Öcalan’ın çağrısı

Ülke tarihinde yeri olacak önemli bir açıklamayı hep birlikte dinledik. Çağrının barışın ve demokrasinin ilerlemesinde yol açıcı olması hepimizin dileği.

Nefesimizi tutarak dinlediğimiz metnin değerlendirilmesinde başrol tabii ki Kürt halkınındır. Yapılan açıklamanın başlığı "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı.” Bu bağlamda çağrıyla gündeme gelecek gelişmeler, hem barışa hem de toplumun demokratikleşmesine ilişkin sonuçlarıyla değerlendirilecektir. Demokratik alana yansımayan, sadece ateşkesle sınırlanan bir süreç yönetiminin beklenen sonucu getirmeyeceğini biliyoruz. Bu açıklamanın bir sonuç değil, yeni bir başlangıç olduğunu unutmamak ve sorumluluk sahibi bir biçimde süreci yakından takip etmek gerekiyor.

Metnin herhangi bir koşul öne sürülmeden silah bırakma çağrısı içermesi, devletin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirme sorumluluğunun metin dışında bir dilek olarak sunulması ve daha nice detay önümüzdeki günlerde tartışılacaktır.

Öcalan’ın çağrısının tüm sürecin aşacağı engelleri kapsaması elbette beklenemez. Bu nedenle mektubun doğuracağı sonuç ve uygulamaların eleştirel bir biçimde izlenmesi de büyük önem taşıyor. Öcalan’ın çağrısı siyasal tezlerindeki dikkate değer dönüşümü de yansıtıyor. Bu dönüşümün sol ve sosyalist muhalefetin hitap ettiği kesimin siyasal dizilişinde de yenilikler getireceğini, yeni tutum alışları beraberinde getireceğini düşünüyorum. Bir bütün olarak siyasal alan yeniden kurulurken, en büyük hareketlenmenin sol/sosyalist sahada olacağını düşünüyorum.