzeler, dedeler sizin iktidarınızın alametifarikası olarak tarihe geçecek.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

Antep’in de aralarında olduğu bölge illerinde ortalama işçi ücreti asgari ücretin altında, haftanın 7 günü, pazarları 12 saat çalışma, üretim baskısı! Devletin ve patronların yasaklar, kolluk gücü ve sendikacı tutuklamasıyla devam ettirmek istediği bu düzenin dayanılmaz hale geldiğini söyleyen Çelikaslan işçisi, tüm işçileri BİRTEK-SEN çatısı altında birleşmeye çağırdı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et