Reks/Rexx’ten Haydarpaşa’ya kültürel değerleri yaşatacak demokrasinin inşası

Son cümleyi baştan diyeceğim; Türkiye’nin istinasız her yerine kayyımların atanabildiği şu günlerde, başlıkta geçen “kültürel değerleri yaşatma” meselesini sistemden bağımsız okumuyorum.

Yine internetin ağırlaştırıldığı, diğer bir deyişle bilgiye erişimin kısıtlandığı günlerde, sokaktaki mücadeleye de engeller konurken, insanlar bir arada “kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” diyorlarsa, bu da bir değer olarak demokrasi inşası arzusuna işaret ediyor. İşte bu demokratik ortam, fiziki yapıların da ötesine geçen bir-birlikte-yaşamı sağlayacak olan...

Bu bağlamda neden Reks/Rexx ve Haydarpaşa’yı örnekliyorum? Bu örneklerin halihazırdaki demokratik süreçle ne ilgisi var, açayım:

Kadıköy Kent Dayanışması 11 Mart 2025 tarihinde X hesabı (@KadikoyKD) üzerinden bir paylaşımda bulunarak; “Reks Sineması’nın önünü paravanlarla kapattıklarında ‘yangın önlemi’ dediler. Ama biz uyarmıştık! Bugün gördüğümüz manzara, asıl amaçlarının yıkımı gizlemek olduğunu gösteriyor. Kadıköy’ün hafızasını bir kez daha yok ediyorlar! #YıkımıDurdurun” dedi.

Sinema yapısına ait fotoğrafı, 18 Mart 2025 tarihinde geçtim. Yıkım epey ilerlemiş durumda.

Evet, sürecin buraya varacağını biliyorduk. Hani denir ya; “geliyordu, gelmekte olan”, hepimizin gözleri önünde. Bu meseleyi Şeyma Akcan Evrensel’de 22 Ağustos 2024’de haber yapmış, ben de 24 Ağustos 2024’te, “Bir kültürel değeri yaşatma sorunsalı: Reks (Rexx) Sineması” başlığında kaleme almıştım.

İlgili yazıda derdimi üç başlıkta sorunsallaştırmıştım;

1: Emek Sineması gibi Reks Sinemasını yaşatmak için de bir toplumsal direniş olabilir mi?

2: Akademik ve mesleki kurumların “-meli, -malı” ile biten açıklamaları bizi nereye taşır?

3: Peki şimdi ne yapmalı?

İlkinin cevabını artık verebiliriz; hayır! İkincinin cevabı için bu yazının görseline bakmak yeterli sanırım. O zaman bu koşullarda, üçüncüye geçelim ve şimdi ne yapmalı sorunsalına yeniden dönelim.

Kadıköy Kent Dayanışması; Kuşdili, Söğütlüçeşme, Fenerbahçe… gibi Haydarpaşa’nın dönüşümü ile de ilgileniyor. Haydarpaşa’yı da birkaç kez kaleme almış ve “…kıyısını, yeşilini, lojmanını, garını, tren yolunu yaşayan ve yaşatan emekçiler, bir demokrasi kültürü de inşa ediyorlar. Çünkü alanı salt bir fiziki yerleşkeye indirgeyen, tescilli bir koruma nesnesi haline getiren, üstüne dışarıdan kültür atamaya ihtiyaç duyan veya nostaljikleştirilen bir yaklaşımdan söz etmiyorlar. Aksine her hafta pazar günleri yazılmaya devam eden, aktif bir direniş kültürü inşasından, yaşamdan söz ediyorlar” demiştim.

Öte yandan, halihazırda Kültür ve Turizm Bakanlığı siparişiyle, Haydarpaşa’yı kültür-sanat alanı olarak tasarlayan “iyi mimarlık, iyi koruma, iyi sanat…” ortamının, pas geçtiğini düşündüğüm ‘dışarıdan kültür atama’ yaklaşımını, bazı haberler üzerinden okuyalım.

