7 Mart 2025

Özelleştirmeler halk sağlığına zararlı

Görsel: Midjourney/Fırat Turgut/Evrensel

Deniz İpek

Özelleştirme sermayenin emeğe karşı topyekûn bir saldırısı; kazanımların, kamu alanının, toplumsal fayda sağlama imkanlarının ortadan kaldırılması planıdır. Özelleştirme; sosyal güvenlikten halk ve işçi sağlığına, eğitime, sosyal yardımların kısıtlanmasına ve tarımsal desteklere kadar toplumsal yaşamın bütün alanlarını hedef aldı. Bu nedenle, sorunu tek başına KİT’lerin özelleştirilmesiyle sınırlamak yetersiz bir değerlendirme. Özelleştirme ile dayatılan ideolojik pazarlama yöntemlerinde, kârlılık, modern işletmecilik, kişisel çıkar, bireysel kazanç, verimlilik vb. kavramlar vardı. Bu argümanların toplumun genel çıkarlarını yükselteceği pazarlanıyordu. Buna karşılık, dayanışma, sosyal yardım, insan merkezli üretim, toplumsal fayda, istihdam artışı, bölgesel gelişme, gelir farklılıklarının giderilmesi, toplumsal denetim gibi işçi sınıfı mücadelesinin yükselttiği, onun öz çıkarlarını ifade eden kavramlar gözden düşürülmesi hedeflendi. Özelleştirmenin en önemli sonuçlarından birisi, işçilerin sosyal kazanımlarının adım adım ortadan kaldırılması. Ücretlerin düşmesi, işsizliğin artması, işçi sağlığına ve güvenliğine ilişkin önlemlerden vazgeçilmesi, taşeronlaşma bu sonuçların en önemlileri. İşçilerin kazanımlarının ortadan kaldırılması, bütçe, sağlık ve sosyal harcamalarının kısılması, özel sağlık işletmelerinin önünün açılması, sosyal altyapı harcamalarının sınırlanması politikaları ile paralel ilerledi. Özelleştirmelerin toplumsal hayata, işçilerin ve halkın sağlığına etkilerine bütünüyle bakalım.

Çeteleşen alanlardan işçi sağlığı hizmetleri

Özel hastane çetesinin bebeklerin ölümüne yol açmasıyla sağlık alanındaki rant hırsıyla yapılan özelleştirmelerin sonucu büyük bir toplumsal acıyla açığa çıktı. Özelleştirilen bir başka alan koruyucu sağlık hizmetlerinden olan işçi sağlığı ve güvenliği alanı. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile işçi sağlığı ve güvenliği; insan ve halk sağlığı açısından bir hak olmaktan çıkarılarak piyasalaşmaya terk edildi. İşçi sağlığı ve güvenliği alanında; özele terk edilen alanlardan biri işe başlamadan önce alınan sağlık tetkikleri ve raporları. Bu işlem ve raporlar özel olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) ve il sağlık müdürlüğü tarafından yetkilendirilen taşeron şirketler eliyle yürütülüyor. Bu özel sağlık şirketlerinde yapılan tetkikler uygun mu? Çoğu işe giriş muayenesi yapılan yerlerin ruhsatsız olduğu biliniyor. İşçinin sağlık durumu, işe uygun olup olmadığı tespiti için yapılan tetkikler ya ruhsatsız ve yetkisiz kişilerce yapılıyor ya da yapılmadan kağıt üstünde yapılıyor hekim kaşeleri havada uçuşuyor.

