Ukrayna’nın ardından: Amerika’yla Rusya anlaşıyor mu?

Fotoğraf: Kremlin
ABD’nin Rusya’yı Ukrayna’da savaşa zorlamasının üzerinden üç yıl geçti. İşgalci Rusya’nın karşısında görünüşte başında Zelenskiy ile Ukrayna vardı; ancak herkes savaşın Rusya’yla NATO arasında olduğunu biliyordu. ABD ve Avrupalı NATO üyeleri kesenin ağzını açmış, Ukrayna’ya milyarlarca dolar ve bir o kadarlık silah ve cephane yığmışlardı. Öylesine ki, milyonların Avrupa ülkelerine göç ettiği Ukrayna giderek bu silahları kullanacak asker bulamaz olmuştu. Aileler oğullarını askere göndermek istemiyorlardı, çünkü cephede askerin ortalama ömrü saatlerle sayılmaktaydı. Ondan fazla generalini ve çok sayıda askerini kaybeden Rusya da zorlanıyor, ama dayanıyordu.
“Görüşmeler” lafı epeydir edilmeye başlanmıştı. “Barış” lafı da öyle. İlk kullananlardan biri ünlü Kissinger’di: “Ukrayna biraz toprak versin, sorun çözülsün” demişti.
Ukrayna’da savaş sürerken, geçen yıl 7 Ekim’de yeni bir sürecin düğmesine basıldı.
HAMAS, İsrail’in abartıldığı gibi değil ama “kof” olduğunu göstermek amacıyla yerleşimcilerin olduğu bölgeye bir askeri harekat düzenlemiş ve asker ve yerleşimci İsraillileri rehin alarak masaya oturmak istemiş, ancak İsrail’in yanıtı aşırı sert olmuştu. Siyonistler aynı gün rehine alınan ve alınmak istenenler de içinde olmak üzere HAMAS’ın sızdığı bölgede taş üstünde taş bırakmamış ve ardından Gazze’ye yönelmişti. Tam bir soykırımdı.
Ancak orada kalmadı. İsrail Lübnan’a, suikastlarla lideri ve komutanlarını öldürüp zayıflattığı Hizbullah’a saldırdı, ilerleyemedi, ama yönünü Suriye’ye çevirdi.
Başından beri uçak gemileri ve destroyerleriyle bölgede olan ABD, İsrail’e tam destek sunmakla kalmadı, ama onu ve geri kalan bölge gericiliğini Ortadoğu’nun yeniden dizaynına yönlendirdi. Esad, Türkiye eliyle korunagelmiş Heyet Tahrir el Şam’ın (HTŞ) cesaretlendirilen hamlesiyle devrildi. Şimdi hedefte İran var.
Rusya bölgedeki başlıca müttefikinden olmuştu, ama hâlâ Suriye’deki üslerini de koruyan büyük bir güçtü.
Suriye’nin akıbeti üzerine görüşmeler sürerken, bunlardan birinde Rusya ile ABD’nin Dışişleri Bakanları Lavrov ve M. Rubio, Riyad’da bir araya geldi. Sadece Suriye değil, tüm dünya ve iki ülkeyi ilgilendiren tüm sorunlar üzerinde hasbıhalde bulundu. Konulardan biri Ukrayna’ydı. Trump’ın henüz başkan olmamışken, ABD’ye çok pahalıya mal olduğunu söylediği Ukrayna savaşını sona erdirme niyetini açıkladığı biliniyordu.
Bu arada, ayağının tozuyla gönderdiği maliye bakanıyla iletip derhal imzalamasını istediği Ukrayna’da bol olan nadir toprak elementleriyle ilgili anlaşmayı Zelenskiy bekletince, Trump köpürdü ve kalayı bastı: “Diktatör Zelenskiy!” Oysa düne kadar “özgürlük savaşçısı” idi adam! Zelenskiy yola gelince, birkaç gün sonra ziyaretine gelen Trump’ın özel temsilcisi bu kez çizilen façasını düzeltmek üzere “cesur lider” tweetini attı.
Trump Rusya’yla Ukrayna’yı paylaşmaya koyulmuştu. Hem de Zelenskiy’i birlikte destekledikleri Avrupalı müttefiklerine tek bir cümle söylemeden. Dünyadaki nadir toprak elementlerinin yüzde 40’ına sahip olan ve yüzde 90 rafineleme oranıyla neredeyse tam bir tekel durumundaki Çin karşısında Ukrayna madenlerini istiyordu Trump. Ruslara istedikleri toprak taviziniyse fazlasıyla vermeye hazırdı.
Avrupalılar isterlerse savaşı kendi başlarına sürdürsünlerdi! Trump’ın umurunda değildi! Sanki başta Almanya olmak üzere Avrupa’ya “Rus Kuzey Akım gazını almayı kes” dayatmasında bulunan ABD değildi! Sanki ucuz Rus gazını elinin tersiyle ittiği için Almanya ekonomisi rekabet gücünden olmamış, Çin elektrikli arabaları karşısında çaresiz kalan Volkswagen fabrika kapatmanın eşiğine gelmemişti!
Şimdi Avrupalı emperyalistler kendi dertlerine yanar ve kara kara ne yapacaklarını düşünürken, Trump’ın bir hesabı da Rusya’yla Çin’i birbirinden ayırarak Çin’i yalnızlığa itmek. Belki Ortadoğu’da da bir dizi taviz vererek Rusya ile yeniden az çok “iyi ilişkiler” geliştirip hızla bütün dünyayı ekonomik olarak fethetmekte olan başlıca rakibi durumundaki Çin’i temel müttefiki hakkında şüphe içine sokup tedirginliğe iterek ittifaklarını zayıflatmak. Avrupalılar mı? Onlar da varsınlar yeniden Rusya’yla gaz anlaşması mı yapar, Çin’le mi yakınlaşırlar, ne yapacaklarına kendileri karar versinler!
Evrensel'i Takip Et