15 Mart 2025

Suriye’de Alevi katliamı ve anımsattıkları!

Suriye’de “Geliyorum” diyen ve giderek dozunu artıran Alevi katliamının görüntüleri tıpkı 47 yıl önce yaşanan Maraş Katliamı gibi. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar işkence ile öldürülmüş, evlerinin içinde canlı canlı yakılmıştı. Öyle ki hamile kadınlar karınlarında bebekleri ile işkence ile katledilmiş, ceninlere bile kıyılmıştı. Ne, “Yapmayın”, “Biz size ne yaptık”, “Komşuyuz” sözleri kâr etmiş, ne aynı sofrada yedikleri ekmek gelmişti katil sürüsünün aklına…Suriye’nin Alevi bölgelerinde yaşanan katliam da benziyor. Fark, katillerin Suriye dışından ihraç edildiği HTŞ’li, el Kaideli şeriatçılar oluşu, buradaki katliamın soykırım boyutuna yükselmiş olması… Türkiye’nin, dünyanın, gözü önünde öldürülüyor çocuklar, kadınlar, erkekler. İşkence edilerek, videoları çekilip, sosyal medyada da paylaşılarak... Adeta dünyaya meydan okunarak…

***

Aslında aylar öncesinden ipuçları görülmeye başlanmıştı katliamın. Türkiye’de de birçok aydın, sanatçı, yazar “Katliam var”, “Suriye’de Aleviler katlediliyor” diye paylaşımlar yapıyor, uyarıyordu insanlığı. Suriye’de HTŞ’lilerin Alevi aydınları, yazarları, akademisyenleri kaçırdıklarına dair mesajlar paylaşılıyor, olası bir Alevi katliamına dikkat çekiliyordu.

Ocak ayı sonlarına doğru Humus Üniversitesine giderken Alevi Akademisyen Rasha Al-Ali’nin kaçırıldığı duyuruldu önce. Sonra kadın akademisyenin cesedi bulundu, parmakları koparılmış, feci halde işkence edilmiş halde… Sonrasında ise kaçırma, öldürme haberleri yaygınlaştı, Suriye’de Alevi katliamı soykırıma dönüştü.

HTŞ teröründen kaçan Aleviler, yakalandıkları yerde katledilmeye, nehirlere atılmaya başlandı… Alevilerin yaşadıkları bölgelerden arka arkaya baskın, katliam, işkence haberleri… Her gün Alevilerin evlerinin basıldığına, işkence edildiğine, hakaret ve küfürlerle evlerinden zorla götürüldüklerine dair görseller… Evlerin talan edilmesi, kıymetli eşyaların, paraların, ziynet eşyalarının gasbedilmesi… Öyle pervasızlar ki katil sürüleri, yaptıkları işkenceleri, katliamları video olarak da paylaşıp silahlarını kaldırarak zafer pozları vermekten de çekinmiyorlar.

Küçük bir kız çocuğunu tekmelerle oradan oraya sürüklemeleri, saçlarını çekmeleri, sırtına binmeleri, sonra öldürmeleri… Onlarca kişiyi yerlerde dizlerinin üzerinde süründürmeleri, tekme ve silahların kabzaları ile vurmaları, işkenceler… Bütün bu katliam görüntüleri HTŞ’nin insanlıktan nasibini almamış, cihatçı olduklarını teşhir ederken, öldürülenlerin “Esat kalıntıları” olduğunu savunanlara da katliamın utancı kalıyor, insanlıkları varsa.

***

Başta AKP iktidarı, ABD, Avrupa ülkeleri bu katliama seyirci kalıp, Suriye’nin zenginliklerinin, kaynaklarının nasıl paylaşılacağı hesaplarını yapıyor, Colani’yi cilalayıp, sunuyorlar. Ne kadar cilalansa da düne kadar ellerinden kan damlayan cihatçı Colani ve HTŞ’lilerin değişmediğinin göstergesi bu katliamlar. Bu köşede de 11 Ocak’ta yazılmıştı, Colani’nin takım elbise giyip, kravat takınca zihniyetinin değişmeyeceği… Alevi katliamları, diğer azınlıklara yönelik baskı ve tehditler, Colani’nin imzaladığı, “Cumhurbaşkanının dini İslam’dır ve İslam hukuku, yasaların temel kaynağıdır”ı temel alan anayasa taslağı bundan sonra olabileceklerin de habercisi gibi…

***

Türkiye’de, içinde Alevi örgütlerinin de yer aldığı emek ve demokrasi güçleri dört bir yanda basın açıklamaları, yürüyüşler, eylemlerle Suriye’deki katliama “dur” denilmesini istiyor. "Suriye’nin, Ortadoğu’nun kaderinin, geleceğinin emperyalistlere ve iş birlikçilerine teslim edilmeyeceği” söyleniyor, “emperyalist iş birlikçiliğine karşı birlikte mücadele” çağrıları yapılıyor, önceki gün Samandağ’da yapıldığı gibi. “Esat artıkları” diye katliamın meşrulaştırılmasına izin verilmeyeceği söyleniyor. Ancak yapılan eylemler, katılımlar bu Alevi katliamını durdurmaya, dünyanın dikkatini katliama çekmeye yeterli mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan İsrail’in Gazze saldırılarına karşı “Zulme sessiz kalan dilsiz şeytandır” diyordu ya Suriye’de de Alevilere, diğer azınlıklara karşı HTŞ, cihatçı örgüt militanları tarafından bir zulüm uygulanıyor. Bu zulme kimler sessiz kalıyor, kimler dilsiz şeytan olacak zaman gösterecek. Ancak insanlığın bu katliamlara bir an önce “dur” demesi için zamanın çok önemli olduğu gerçeğini de göz ardı etmeden. Tepkilerin çok daha kitlesel ve sürekli yapılması gerektiği de ortada…

EVRENSEL'İNMANŞETİ

OVP masada

OVP masada

Kamu, metal ve liman başta olmak üzere toplu sözleşme ve zam sürecindeki yüz binlerce işçiye orta vadeli programda yer alan düşük zam dayatılıyor. Patron, iktidar ve sendikal bürokrasi eliyle işçilere kabulettirilmek istenen bu zehirli programa karşı işçiler, birleşmek ve insanca yaşanacak ücret talebini kazanmak için yol arıyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
İSİG Meclisi: 2024'te 71 çocuk çalışma koşullarının kurbanı oldu.

Evrensel'i Takip Et