Evrensel’in 11 Mart 2015 tarihli ve “Tarihi Sirkeci Garı Müze Oluyor” başlıklı Ezgi Çapa haberine göre, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) arasında imzalanan bir protokolle, dönemin İBB Başkanı Kadir Topbaş’a Sirkeci Garını müze olarak projelendirme yetkisi veriliyor. İstanbul Demiryolu Müzesi olacak kısım, TCDD’ye teslim edilecek deniyor. Esasen ilgili protokol daha geniş bir sahayı içeriyor, Sirkeci’den Yedikule’ye kadar. Haberde protokolün devamı var, ama ben burada müze kısmına odaklanacağım.

Bu haberden tam on yıl sonra, yine Evrensel’in 18 Mart 2025 tarihli ve “İstanbul Demiryolu Müzesi Kapatılacak” başlıklı Yusuf Yavuz haberine göre de, müze kapatılarak eserler bir depoya kaldırılacak. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “…Hem Haydarpaşa’da hem Sirkeci’de tren olacak, kültür ve sanat olacak, millet bahçesi olacak, ama burada asla AVM ve otel olmayacak” diyor. Sanki sorun sadece alanın AVM, otel olmasında…

İşleyen garı kapatıp, müzeyi yok sayıp, yenisini yapabilmek için üretilen projeye zemin hazırlandığı ortada. Ve biz bunları açıkça, şeffafça konuşamıyoruz. Tepeden bir dayatma yapılıyor. Bu projeyle Haydarpaşa’nın özgün kültürüne, bir tür kayyım kültürü atanıyor.

İktidarın, kimi zaman yerel yönetimin, kimi zaman da merkezin gücüyle müşterek değerlerimize yönelik bu keyfi hamlelerini savuşturmak için bir demokratik ortama ihtiyaç var. “İyi mimarlık, iyi koruma, iyi sanat” söylemleri, “anaakım/resmi -yetkili- miras söylemi” ile paralel gittiğinde yapısal olan bile korunamıyor. “Eleştirel miras çalışmaları (critical heritage studies)” ise, miras üretimini aynı kent ve mekân üretimi gibi politik bir eylem olarak okuyor. Ve “miras”ın sürdürülmesi için sıklıkla başvurulan güç ilişkileri hakkında ciddi sorular soruyor. Bu alanda da bilgi üretimi, hakikat üretimi gibi bir güç ilişkisine dayanır diyor.

Bu güç ilişkisinin güncel en somut göstergesi, 6 Mart 2025’te T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından yayımlanan “Gelenekten Geleceğe Türkiye Yüzyılı Mimarisi” eseri olabilir. Yayının içeriği 15 Mart 2025’te Evrensel’de ayrıntılı olarak değerlendirildi. Kitaba İletişim Başkanlığı’nın Web sitesinden pdf olarak erişmek mümkün. Kitaptaki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, AKM, Yassıada, Taksim Camii, Diyarbakır Suriçi, Hasankeyf gibi örneklere eklenen şehir hastaneleri, köprüler, havalimanları hükümetin kentleşme politikasının mekânsal tezahürleri.

15 Haziran 2025, Haydarpaşa Pazar nöbetlerinin 700’üncüsü olacak. Tesadüf ki 700. hafta 15-16 Haziran işçi direnişine denk düşüyor. Bu zamana hazırlık yapılırken sahadaki inşaatlar hız kesmeden sürüyor. Gara ait fotoğraf 1 Mart 2025 tarihinden. Gar, 4292 gündür kapalı.

Haydarpaşa Dayanışması, yukarıda andığım Kadıköy Kent Dayanışması ve diğer oluşumlarla beraber, halen ürettiği değere/kültüre sahip çıkıyor, direniş/demokrasi kültürünü inşa etmeye devam ediyor.

700. Haftanın nöbeti, Türkiye’de, İstanbul’da neler olmuş olacak bilmiyoruz. Ancak şu çok açık ki, yaşadığımız zorbalıklara boyun eğdikçe daha iyi günler göremeyeceğiz. İşte o zaman “iyi mimarlık-koruma-sanat…” söylemleri de daha fazla boş gösteren olacak…

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Tüm yasak ve engellemelere rağmen öğrenciler sokaklarda.

Evrensel'i Takip Et