Link vergisi hangi medyayı kurtarır?

Gazete Duvar’ın çarşamba günü kapanma kararını duyurması ve perşembe günü sekiz medya kuruluşunun Google’ın arama pratiklerini protesto eden bir açıklama yayımlaması Internet haberciliğinin başta Google olmak üzere teknoloji tekelleri ile olan karmaşık ilişkisinin daha yaygın tartışılmasına yol açtı. Google’ın medya ekosisteminde belirleyici rol oynayan tekel konumu, Google’a olan bağımlılık ilişkisi ve nitelikli gazeteciliğin kamu kaynakları ile adil bir şekilde desteklenmesi gibi farklı kollardan tartışma yürüyor. Ancak tartışmanın yürüdüğü önemli bir ayak da “yeni bir dijital telif yasası” üzerine oturuyor. CHP Milletvekili Okan Konuralp Mecliste yaptığı konuşmada “Demokratik, basın özgürlüğünün evrensel ilkeleri ile uyumlu, bağımsız ve tarafsız medyayı önceleyen, meslek örgütlerinin katkıları ile hazırlanmış bir dijital telif yasasını ivedilikle çıkartma” çağrısında bulunuyor. Yeni bir “dijital telif yasası” fikrine muhalif medyanın en azından bir kesiminin de olumlu baktığını biliyoruz.

“Dijital telif yasası” olarak anılan tartışma ne Türkiye’ye özgü ne de yeni. Meselenin özü Internet ile birlikte yıllar içinde reklam gelirlerinde ciddi düşüş yaşayan medya devlerine teknoloji devlerinden sermaye transferine dayanıyor. Bu sermaye transferinin somutlandığı yer ise arama motorları ve sosyal medyada oldukça yaygın bir biçim olan başlık, özet ve link şeklindeki aktarımlar için teknoloji tekellerinden telif/lisans ücreti alınması. Ücretlendirilen şey link verme olduğundan bu tip yasaların karşıtları tarafından sıklıkla link vergisi olarak anılıyor bu model. Medya devleri bu tip yasalar için lobi faaliyeti yürütürken, teknoloji tekelleri bundan kaçınmak için lobi faaliyeti yürütüyor. Muhalif medya açısından kulağa hoş gelebilecek bu modelin ne gibi tehlikeler barındırdığına geleceğim ancak yanlış anlaşılmaları önlemek ve adına kısa bir not:

Google’ın Internet haberciliğini şekillendirebilen arama tekeli konumu haberciliği ileriye değil geriye götürmüştür. Her ne kadar Google “Siz özgün içerik üretin, biz gösteririz” tezinde ısrarcı olsa da özgün içerik üreten ve Google’dan gelen trafiğini takip eden hemen herkesin kolayca söyleyebileceği üzere Google’ın özgün içerikleri göstermek gibi bir derdi yoktur. Internet haberciliğinin dev bir SEO çöplüğüne dönüşmesinin baş sorumlusu Google’dır. Bu SEO çöplüğünün oluşumunda Google’ın dünya genelinde irili ufaklı suç ortakları vardır. Nitelikli habercilik açısından esas olarak tartışılması gereken Google’ın haber ekosistemindeki tekel konumunun nasıl kırılacağıdır.

Link vergisi uygulamaları Avustralya, Kanada ve Avrupa Birliği üyesi bazı ülkelerde denendi. Avrupa Birliği, 2019’da yasalaştırdığı Dijital Tek Pazarda Telif Direktifi’nin 15. maddesi ile üye ülkelerin tümünden link vergisi uygulamalarını kendi kanunlarına eklemelerini ve uygulamalarını talep ediyor. Ancak Avustralya dışında link vergisinin uygulanmaya çalışıldığı hemen hiçbir ülkede sonuçlar istenilen gibi olmadı. Google ve Meta’nın haber linklerini engellediği ya da haber sayfalarını tümüyle kapattığı Kanada ve İspanya gibi örneklerde küçük yayıncıların trafik kayıpları ve zararları çok daha büyüktü. Almanya’da ise pek çok küçük yayıncı Google ile ücretsiz anlaşmak zorunda kaldı.

