27 Şubat 2025

Öcalan’dan bir dönemi kapatan, ancak ‘koşullara’ da vurgu yapan bir çağrı

Fotoğraf: Fatih Polat/Evrensel

21 Mart 2013 tarihini taşıyan açıklamasında, “Ben, bu çağrıma kulak veren milyonların şahitliğinde diyorum ki; artık yeni bir dönem başlıyor, silah değil, siyaset öne çıkıyor. Artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir” diyen Abdullah Öcalan,12 yıl sonra yaptığı açıklamada ise şu ifadelere yer verdi: “Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir.”

Kapsamı sınırlanmış bir metin

Öncelikle, bu metin Öcalan’ın aşamalı önerilerde bulunduğu ve ‘çözüm süreci’ diye adlandırılan önceki sürece kıyasla, iktidar cenahı tarafından baskılanmış ve sınırlanmış bir çağrının motivasyonuyla çerçevelenmiş bir metin olarak duruyor. Heyette bulunan Sırrı Süreyya Önder’in metin Kürtçe ve Türkçe olarak okunup noktalandıktan sonra eklediği cümle bir yanıyla ‘turpun büyüğü’ duygusu uyandıran cinsten: “Bu perspektifi ortaya koyarken, şüphesiz silahların bırakılması ve PKK’nin kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir notunu da bizlere iletti. Onu da sizinle paylaşmış olalım.”

Yani bu vurguya dayalı olarak PKK’den “Biz bize yapılan çağrının gereğini yerine getirmeye yönelik süreci başlatıyoruz ancak muhatabımızdan da demokratik siyasetin hukuki boyutuna uygun adımlar bekliyoruz” anlamında açıklamalar gelmesi sürpriz olmaz.

Öcalan, o mesajı göndererek, bir yanıyla, “Israrla sadece örgüte çağrı yapmam üzerine bir iklim söz konusu olduğu için resmi metni, sürecin hassasiyetini dikkate alarak bu biçimde hazırladım, ama ek olarak ifade ettiğim metin dışı mesajım da önemlidir” demek istemiş oluyor. Ancak bu durum, yaptığı çağrının PKK’ye kendini feshetmesi çağrısı olarak bir döneme noktaya koymaya yönelik yönünün netliğini ortadan kaldırmıyor.

Suriye’nin kuzeyine çağrı yok

Öcalan’ın çağrısının diğer önemli bir noktası ise bu çağrının hiçbir biçimde Suriye’nin kuzeydoğusunda Kürt yapılanmasına ve iradesine yönelik bir çağrıyı içermediğidir.

Öcalan’ın çağrısının, PKK’nin ortaya çıkış koşullarından bugüne kadar gelen sürece dair içerdiği analizi, bu sınırlı ön değerlendirme bakımından daha sonraya bırakarak, kritik önemdeki siyasal mesaj yönüne dair temel bir noktanın altını çizelim: “Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan; ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır.”Öcalan, Türkiye içindeki hedefler bakımından, “Cumhuriyetin ikinci yüzyılı ancak demokrasiyle taçlandırıldığında kalıcı ve kardeşçe bir sürekliliğe sahip olabilecektir” diyor ve ekliyor: “Sistem arayışları ve gerçekleştirmeler için demokrasi dışı bir yol yoktur. Olamaz. Demokratik uzlaşma temel yöntemdir. Barış ve demokratik toplum döneminin dili de gerçekliğe uygun geliştirilmek durumundadır.”Dolayısıyla “PKK’nin kendisini feshine ve silah bırakılmasına paralel olarak, Kürt sorunun demokratik çözümü de ayrı bir mücadele meselesidir” demiş oluyor.

Kürt siyasi hareketinin bu açıklamayı sunarken, “Asrın çağrısı” ifadesini kullanması, güçlü bir gündemleştirme ihtiyacı bakımından anlaşılabilir. Ancak bu çağrının tarihteki karşılığının ne anlama geldiğini zaman içindeki sonuçlarıyla birlikte göreceğimizi söylemek en doğrusu.

Kanımızca Öcalan’ın açıklaması temel olarak Kürt sorunu bakımından ve PKK açısından, aslında 12 yıl önce ilan etmiş olduğu gibi silahların ötesine bakıyor. Bu çok net. Ama açıklamaya ‘demokratik çözüm manifestosu’ demek, Öcalan’ın da ifade etmediği bir anlam yüklemek olur ki, zaten sınırları belirli güç dengeleriyle ve konjonktürel baskılanmalarla çerçevelenmiş bir metin açısından böyle bir tanım kanımızca doğru olmaz.

Bu açıklamanın sonuçlarını görmek için zamana ihtiyacımız var. Asırlık bir sorunla ilgili olarak, bir açıklamaya, hacminin de taşıyamayacağı anlamlar yüklemek yerine soğuk kanlı biçimde süreci takip edip anlamaya çalışmak en doğrusu olur.

Bu özet ilk analizi şunu da ifade ederek noktalayalım: Öcalan PKK açısından silahlı mücadele döneminin sonuna gelindiği ve şimdi demokratik çözüm için siyasal mücadele zamanı olduğu vurgusunu yaparken, demokratik hukuk yollarının kapalı olması durumunda PKK’yi var eden koşullara geri dönüleceğini de ifade etmiş oluyor.

Evrensel'i Takip Et