Kalaallit toprakları ve emperyalizm

ABD Başkanı Trump göreve gelmesinin üzerinden bir ay bile geçmeden söylediği sözler ve KHK türü yaptırımlarıyla dünya çapında konuşulur oldu. Bu şaşırtıcı değil çünkü Trump tam olarak bunu, yani “Dünyanın konuştuğu lider” olmayı istiyor. Dünyanın birçok yerinde milyonlarca insanın kendisinden tiksindiğini de biliyor ve bundan hiç rahatsız değil çünkü amacı kendini “büyük lider” olarak pazarlamak…

Trump’un ocak ayındaki çıkışlarından biri, asıl adı Kalaallit Nunaat olan Grönland ile ilgiliydi. Trump özetle, “Grönland bizim için önemli. Almak isteriz ve gerekirse güç kullanarak alacağız,” dedi. Bu çıkış ardından, bu pek bilinmeyen adaya ilgi arttı. ABD’deki ana akım medyada yer alan haberlerin hemen hepsi Trump’un sözleri kadar kötüydü.

ABD’nin en önde gelen gazetelerinden New York Times adaya bir muhabir ve bir fotoğrafçı gönderdi. Haber için adada 12 gün kaldığı belirtilen Jeffrey Gettleman’ın 20 Şubat günü gazetede yer alan haberinin başlığı, “Grönland’ın büyük anı” idi.

ABD’nin emperyalist dış politikasının baş savunucularından biri olan New York Times haberinde sert bir emperyalizm eleştirisi olması elbette ki, beklenemezdi. Olağan olduğu üzere haberde, “Rusya ve Çin gibi süper güçler Grönland çevresindeki Arktik denizlerde askeri ve ekonomik fırsatları değerlendiriyor ve pozisyon kapma yarışına giriyorlar,” gibi ibarelerle ABD’nin emperyalist planları haklı çıkarıldı; ada halkının hakları ve görüşleri es geçildi.

Haberde yer alan bir ipucu, bütün bunlara emperyalizm karşıtı bir pencereden bakıldığında ne görüleceğini ortaya koyuyor. Görüşü sorulan bir belediye başkanı, ada ABD’nin sömürgesine çevrilecek olsa ne olacağını şöyle özetliyor: “Biz Amerikalı olmayacağız. Avrupalı olmak istemiyoruz. Grönlandlı olmak istiyoruz.

Kalaallit Nunaat, Kalaallit toprakları demek. Ada, 1979’a dek resmen Danimarka’nın sömürgesiydi. Yerli halkın öz yönetim kurma adımları ise, adaya özerklik verilmesinin üzerinden 20 yıl geçtikten sonra başladı. Bu süreçte Kalaallit topraklarında sömürgeciliğin nasıl işlediği ve henüz bitmemiş olduğu daha iyi anlaşıldı.

Sömürgeci anlayışın örneklerinden biri, bu ara Danimarka gündeminde. Kasım ayında Grönlandlı bir kadının yeni doğan kızının, sosyal hizmet görevlileri tarafından doğumdan saatler sonra zorla alındığı ortaya çıktı. Bebeği alınan anne, henüz hamileyken yapılan bir “değerlendirme” sonucu “başarısız” olarak sınıflanmıştı. Değerlendirmede annenin çocuğunu, “Danimarka toplumuna uygun” olacak şekilde yetiştirmesini zorlaştıracak sorunlar olduğu vurgulanıyordu.

2022 tarihli bir araştırma raporuna göre, sorun ciddi. Yerli çocukların yaklaşık yüzde altısı kurumsal bakımda veya koruyucu aile yanında. Bu oran Danimarkalı çocuklar arasında yaklaşık yüzde bir. Aynı rapora göre, istismar ve mali sorunlar gibi ciddi sosyal sorunları olan Grönlandlı ailelerin oranı da yüksek. Sosyal yardım hizmetlerinde ise çok önemli bir tıkanma var: Danimarkalı sosyal yardım görevlileri, dil ve kültürel farklılıklar nedeniyle yerli ailelerle iyi ilişki kuramıyorlar.

Danimarka İnsan Hakları Enstitüsü 2022 yılında yaptığı bir açıklamada, sosyal hizmet görevlilerinin dil ve kültürel farklılıklar engellerini aşamadıklarını ve yaptıkları değerlendirmelerde sık sık “başarısız” sonucuna vardıklarını vurgulamıştı. Bir diğer deyişle, yapılan değerlendirmeler yanlı ve eksikti. Bu değerlendirmelere dayanılarak alınan önlemler, hem çocuklar hem de ana babalar için çok olumsuz sonuçlara yol açabilirdi.

Ocak ayında söz konusu değerlendirmenin artık yerli ailelere uygulanmayacağı duyuruldu. Değerlendirmenin yürürlükten kaldırılmasına, “Psikolojik testin Grönland kültürünü ve dilini yeterince dikkate alıp almadığı konusundaki kuşkular olduğu” gerekçe gösterildi. Artık yerli aileler için Grönland kültürü ve dili konusunda uzmanlaşmış yeni bir birimin devreye gireceği açıklandı.

Çok gecikmiş bu kararın yetkililer tarafından aniden alınabilmesi, kararın Trump’un adaya yönelik tehditleriyle ilişkili olduğunu gösteriyor. Grönland Başbakanı Múte Egede adaya yönelik tehditlerin, sömürgeci anlayışın sürekliliğini yansıttığını düşünüyor. Yaptığı sert açıklamada Başbakan, Danimarka’nın “iyi sömürge efendisi” olduğunun ve aslında Kopenhag yönetimine “minnet” duyması gerektiğinin söylenmesinden bıktığını söyledi. Başbakan, “Geçmişte ada halkına daha iyi davranılmış olsaydı, belki de adanın geleceği tartışılıyor olmazdı,” derken önemli bir gerçeği dile getiriyor. Emperyalizm ve sömürgecilik farklı şekiller ve adlarla sürüyor.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

Antep’te polis, mahkeme kararını tanımadı, ekmek mücadelesi veren işçilere müdahale etti. İşçi, siyasetçi, öğrenci, muhalif belediye, basın… Herkes mengenede! Cezaevinde olanların sayısı cezaevi kapasitesini 90 bin aştı. Buna rağmen hükümet daha çok insanı daha uzun süre cezaevinde tutacak yargı paketi hazırladı. Yine de tepki cezalandırılarak durdurulamıyor!

90 bin fazla: 301 bin 397 kapasiteli cezaevinde 392 bin 456 kişi kalıyor.

32 adet: 11 cezaevi yapımı sürüyor, 21 yeni cezaevi projesi hazır.

Yüzde 700: 2002’de 49 bin 512 olan mahpus sayısı yüzde 700 arttı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et