Avrupa silahlanıyor, silah tekelleri kazanıyor

Fotoğraf: Pixabay
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile ABD Başkanı Trump ve Yardımcısı Vance arasında Beyaz Saray’da kameralar önünde yaşanan ve Zelenskiy’nin aşağılandığı görüşmenin üzerinden tam bir hafta geçti.
Bu bir hafta içinde olup bitenlere bakıldığında Trump, Zelenskiy üzerindeki baskıyı yoğunlaştırmaya devam ediyor. Gönderdiği ve Trump’ın kongrede okuduğu mektuba bakılırsa ABD’nin istediği çizgiye gelmiş görünüyor. Zira tartışmanın özü nadir elementler anlaşmasından çok ABD’nin dayattığı “barış şartları.”
Avrupa ise bir haftadır Beyaz Saray’daki masanın devrilmesini kısa sürede fırsata dönüştürmek istiyor. Trump’ın Rusya ile başlattığı “Avrupa’sız barış görüşmeleri”nin akıbetinin nereye varacağından bağımsız olarak, Avrupalı emperyalist devletler Ukrayna’yı askeri olarak kanatları altına alarak Rusya ile kurulan müzakere masasına taraf olmanın çabası içinde.
Dün Brüksel’de yapılan AB’nin “Ukrayna zirvesi” öncesinde “ulusa sesleniş” konuşması yapan Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un verdiği ya da vermeye çalıştığı mesajın özü de bu yönde.
ABD’nin Ukrayna ve Avrupa’ya “güvenlik garantisi” vermemesi de bunlara eklenince, AB yeniden silahlanma için kesenin ağzını açacak gibi görünüyor. Zirvenin en önemli gündem maddesi bu nedenle askeri harcamaların artırılması idi.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in “Avrupa’nın yeniden silahlandırılması” adı altında zirveden iki gün önce ilan ettiği beş maddelik planda askeri harcamalar için 800 milyar avroluk bütçenin ayrılması yer alıyor. Silahlanma için daha fazla borçlanma öneriliyor. Bu bağlamda AB, 27 üye ülkeyi desteklemek üzere 150 milyar avro hacminde yeni bir fon oluşturacak. AB ülkelerinin halihazırda savunmaya yılda yaklaşık 325 milyar avro harcadığı göz önünde bulundurulduğunda, ilan edilen desteğin ne denli büyük bir artış olduğu kendiliğinden ortaya çıkıyor.
AB’nin askeri harcamalar için daha fazla borçlanmadan kastettiği, Maastrich Kriterleri kapsamında belirlenen en fazla yüzde 3’lük bütçe açığı şartından askeri harcamaların çıkarılması. Bu daha önce de gündeme getirilmişti. AB’nin alacağı karara bağlı olarak üye ülkeler askeri harcamalara hız verecek. Bunların başında ekonominin durgunluk içinde olduğu Almanya geliyor. Ukrayna savaşının başladığı 24 Şubat 2022’den üç gün sonra askeri harcamalar için 100 milyar avroluk özel fon kuran Berlin’de şimdi 400 milyar avroluk bir fondan söz ediliyor.
Üstelik 23 Şubat’ta seçimler yeni yapıldığı ve yeni mecliste bunun için Aanayasa değişikliği yapacak üçte iki çoğunluk belirsiz olduğu halde...
Bu durumu aşmak isteyen muhtemel Başbakan Friedrich Merz, her fırsatta normal koşullarda görev süresi biten ancak resmi olarak halen görevde olan eski meclisin “borç freni”ni kaldırarak askeri harcamaların önünü açması çağrısı yapıyor.
Bunun olup olmayacağından bağımsız olarak Merz liderliğindeki hükümetin Almanya ve AB’nin dış politikasını daha fazla militaristleştirmek ve askeri harcamaları arttırmak için her yola başvuracağını bugünden söylemek mümkün. ABD’nin Ukrayna politikasındaki değişiklik, AB ve Almanya’nın daha fazla silahlandırılması için kullanılıyor.
Bu nedenle nasıl ki; Ukrayna savaşı başlarken Avrupa ülkelerinin silahlanmasını hızlandırdıysa biterken de hız kesmiyor.
Aşırı silahlanmanın asıl faturası ise kıta çapında halka, emekçi sınıflara kesilecek. Askeri harcamalar için yapılacak devasa harcamalar nedeniyle eğitim, sağlık, sosyal hizmetler gibi alanlarda kesintilere şimdiden gidilmeye başlandı. Bu doğal olarak gelecekte silahlanmaya karşı tepkilerin yükselmesine neden olacak.
Silahlanmaya ayrılan ya da ayrılması söz konusu olan devasa bütçeler silah tekellerinin kasasına akacak. Ukrayna savaşının başlamasıyla birlikte kârlarına kâr katan silah tekelleri, Trump-Zelenskiy tartışmasının ardından daha fazla değer kazanmaya başladılar.
AB’nin 800 milyar avroluk açıklamasından sonra Batı Avrupa borsalarında silah tekellerinin hisseleri patlama yaptı. Alman borsası Dax ilk kez 23 bin puan sınırına ulaştı. Silah tekeli Rheinmetall’in hisse değeri yüzde 14’lük artışla yaklaşık 1200 avroya ulaştı. Ukrayna savaşı başlamadan bir hissesinin değeri 110 avro idi. Bir diğer Alman silah tekeli Hensoldt’un hisseleri bir haftada yüzde 43'e varan artışla 75 avro oldu. Savaş başlamadan bir hissenin değeri 12 avro idi.
Aynı şekilde bir hafta içinde İtalyan Leonardo LDO’nın hisseleri yüzde 16, İngiliz BAE Systems BA yüzde 15, Fransız Thales HO yüzde 16 ve uçak şirketleri Dassault Aviation AM ve Saab SAAB sırasıyla yüzde 15 ve yüzde 12 oranında değer kazandı. JP Morgan analistleri, Avrupa silah şirketleri hisselerinin 12 ayda ortalama yüzde 25 yükseleceğini tahmin ediyor.
Olup bitenler hem Avrupa’daki silah tekellerinin büyüyeceğini hem de yeni savaş tehlikesinin artmaya devam edeceğini gösteriyor.
Evrensel'i Takip Et