Külebi’nin kamyonları Torbalı’dan ne taşıyor?

Fotoğraf: Özer Akdemir
“Kamyonlar kavun taşır ve ben boyna onu düşünürdüm”
Cahit Külebi
İzmir-Aydın otobanından Torbalı çıkışına sapılınca geniş bir daire çizilerek biraz önce terk ettiğiniz otobana paralel giden dar bir asfalt yola çıkarsınız. Taa Kartaldağı’yna kadar göz alabildiğine dümdüz uzanan Torbalı Ovası’nda otobanla yan yana epeyce bir süre gider bu yol. Hep tarlaların içerisinden geçersiniz yol boyunca. Öğleye doğru açık, bulutsuz, serince bir şubat güneşi doğudan, tam karşınızdan gözünüzün içine içine vurur.
*
Torbalı ilçe merkezine 7 km uzaklıktaki eski bir yerleşim yeri olan Yeniköy’de, Sultan 2. Abdülhamit’in yaptırdığı çeşmenin önünde muhtarlarla görüştük. Yöredeki birbirine komşu beş köyün muhtarı da vardı. Tarihi çeşme, camii ve bahçesinde asırlık mantar meşeleri bulunan 2. Abdülhamit’in yaptırdığı medresenin yanındaki küçük meydanda yaptık çekimlerimizi.
1879 yılında yaptırılan medrese, 1950-1968 yılları arasında Metropolis Antik Kenti kazıları sırasında kazı evi, 1968 yılından sonra ise bir süre ilkokul olarak kullanılmış. Taş işçiliğindeki ustalığın ilk bakışta belli olduğu bu tarihi yapı, gerekli bakımları ve restorasyonu yapıldığı için günümüze kadar sapasağlam bir şekilde gelmiş.
Yeniköy, taş devrinden Geç Antik Çağ’a, Helenistik Dönem’den Roma İmparatorluğuna, Aydınoğulları hakimiyetinden Osmanlı hanedanlığına kadar yerleşim yeri olarak kullanılan binlerce yıllık bir antik kent. Tiyatrosu, stoası, akropolisi, hamamları ile gelmiş geçmiş birçok uygarlığın yurdu olmuş bu önemli antik kent, günümüzde Yeniköy ile Özbey köyleri arasında, bir tepenin yamaçlarında bulunmakta. Henüz belki de onda biri bile gün yüzüne çıkarılmamış olan antik kentin geniş bir hinterlandı olduğu biliniyor.
İşte bu antik kente kuş uçuşu 1.5 kilometre ötede açılmak istenen kireç taşı ocağına karşı yöre halkının haklı itirazlarını çekmek için gelmiştik Yeniköy’e. Abdülhamit Çeşmesi’nin önünde köy muhtarları neden bu madene karşı olduklarını anlattılar uzun uzun.
Metropolis’i yok saymak!
Yeniköy Muhtarı Mehmet Soykan “Burası sadece tarımla geçinen bir köy değil. Burada binlerce yıllık bir tarih var. Bu tarih geçmişten bize miras. Onu korumak zorundayız. Metropolis’i yok sayarak bu işe kalkışmak tarihimizi yok saymaktır” derken, Özbey Köyü Muhtarı Şemsettin Kanza ise zaten etraflarında yıllardır işletilen taş ve mermer ocakları bulunduğunu söylüyordu. “Bunların zararlarını zaten yaşıyoruz yıllardır. Sularımız bu taş ocaklarında patlatılan dinamitler nedeniyle iyice derine kaçtı. Zaten kuraklık var. DSİ yeni kuyu açmamıza izin vermezken, şimdi bir de kireç taşı ocağı çıktı başımıza” diyordu. Torbalı Ovası’nın Türkiye’de yaz kış her mevsim her türlü sebzenin yetiştirildiği, çok verimli bir tarım ovası olduğunun söyleyen Kanza, “Yakın illerin bütün sebzesi yaz kış bizden gidiyor. Uçakla biber gönderdik Avrupa’ya. Taş ocağı zeytin tarlası ile sınır. Yazın tozdan zeytin ağaçlarını göremezsin. Devletin ektiği çam fıstık ağaçları da zarar görüyor” dedi. Köylülerin artık canlarının burnuna geldiğini ve muhtarlar olarak onları zor tuttuklarını söyleyen Kanza, “İki seçenek var ya biz olacağız ya bu taş ocakları. Buna karar verecekler. Biz halkın sesiyiz. Bu sese kulak vermezlerse olacak her şeyden de sorumlu olurlar” sözleriyle tepkinin büyüklüğüne işaret ediyordu.