Avustralya örneği diğerlerinden biraz farklılaşıyor. Medya devleri açısından bir başarı hikayesi söz konusu: ABC, 10’u yeni 19 farklı yerde 59 yeni kadro açtı. Guardian Avustralya haber odasına 40 kişi, reklam ve operasyon birimine 10 kişi ekledi. Google ve/veya Meta ile anlaşma yapabilen daha küçük yayıncılar açısından ise en iyi ihtimalde birkaç kişilik ek kadrodan bahsetmek mümkündü. Bu pratik Avustralya’da medya devleri ile küçük yayıncılar arasındaki zaten asimetrik olan güç dengesini medya devleri lehine daha da arttırdı. Küçük yayıncıların kısa vadeli kâra aldanarak destekledikleri tasarı kendi ayaklarına takılmış bir çelme olarak geri döndü. 

Link vergisine dair tek sorun orta vadede küçük yayıncıların aleyhine olması değil. Neredeyse modern telifin ilk formlarından beri var olan, Bern Sözleşmesi 10. madde ile de güvence altına alınmış atıfta bulunma hakkını belirli şartlar altında ücretli bir pratiğe çeviriyor. “Belirli şartlar” şimdilik “adının Google veya Meta” olması olarak tanımlansa da uzun erimde bu şartların değişmeden kalacağının, yani Google ve Meta dışındaki herkesin atıf hakkının korunacağının bir garantisi yok.

Link vergisi talebi ya da beklentisi Türkiye için de yeni değil. 2019’da Avrupa Parlamentosu Dijital Tek Pazarda Telif Direktifi’ni yasalaştırdığında DHA, yasaya karşı çıkanları “bedava internet savunucuları” olarak nitelemiş, Sabah Gazetesi Yazarı Mevlüt Tezel ise AP’de çıkan yasayı “Medyayı kurtaracak yasa” olarak ilan edip Türkiye için de benzer yasa talebinde bulunmuştu. Son birkaç yıldır ana akım medya benzer bir yasa için lobi faaliyeti yürüttüğü biliniyor.

2012’de 20 gazete bir araya gelerek “kendi içeriklerinin kaynak göstererek dahi yayımlanamayacağını” iddia eden bir ortak bildiri yayımlamıştı. Söz konusu bildiri mevcut telif yasalarının izin verdiği sınırlı istisnaları dahi hiçe sayıyordu. Link vergisi de öz itibarıyla benzer bir talep. Görünen düşman olarak “içeriklerini alıntılayanlar” yerine teknoloji tekelleri konuyor. Bu tip yasaların küçük yayıncılara olumsuz etkisi ise bonus olarak geliyor. En iyi ihtimalde Google ve Meta’dan farklı oranlarda para alınacak. Farklı oranların etkisi ile orta vadede medya devleri ile geri kalanlar arasındaki güç asimetrisi biraz daha artacak. En kötü ihtimalde ise Google vb. haber linklerini paylaşmayı tümüyle durduracak. Bunun mali etkisi ise yine en ağır küçük yayıncıları vuracak.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

OVP masada

OVP masada

Kamu, metal ve liman başta olmak üzere toplu sözleşme ve zam sürecindeki yüz binlerce işçiye orta vadeli programda yer alan düşük zam dayatılıyor. Patron, iktidar ve sendikal bürokrasi eliyle işçilere kabulettirilmek istenen bu zehirli programa karşı işçiler, birleşmek ve insanca yaşanacak ücret talebini kazanmak için yol arıyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
İSİG Meclisi: 2024'te 71 çocuk çalışma koşullarının kurbanı oldu.

Evrensel'i Takip Et