‘Silahlanma kredisi’ kimin için?

Fotoğraf: Pixabay
Ukrayna savaşının başladığı 24 Şubat 2022’den bu yana satış rekorları kıran Alman ve diğer silah tekelleri, şu günlerde adeta bayram yaşıyorlar. 18 Mart’ta Federal Parlamentonun, anayasa değişikliğiyle askeri harcamalar için kesenin ağzını sonuna kadar açması sıradan bir durum değil. Dünyanın üçüncü, Avrupa’nın en büyük ekonomisine sahip Almanya’da, eski mecliste üçte iki çoğunluk sağlanarak, askeri harcamalar için üst sınır kaldırıldı. Bu, aynı zamanda Avrupa’nın en büyük askeri gücü olma yönünde de atılmış ciddi bir adım.
Yaklaşık 450 milyar avroluk yıllık bütçesi olan Almanya’da, askeri harcamaların oranı şu anda yüzde 2, yani 90 milyar avro civarında. Birkaç yıl önce 35-40 milyar avro sınırındaydı. Askeri harcamalardaki devasa artışlar, geçmişte iki büyük dünya savaşının tetikçisi olan Almanya’da pek çok tabunun kırılması anlamına geliyor. Bunların başında “Savaş bir daha asla!” çizgisini terk ederek “Savaşa hazırlık yapma” var.
Salı günü yaklaşık beş saat süren meclis tartışmaları sırasında, askeri harcamalar için sınırsız bütçe ayrılmasını savunan CDU/CSU, SPD ve Yeşiller yöneticilerinin gerekçeleri “Avrupa’nın güvenliği”, “Ukrayna’ya daha fazla destek” ve “Rusya’nın Avrupa’ya saldıracağı” idi.
Halkın verdiği vergilerden silahlanmaya ayrılacak yüz milyarlarca avro, silah ve askeri malzeme üreten tekellerin kasasına akacak. Kandan, savaştan, gerilimden beslenerek semirmeye devam edecekler.
2023’te savunma sektöründeki satışlar açısından Almanya’daki en büyük savunma şirketi, yaklaşık 12.9 milyar dolarla Airbus bir “Avrupa tekeli” ve merkezi Hollanda ve Fransa’da olsa da Almanya’da da fabrikaları var Bu nedenle hükümetin askeri harcamalar için ayırdığı devasa bütçeden en fazla yararlanacakların başında geliyor.
Alman Rheinmetall tekeli ise Ukrayna savaşıyla birlikte her yıl kâr ve satış rekorları kırıyor. Siparişler de aynı şekilde zirveye ulaştı. Şirket tarafından geçen perşembe günü yapılan açıklamaya göre, satışlar 2023’te yüzde 12 artarak yaklaşık 7.2 milyar avroya ulaşırken, faiz ve vergiler çıkarıldığında net kâr yüzde 19 artarak 918 milyon avroya ulaştı. Bu yıl siparişler yüzde 44 artışla 38.3 milyar avroya ulaştı ve 10 milyar avroluk satış hedefleniyor.
Siparişleri yetiştiremeyen Rheinmetall bir taraftan otomobil tekelleri tarafından işten atılan işçileri işe almak için çağrılar yaparken, diğer taraftan kapanmayla karşı karşıya olan otomobil ve tedarik işletmeleri, fabrikalarını silah fabrikasına dönüştürmeyi planlıyor. Bu durum Almanya’nın silah üretim kapasitesinin kısa sürede hızla artacağı anlamına geliyor. Resesyon (durgunluk) içindeki Alman ekonomisi, silah endüstrisinde çarkların dönmesiyle yükselişe geçirilmek isteniyor.
Almanya’da olanlar bir yönüyle Birinci Dünya Savaşı öncesini anımsatıyor. O zaman da Çarlık Rusya’sının Alman İmparatorluğu için büyük bir tehlike olduğu propaganda ediliyordu. Savaş başlamadan önce 1890-1914 yılları arasında silah üretimi hızla artmıştı. Modern silahlar üretiyordu ve askeri harcamaları artırıyordu. Rheinmetall’in kuruluşu ve yükselişi bu yıllara kadar uzanıyor. Birinci Dünya Savaşı’na giren o zamanki Alman imparatorluğu da bugünküne benzer “savaş kredileri” kararı almıştı.
18 Mart’taki oylama sırasında Sahra Wagenknecht İttifakından vekillerin bunu hatırlatan dövizler taşıması önemliydi.
28 Haziran 1914’te Avusturya Prensi Ferdinand ve eşinin Saray Bosna’da bir Sırp tarafından öldürülmesiyle pimi çekilen Birinci Dünya Savaşı için hızlıca savaş kredileri hazırlandı. O zaman devrimci olan Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD) için, “Ana vatanı savunma” adı altında “savaş kredileri”ne destek tam anlamıyla bir yol ayrımı oldu. 4 Ağustos 1914’te yapılan oylamada 5 milyar Reichmarklık (dönemin para birimi) “savaş kredisi” onaylanmış oldu. Bununla yetinmeyen dönemin hükümeti 2 Aralık 1914’te ikinci kez 5 milyar Reichmarklık “savaş kredisi” talep etti.
SPD Milletvekili Karl Liebknecht, “hayır” diyen tek milletvekili oldu. Liebknecht konuşmada söyle diyordu: “Bu savaş, taraf olan halkların istemediği, Alman ve diğer halklara refah getirmeyen bir savaştır. Söz konusu olan, dünya pazarını kapitalist egemenlik için, önemli bölgeleri sanayi ve banka sermayesi için politik olarak kontrol altına almayı amaçlayan emperyalist bir savaştır. Silahlanma yarışı açısından bakıldığında bu Alman ve Avusturyalı tarafların ortaklaşa başlattığı önleyici bir savaştır.” (marxists.org/deutsch/archiv/liebknechtk/1914/12/reichstag.htm)
Tarih Liebknecht’i haklı çıkardı. “Savaş kredileri” sadece Almanya için değil Avrupa için büyük bir felaket oldu.
Alman sermayesi ve partilerinin tarihten ders çıkarmaya niyeti yok. Şimdi üst sınır olmamakla birlikte, 1.7 trilyon avroluk krediden söz ediliyor. Yaklaşık 110 yıl önce yoğun tartışmaların yapıldığı SPD, şimdi “savaş kredileri”nin baş savunucusu. 18 Mart’taki oylamada 207 milletvekilinden sadece bir kişi NEIN (hayır) dedi.
Almanya ve müttefikleri bir kez daha “savaş kredileri” için kesenin ağını açarak, halkları yoksullaştırarak savaşa hazırlık yapıyor. Faturasının bir kez daha halklara kesilmemesi için her alanda savaşa karşı mücadeleden başka seçenek yok.
Evrensel'i Takip Et