Sağlık Köyü Muhtarı Mehmet Bulut taş ve mermer ocaklarının yol açtığı tozlar nedeniyle ürünlerinin eskisi gibi yetişmediğinden dert yanarken, Ahmetli Köyü Muhtarı Hasan Kaplan ise “Benim temiz havam, suyum, gıdam olmazsa nasıl yaşayacağım? Özbey’den Ahmetli’ye kadar 8 kilometrenin her kilometresinde taş ocağı var. Yeter yahu, bu kadar da olmaz!” diye isyan ediyordu.
Sebze cennetinde kamyonlar sebze değil taş taşıyorlar
Muhtarlar Derneği Başkanı Ata Tekin Doğan’ın “Üç dört şirket sahibinin kazancı mı önemli yoksa buradan geçimini sağlayan binler, buradan karnını doyuran on binlerce yurttaş mı?” sorusu yıllardır ülkemizin her köşesindeki bu türden çevre ve sağlık sorunlarına yol açan projeler için de yanıtı aranan bir soruydu.
Kaplancık Mahallesi Muhtarı Turan Aykır’ın diğer muhtarların söylediklerine yaptığı ilave bizim gelirken o dar yolda zırt pırt karşımızdan gelen kamyonlarla ilgiliydi. “Yıl 13 ay olsa 13 ay boyunca meyve üretebileceğimiz verimlilikte bir ovanın her yerine taş ocağı açmak istiyorlar. Bu taş ocaklarının yüzlerce kamyonu ayrı bir tehlike bizler için. Yola çıktılar mı gaz kesmek bilmiyorlar. Geniş kasalarında taş ve mermerleri yükleyerek giden bu kamyonlar bu mevsimde sebzelerle kasalarını doldurup kent pazarlarına taşımalıydılar.”
***
Torbalı geç de olsa uyandı artık
Bu çekimlerden birkaç gün sonra, yeniden yolu Yeniköy’e düşürdük. Bu sefer Belçikalı şirketin açmak istediği kireç taşı ocağı ile ilgili Yeniköy’de bir kahvede yapılacak olan halkı bilgilendirme toplantısının haberi ve çekimleri için Yeniköy’e doğru yola çıkmıştık. Dar asfalt yolda karşımıza köylülerin dert yandığı maden kamyonları çıktı sık sık. Oysa Cahit Külebi’nin kavun taşıyan kamyonları anlattığı şiirinde olduğu gibi bu mevsimde marul, maydanoz, karnabahar taşımalıydı kamyonlar ve biz boyuna sebze taşıyan bu kamyonların arasından kendimize yol bulmalıydık!
Kamyonlar artık taş taşıyor Torbalı Ovası’nda. Vızır vızır, gaz kesmeden, burası dünyanın en güzel tarım cennetlerinden birisi demeden, Metropolis Antik Kenti’ni, Abdülhamit Köşkü’nü, tarihi çeşmeyi, İspanya kralının padişaha armağanı olan mantar meşelerini bilmeden, taş taşıyorlar...
ÇED toplantısında şirketin sunum yapmasına izin vermedi köylüler. “Neyi anlatacaksınız, zaten yıllardır iç içe yaşıyoruz bu taş ocakları ile. Ne kadar zarar verdiğini biz size anlatalım!” dediler. “En çok zorumuza giden de 271 sayfalık ÇED dosyasında Metropolis Antik Kenti’nin adının dahi geçmemesi oldu!” dedi Muhtar Mehmet Şaşmaz, şirketin sunumunu istemediklerini söylerken. “Torbalı geç de olsa uyandı artık. Taş ocağıyla değil, tarım, turizm, tarihle anılmak istiyoruz” dedi ve diğer muhtarlarla birlikte çıktı kahveden. Tüm köylüler de onlarla birlikte çıktı.
Evrensel'i Takip Et