3 Mart 2025

İktidarın ‘süreç menzili’ ve muhalefet

Fotoğraf: Dilan Temiz/ Evrensel

Abdullah Öcalan’ın PKK’ye silah bırakma ve kendisini feshetme çağrısını içeren mesajına dair Evrensel’deki ilk yazıda, metnin kritik noktalarıyla kendimizi sınırlamış ve açıklamanın yapıldığı salona ilişkin gözleme yer vermemiştik.

Taksim’de bir otelde yapılan açıklama, farklı kesimlerden 300'ü aşkın gazeteciyi bir araya getirmişti. Erdoğan’ın basın toplantısı için akreditasyon izni alamayacak gazetecilerle, iktidar medyasının hedef göstererek ceza alıp hapis yatması için uğraştığı gazeteciler aynı açıklamayı izliyordu. SETA’nın ‘uluslararası medya kuruluşlarının Türkiye uzantıları’ başlıklı raporuyla fişlediği kurumlardan meslektaşlarımız da salondaydı. Deyim yerindeyse, Türkiye’nin en ünlü, en popüler siyasi rehinesi, kolay kolay yan yana gelmeyecek genişlikteki bir gazeteci temsilini bir araya getirmişti.

Açıklamaya 1 saat kala, salonda Kürt siyasi hareketinin temsilcilerinden, ‘Nasıl olacak?​’ diye sorup, tebessümle ‘İyi olacak’ yanıtını aldıklarım oldu. Ama, açıklamanın ardından durgun bir yüz ifadesiyle salondan ayrılanlara da denk geldim.

Yeniden metne dönerek devam edelim. Bu çağrıya giden süreci, Ortadoğu’daki dinamiklerin çok hızlı değişimi tetiklediği için, Suriye’nin kuzeyine yönelik bir çağrının metinde yer alıp almayacağı en çok merak edilenler arasındaydı. Öcalan’ın, ‘Tüm gruplar silah bırakmalı’ dese de Suriye düzlemini doğrudan anmaması dikkat çekiciydi. Ancak, Türkiye’nin dış politikasında Suriye’nin kuzeyindeki örgütsel yapılar ‘/’ işaretiyle PKK’nin uzantısı olarak kodlandığı için AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in, “Bu çerçevede PKK, PYD, YPG, SDG... Hangi adlı olursa olsun Irak'taki ve Suriye'deki bütün unsurları ve bütün uzantılarıyla terör örgütü silah bırakmalıdır ve kendi kendisini feshetmelidir.” açıklaması sürpriz olmadı. Aynı şekilde DEM Parti yöneticileri ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Komutanı Mazlum Abdi ve KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zübeyir Aydar’ın çağrının Suriye’yi içermediği vurguları da metinden hareketle bakıldığında gerçeğin ifadesiydi.

Zübeyir Aydar, Medya Haber’de Erdal Er’in sorularını yanıtlarken, son sürecin Bahçeli'nin 1 Ekim’de DEM Parti yöneticilerinin ellerini sıkmasından yaklaşık bir yıl kadar öncesine dayandığını ifade etti. CHP Genel Başkanı Özgür Özel de, bir yıldır devam eden bir sürecin söz konusu olduğunu teyit etti.

Bu sürecin Suriye ayağı, Ankara, İmralı, ABD, HTŞ, SDG, Erbil, Kandil gibi farklı güç ve etki dinamiklerinin müzakere ve mücadeleleri sonucu bir noktaya bağlanacak.

Kapatılan DEP’in milletvekillerinden biri olan ve MİT mensupları ile PKK arasında Oslo’da yapılan görüşmelere de katılan Zübeyir Aydar, Öcalan ile devlet arasında ateşkes ve diyalog sürecinin 1993 yılında Özal döneminde başlayan 32 yıllık bir tarihe sahip olduğunu hatırlatarak ekliyor: “Hile hurda peşinde değiliz, karşı tarafın da hile hurda peşinde koşmasını istemiyoruz.”

PKK, Öcalan’ın açıklamasına katıldıklarını ifade ederek 1 Mart’tan itibaren geçerli olmak üzere ateşkes ilan ettiklerini açıkladı. Bundan sonra PKK’nin kongresini toplarken Öcalan ile arasında nasıl bir diyalog zeminine izin verileceğini göreceğiz. Ancak, PKK’nin açıklamasında Öcalan’ın bu sürece etkin katılımının sağlanması gerektiği vurgusu, bu tarihi sorumluluğu birlikte üstlenme ihtiyacına işaret etmiş oluyor.

Bu sürecin silah bırakma çağrısına ilişkin kısmı, doğal olarak devlet ile PKK arasındaki bir trafik biçiminde işleyecektir. Sürecin, Kürt meselesinin çözümüne ilişkin kanalların açılmasına doğru genişlemesi ise barışı isteyen herkes için bir mücadele meselesidir. Bu bakımdan PKK ile iltisak senaryosuna dayandırılan HDK soruşturması kapsamında tutuklananların serbest bırakılması, kayyımların durdurulması ve yerlerine kayyım atanarak görevden alınan başkanların görevlerine iade edilmesi bu mücadelenin ilk talepleri arasında yer almalıdır.

Öcalan’ın mesajının ardından Bahçeli ve Erdoğan’dan gelen açıklamalar, ‘Silah bırakma’ çağrısının en kapsamlı şekilde ve hızla hayata geçmesini motive etmeye yönelik bir içerik taşırken, sınır hatırlatmayı ve sopa sallamayı ihmal etmiyordu.

Dolayısıyla iktidar ittifakının, ‘süreç’ yönetimi bahanesiyle, karşısındaki muhalefeti ortak mücadele direnci bakımından ‘silahsızlandırmaya’ yönelmesine de teslim olunamaz!

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yüksek voltajlı teşvik

Yüksek voltajlı teşvik

Erdoğan-Şimşek programıyla emekçilerin bir ayı daha gıdaya gelen yüksek zamlar ve eriyen ücretlerle geçti. Özelleştirmelerle ihya edilen sermaye gruplarına ise sadece bir ayda ‘üretmedikleri elektrik’ için 1 milyar lira teşvik verildi. Sanayi patronları da çalıştırdıkları her kadın işçi için devletten artık daha fazla teşvik alacak.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et