Sahte asbest raporları, kanserli kentler

Türkiye’de ise asbest kullanımı 2010 yılında yasaklanmışsa da yüksek miktarda ithal edildiği 1970’lerin ortasından 1990’ların ortasına kadar inşa edilen yapılar bugün kentsel dönüşüm adı altında yıkılıyor, yıkımla birlikte bu madde lif halinde havaya karışarak canlılar tarafından solunuyor ve insanların gündelik hayatlarını da tehdit ediyor. Depremler, kentsel dönüşüm ve yıkım, tadilat ruhsatlarında hâlâ belediyelerin çoğunluğu tarafından bir denetim yapılmıyor. Binaların Yıkılması Hakkında Yönetmelik gereği, yapılardaki asbest ve benzeri tehlikeli kimyasal içeren imalatlar sökülüp uzaklaştırılmadan, Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’ne göre de seçici yıkım yapılmadan ana yıkıma geçilemez. Asbest içeren tehlikeli maddelerin, yıkım öncesi kontrollü bir şekilde uzaklaştırılması ve bertaraf edilmesi için ülkenin yüzde 90’ında, yeni seçilen muhalefet belediyeleri de dahil, herhangi bir çalışma yapılmıyor. ÇSGB, sağlık kayıt sistemi kurarak, asbestli tüm çalışmalar başlamadan, devam ederken ve bittikten sonra etkin bir denetim sistemi kurmalı. ÇŞGB “mış” gibi yapılan özel asbest laboratuvarlarının sahte raporlamalarını, sahte ölçüm sonuçlarını ve belediyeleri denetlemekle yükümlü.

Patlayan gaz değil, özelleştirilen sistem

Kışın sıcaklık derecelerinin düşmesiyle birlikte doğal gaz kullanımında artış yaşanıyor, gaz dağıtım ve denetimlerin de özelleştirilmesiyle halkın güvenliği öncelik alınmıyor. Doğal gaz patlamaları ile onlarca insan hayatını kaybetti. Gaz dağıtımının denetimleri sıklaştırılmalı ve ücretsiz olarak yapılması gerekli. Basınç ve debi artışlarının yaşandığı durumlarda tüm tesisat bileşenlerinin, özellikle gaz sızıntısı riskine karşı düzenli olarak kontrol edilmeli. Dağıtım şirketleri kendi şartnamelerine göre, doğal gazın ilk devreye alınmasında gerekli kontrolleri yapmakta ancak yıllık kontrol ve denetimleri yapmıyorlar. Ulusal düzeyde geçerli ve uygulanması zorunlu olan doğal gaz şebekelerinin periyodik kontrol ve denetimleri yasal bir statüye kavuşturulup meslek odaları, üniversiteler ve yerel yönetimler tarafından gerçekleştirilmesi sağlanmalı.

Araç muayeneleri özelleşti, servis kazaları arttı

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin (İSİG) verilerine göre sadece 2024 yılında servis kazalarında 387 işçi hayatını kaybetti. Servis taşımacılığında hem kamu da hem özel sektörde taşeronlaşma yaygınlaşmış yanı sıra araçların muayene hizmeti de özelleştirildi. Bilindiği üzere araç muayeneleri, araçların sahip olması gereken donanım ve aksamlarının işlevsel yeterliliğinin periyodik olarak kontrol edilmesini sağlayan, trafik ve insan güvenliğinin yanında trafikteki araçların taşıt tekniğine, ilgili mevzuata ve standartlara uygunluğunun denetlenebildiği, yarattıkları çevresel etkilerin kontrol edildiği tek yöntem. Bu nedenle, araç muayene hizmetinin kamu yararına yürütülmesi gereken bir kamu hizmeti olduğu yadsınamaz bir gerçeklik. Kazaların önlenmesi için sıkı denetimler şart, işçi servis taşımacılığında kullanılan araçların, ekipmanların bakımının düzenli yapılıp Makine Mühendisleri Odası gibi teknik anlamda bunun bağımsız kurumlar tarafından yapılması ve bu ekipmanların sürekli denetlenmesi gerekiyor. Bu denetimsizliğin ve kuralsızlığın ortadan kaldırılabilmesi için de tabii ki işçilerin özellikle iş yerlerinde örgütlülüğü ön plana çıkıyor.

Evrensel'i Takip Et