1 Mart 2025

Karşıdevrimci rejim ve bileşenleri: Faşizan niteliklere sahip oligarşi

Kumarbaz Trump’ın ikinci dönemi, ilkine göre çok daha vahşi başladı. Geçtiğimiz haftalarda, eğitim, bilim ve yoksullara aktarılan kaynaklar hızlıca kısıldı. Amerikan sağı çok mutlu.

Fakat Trump’ın nerelerde tökezlediğine de dikkat etmek lazım. Oylarının ciddi bir kısmını “doğal felaket” yardımlarına ve (alt-orta sınıf beyazların da sağlık harcamalarını destekleyen) “Medicaid”e dokunmayacağına söz vererek alan Trump, göreve gelir gelmez bu ikisini tırpanlamaya girişti.

Trump’ın kendi seçmeni, gerek Cumhuriyetçi siyasetçilerin toplantılarına katılarak gerek başka yöntemlerle memnuniyetsizliğini dile getirmeye başladı. Cumhuriyetçiler’in bir dahaki seçimleri kazanamayacağı yönündeki spekülasyonu güçlendiriyor bu ortam.

Bu arada, aşırı sağın giderek artan iç çekişmelerini alelacele Uzun Bıçaklar Gecesi’ne benzetenler oldu. Fakat Trump’ın karşı karşıya kaldığı sağ muhalefet çok farklı. Nazi Almanyası’nın aksine, ne birleşik bir faşist hareket var, ne de bunun “sol” ya da “devrimci” kanadı. Üstelik Nazi Almanyası’nda, sermayenin gündelik ve kesimsel çıkarlarına karşı devleti ve (aryan) “halk”ı koruduğunu iddia eden faşist hareketin kendisiydi, sadece Uzun Bıçaklar Gecesi’nde kıyıma uğrayan “sol” kanadı değil.

Yaşananların yanlış anlaşılmasının sebeplerinden biri, Trump’ın arkasındaki koalisyonun yeterince tanınmaması.

Koalisyonun hakim kanadı faşizan güçler değil. En başta oligarklar ve (sağ-liberter) Heritage kuruluşu yön veriyor Trump’a. İkincil olarak da, yerleşik parti aygıtları ve ticaret odası gibi sermayenin geleneksel çıkarlarını gözeten çevreler. Bu ikincil kesim arada ayak diretse de, (şimdilik) çoğunlukla oligarklara boyun eğmiş bulunuyor. Kaos şiddetlendikçe tavrı değişebilir.

Faşizan akım ve gruplar ise birlik arzetmekten, Trump koalisyonunu devletçi ve “halkçı” bir rotaya çekmekten aciz. Sosyal medyada gürültü yapıyorlar. Steve Bannon gibi isimler arada Musk’a dikleniyor. Ancak herhangi bir faşist kadronun, protestolara sahne olan parti toplantılarında örgütçülük ve önderlik yaptığına dair bir duyum almış değiliz.

Yerleşik parti faşizan odaklardan, faşistler de partinin ağır toplarından nefret ediyor. Dolayısıyla işbirliği yapıp oligarşi ve Heritage kuruluşunun yarattığı yıkımı dengeleme ihtimalleri çok düşük. Yine de, kaos şiddetlendikçe, her biri kendi araçlarını kullanarak yıkımı yavaşlatabilir.

Eğer yavaşlatmazlarsa, Cumhuriyetçiler’in büyük oy kaybına uğrayacağı kesin. O durumda tek çareleri, yasadışı yollarla iktidarda kalmak olacak. Bunun engellenip engellenemeyeceği, Demokratlar’ın ve toplumsal muhalefetin ne tavır alacağına bağlı. Bu tavrın parametreleri ne olabilir, onu başka yazıda tartışalım. Bugün sadece toplumsal muhalefetin, içinde bulunduğumuz karşıdevrim ortamında ne kadar güvende olup olmadığını değerlendireceğim.

Toplumsal muhalefet elbette yükselen faşizan dalganın nefesini ensesinde hissediyor. Ancak faşizan gruplar, henüz aktivistleri, entellektüelleri, işçi önderlerini, evlerinden “bir gece ansızın” çekip alacak, kurşuna dizecek formasyona sahip değil.

Doğru... Oligarşik diktatörlük, liberal ve muhafazakar hukukun dışına çıkarak, hem halk ve işçi muhalefetlerinin hem liberal burjuvazinin yüz yılı aşkın zamandır kazandığı birçok mevziyi günbegün yok ediyor. Korkunç bir ortamda yaşıyoruz ve nefes almakta zorlanıyoruz.

Ama Nazi Almanyası’nı bırakın, şu anda Türkiye’de Kürt ve sol önderlerin içinde olduğu durumun bile aksine, ne devrimciler ne halk önderleri ne de belirli azınlıklar (örneğin Nazi Almanyası’ndaki Yahudilerin bugünkü Amerikan muadili olan Arap-Müslümanlar), “Bizi eninde sonunda ya öldürecekler, ya içeri atacaklar” düşüncesiyle yaşamıyor. Henüz.

Bu korkuyu tüm hayata hakim kılacak bir hareket ya da ideoloji yok çünkü.

Yalnız bu, aklını hafif yitirmiş bir sağcı militanın, uyuşturucu veya sosyal medya etkisi altındaki heyecanlı bir ergenin, ya da faşist çevrelere yakın bir polisin kurşunuyla ansızın ölmeyeceğiniz anlamına gelmiyor.

Elbette şunu da hesaba katmak lazım: Nazi sempatizanı Elon Musk, ideoloji yoluyla olmasa bile para gücüyle bir katil ordusu kurabilir. Yeni bir dönemdeyiz ve faşizmin tarihinde görmediğimiz yepyeni gelişmelere açık olmalıyız. Ancak bu tür ihtimalleri, somut gerçekliğin kendisiyle karıştırmak, toplumsal muhalefeti içinden çıkılamaz bir kafa karışıklığına sokacaktır.

Düşmanı doğru düzgün tanıyalım ve ona göre örgütlenelim. Yanıltıcı ezberlerin verdiği panikle değil.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

‘Tüm gruplar silah bıraksın, PKK kendini feshetsin’

‘Tüm gruplar silah bıraksın, PKK kendini feshetsin’

PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın, bir süredir beklenen mesajı, DEM Parti İmralı heyeti aracılığıyla duyuruldu. Öcalan, “Tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir” çağrısı yaptı. Açıklamada Suriye’deki Kürtlerin siyasi ve askeri durumuyla ilgili bir ifade yer almadı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
1 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et