22 Mart 2025

Milyonların bam teline dokununca

Sabahın köründe “Suç örgütü yöneticisi olmak”, “Suç örgütüne üye olmak”, “irtikap”, “rüşvet”, “nitelikli dolandırıcılık” say say bitmeyecek iddialarla gözaltına alınıyorsunuz. Hakkınızda zaten incir çekirdeğini doldurmayacak suçlamalarla açılmış 7 ayrı dava var, iktidarın, iktidar medyasının sürekli önünüze sürdüğü… Bütün bunları yaşayan İBB Başkanı, CHP’nin yarın (pazar günü) kurulacak sandıklarda Cumhurbaşkanı adayı olacağı bilinen Ekrem İmamoğlu… Bu yazının yazıldığı saatlerde hâlâ gözaltında ve ifadesinin alınmasını beklerken, neyle, hangi delillerle suçlandığını bilmeyen, ama iktidar medyasında linç edilen İmamoğlu... İmamoğlu ile birlikte gözaltına alınan ekibi, Şişli ve Beylikdüzü belediye başkanları… Gözaltına alınan 99, arananlarla birlikte toplam 106 kişi...

***

Profesörsünüz, yüzlerce öğrenci yetiştirmişsiniz, derse girmeye hazırlanıyorsunuz. Bir sabah kalkıyorsunuz üniversite diplomanız iptal edilmiş, lise mezunu profesör olarak kalmışsınız… Galatasaray Üniversitesinden Prof. Dr. Naciye Aylin Ataay gibi… Ya da diplomanız sayesinde girdiğiniz şirkette yükselmişsiniz yönetici konumundasınız, ama bir anda eğitim seviyeniz liseye indirilmiş, çünkü diplomanız iptal edilmiş.

***

Diploma iptali toplumda çok büyük bir kaygı ve iktidarın yarın herkesin diplomasına, tapusuna, maaşına, banka hesaplarına ev koyabileceği endişesi yarattı. “Türkiye’nin gelecek Cumhurbaşkanı Ekrem İmamoğlu’nun, koca profesörlerin, iş insanlarının diplomasını iptal eden iktidar, bize ne yapmaz” endişesi sosyal medyada, sokakta, alışveriş merkezlerinde, otobüslerde tek konu oldu. Kimisi alaycı, tiye alan paylaşımlar yaptı ama elinde küçücük bir evi ya da arsası olan, açlık sınırının bile çok altındaki emekli maaşı ile geçinmeye çalışanlar bile “Bir gizli tanık ya da bir şikayet ile bunlar elimden alınır mı” endişesi içinde kaldı. Öğrenciler yarın mezun olduklarında, zaten iş bulamazken, bir de alacakları diplomanın iptal edileceğini düşündü… Genci yaşlısı, kadını erkeği herkeste bir geleceksizlik kaygısı doğdu…

***

Son yerel seçimlerde kaybeden Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “normalleşme” girişimleriyle yeniden canlanıp, karşı saldırıya geçtiğinden beri Türkiye’de “Bundan daha kötüsü olmaz” denilen ne varsa oldu. Belediye başkanlarının gözaltına alınıp tutuklanması, belediyelere kayyımlar atanması, sanatçıların gözaltına alınıp, sorgulanması… CHP Genel Merkezine kongreden dolayı kayyım atanacağı söylentileri… Özelleştirme kararları, grev yasakları, bir sendikacının (BİRTEK-SEN Başkanı Mehmet Türkmen) “İşçileri eyleme teşvik ediyor” diye tutuklanması -kaldı ki sendikacının asli görevi-  üniversitelere tepeden atanan yöneticiler…

Zaten açlık sınırının altında yaşamaya çalışan milyonlar adeta köşeye sıkıştırıldı, bam teline dokunuldu.

***

İşte bu bam teline dokunmadır ki, ülkenin dört bir tarafında gençleri, yaşlıları, kadınları sokağa çıkardı. İmamoğlu özelinde herkes kendi dertleri, sıkıntıları, sorunları için çıktı sokağa. İmamoğlu’nun diplomasının iptali ve gözaltına alınması bir patlama noktası oldu… Başta üniversite öğrencileri olmak üzere toplum kendilerine dayatılan açlık ve yoksulluğa, geleceksizliğe karşı döküldü sokağa… Çok kendiliğinden başladı. Benzer bir süreç Gezi eylemleri sırasında yaşanmıştı. Perşembe günü üniversite öğrencilerinin eylemlerinde, önde birisi kurt işareti yaparken, daha geriden birinin zafer işareti yapması dikkat çekti. Her yaştan, her görüşten insanlar, tek adam dayatmalarına, geleceklerini görememeye karşı isyandaydı…

***

İktidar da bugünkü eylemlerden ve kendi sıkışmışlığından bir başka ‘Gezi hatırası’ çıkarma uğraşında. Kim kendisine muhalif, nereden tutturup, susturabilir? Gezi… Gezi’de ne tweetleri attı, neler dedi, hangi haberleri yaptı? Hemen dökülüp kağıtlara, hoop gözaltı… Son olarak Gazeteci İsmail Saymaz’da olduğu gibi… Herkes bilir ki İsmail Saymaz çok çalışkan, her konuyu en ince ayrıntılarına kadar inceleyen, gedikleri, defoları bulup izleyicilerine/okurlarına sunan bir gazetecidir. İsmail Saymaz’ın gözaltına alınması, önceki gözaltı ve tutuklamalarda olduğu gibi bütün gazetecilere “Susun, susmazsanız başınıza bunlar gelir” gözdağıdır. Buradan da belirtelim ki, birlikte sokaklarda haber kovaladığımız, bugün Türkiye’nin tanıdığı İsmail Saymaz gazetecidir. Üstelik işini iyi yapan, çok çalışkan bir gazetecidir, gazetecilik de suç değildir.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Tüm yasak ve engellemelere rağmen öğrenciler sokaklarda.

Evrensel'i Takip Et