Ukrayna’ya kayyım, halka yumurta

Fotoğraf: Beyaz Saray X Hesab
Trump’ın Rusya ile anlaşarak Ukrayna’yı paylaşması, ‘seçilmemiş diktatör’ ilan ettiği Zelenskiy’yi kameraların önünde aşağılaması ve ülkeye neredeyse kayyım atama noktasına gelmesi; Amerika’yı yeniden büyük yapma ‘vaadi’ doğrultusunda kurulu dünya düzeninin sınırlarının bundan böyle nasıl zorlanacağını da gösteriyor.
Dört yıl ABD’yi yönettikten sonra yerini Biden’a kaptıran Trump, hedeflerini dört yıl gecikmeyle tamamlamak için o kadar iri ve sert adımlar atıyor ki yeryüzü sarsıntı geçiriyor. Seçim öncesinde savaşları bitireceğini söyleyen bu vurguncu kapitalistin Ukrayna’ya maliyet hesabı çıkararak misliyle ve faiziyle ödetmeye kalkmasının karşılığı, geri dönenin aslında Amerika’nın kolonyal geçmişi olduğunu gösteriyor. Amerika’nın geri dönmesinden sosyal refah politikalarının inşa edileceğini anlayan, korumacı ABD ekonomisinin ürettiği pastadan daha büyük bir dilimin kendilerine ayrılacağını düşünen ABD seçmenlerine düşen ise sadece sözcüklerin büyüsü olacak.
Trump dört yıllık Biden arası nedeniyle gecikmişliğini hızla telafi etmeye çalışıyor. Elbette Biden’in ona sağladıklarıyla.
Vaktiyle ucuz emek ülkelerine taşınmış olan büyük sanayinin kurulu olduğu eyaletlerdeki yoksul seçmenler Trump’ın ‘Fabrikalarımızı, şirketlerimizi geri getireceğiz’ sözünden yeni iş olanaklarına yol açacak bir kalkınma hamlesi beklentisine kapılmışlardı ve Trump önceki gün yaptığı kongre konuşmasında bu vaadini üstüne basa basa tekrarladı: İşlerimizi geri getireceğiz. Rüyalarımızı geri getireceğiz. Yollar, tüneller, demir yolları, havalimanları yapacağız. Ülkemizi Amerikan eli ve Amerikan işçiliği ile yeniden inşa edeceğiz. İki kuralımız olacak; Amerika’dan al, Amerikalı ile yap… Yönetimi siz halka veriyoruz. (daha önce) Washington yüceldi, halk değil. Fabrikalar kapandı, kurulu düzen kendini korudu ama vatandaşlarımız değil. Onların zaferleri sizin zaferleri sizin zaferleriniz olmadı. Bunların tamamı değişecek. Bu değişim bugün ve şu anda başlıyor.”
Trump yeni kolonyalizmine ortaklık ve duygudaşlık beklediği ABD vatandaşlarının tanıklığında neredeyse plaka numarası verdiği Kanada’ya ABD’nin eyaleti muamelesi yaparken, Grönland’ı satın alacağını söylerken ve Panama’ya göz koyarken bu arada emekçileri can evinden vuruyor; yumurta fiyatlarının artmasından bahsediyor ve bunun için eskileri suçluyor. Daha büyük ticaret malları içinse Meksika’dan Kanada’dan geçirilerek pazara akan metalardan sorumlu tuttuğu Çin’i. Bu pazar işgaline karşı yürürlüğe koyulan gümrük vergileri Amerikan sermayesinin hem iç hem de dünya pazarlarındaki hakimiyetini güçlendirecek. Amerikan pazarı ABD’nin kalacak!
Uzun zamandır enflasyon tehdidinde bulunan ABD’de faturanın ödetildiği ABD emekçilerine yumurta fiyatlarından dem vurarak fetih siyaseti üretmenin patenti elbette Trump’a ait değil. Enflasyon da Türkiye’ye mahsus bir konu değil. Yeni sömürgeciliğe yelken açan ABD’de şimdi duyguları ve beklentileri istismar edilenler de sürekli fatura ödeyen emekçiler. ABD’nin şiddetlenen ekonomik rekabetinin faturası da eninde sonunda önlerine konacak. Üstelik bu fatura sadece ABD halkına değil dünya halklarına da kesiliyor. Çünkü Trump sadece ABD’nin ürettiği bir meta değil. Üstelik ne kadar yerli görünürse görünsün dünya kapitalizmi tarafından etiketlenmiş bir ihraç malı.
Adını bizzat ABD’nin domine ettiği finans kuruluşlarının, uluslararası mali sermayenin birkaç on yıl önce ilan ettiği, kanunlarının ve kurallarının emperyalist müttefiklerin çıkarlarını koruyan küreselleşmeye, iktidarının ilk döneminde Trump tarafından nokta konmuştu. Bundan sonrası rekabet ve ticaret savaşları olacaktı. İç pazarları dışa dönük yayılmacı hamlelerle çevreleyerek korumayı esas alan fakat halka siyasal alanda göçmen karşıtlığı olarak satılan gelişmeler daha Trump’tan önce başlayan şiddetli ve gergin rekabetin ürünüdür. Dünya siyasetinin şimdi Trump tarafından temsil edilen gericileşmesi Avrupa iç pazarında başladı.
Avrupa bugün faşist örgütlerin güçlendiği, geleneksel düzen partilerinin de bu düzleme kaymaya başladığı bir süreçten geçiyor. Çin’in dünya pazarlarındaki etkili yayılması ve bununla da ilişkili olarak, küreselleşmenin krizi daha saldırgan ve acımasız bir yayılmacılığın imkanlarını da yarattı. Trump ve desteklediği Avrupalı faşist iktidar ve örgütler şimdi bu parçalanmış dünyada kendi çıkarlarını öncelikle kolladıkları bir bütünlük peşindeler.
Ancak dayanıksız ve dayanaksız bir bütünlük bu. Ukrayna’nın zenginliklerini sadece kendisine alan Trump, müttefiklerinin bağrına şimdilik bölücü bir darbe olarak indi. Ukrayna’da olduğu gibi, Gazze’deki yeniden inşa sürecinin, Suriye’deki müdahalenin kârının büyük miktarını kendine ayırmış görünen büyük Amerika düşmanlarına ve irili ufaklı müttefiklerine ayar vererek yürüyor. Fincan dükkanına girmiş bir fil gibi sağa sola çarpa çar-pa, kıra döke eksenine yerleşmeye çalışıyor.
Trump Zelenskiy’yi hem seçim yapmamış olmakla hem de üçüncü dünya savaşıyla dans etmekle suçlamıştı. Ukrayna halkının vermediği vekalete el koyarken, Suriye’de bir çetebaşını kayyım atarken gerçekte bir dünya savaşının eski küllerini karıştıran da kendisi oldu. Bunun için hazır bulduğu zemin, yıllarca saldırıya uğramaktan bitap düşmüş dünya işçi sınıfı ve emekçilerinin gür çıkamayan itirazları oldu.
Evrensel'i Takip Et