Ghiblimsilerin Internet’i işgali

The Wind Rises’da (2013) deprem sonrasında hareketli bir kalabalığı gösteren, tümüyle el çizimi 96 kareden oluşan 4 saniyelik bu sekansı oluşturmak Stüdyo Ghibli ekibinden Eiji Yamamori’nin 15 ayını aldı
OpenAI, salı günü ChatGPT’nin belirli görsel stilleri taklit edebilen yeni görsel üretim becerilerini tanıtıp kullanıma açtı. Bu yeni becerileri deneyen kullanıcılar kısa süre içinde sosyal medyayı Japon animasyon devi Stüdyo Ghibli ve Kurucusu Hayao Miyazaki’nin stilinde görsellerle doldurdu. Ghibli stili görsellerin hızla trend haline gelmesinin ardından OpenAI’ın sahibi Sam Altman X/Twitter profil resmini Ghibli stili bir görselle değiştirdi. Pratikte Ghibli stili OpenAI’ın bu son yeniliklerinin viral reklam kampanyası haline geldi. 340 milyar dolar değer biçilen bir şirketin 2023 geliri 22.5 milyon dolar olan bir stüdyonun -deyimin karşılığını birebir verecek şekilde- el emeği göz nuru üretimlerini çalması tartışmasına geçmeden önce Stüdyonun Kurucusu Miyazaki’nin 2016’da kendisine yapay zeka ile hareketlendirilmiş bir üç boyutlu model gösterildiğinde kurduğu cümleleri hatırlayalım:
“Bu şeyi her kim yarattıysa acının ne olduğu hakkında hiçbir fikri yok. Gerçekten iğreniyorum. Eğer gerçekten ürkütücü şeyler yapmak istiyorsanız, devam edin ve yapın. Bu teknolojiyi asla işlerime dahil etmek istemem. Bunun hayatın kendisine yapılmış bir hakaret olduğunu düşünüyorum.”
Miyazaki’nin bu cümlesi 2016 teknolojisi ile yapılmış bir karakter animasyonuna dair. Ancak Japon animasyon sektörüne dair eleştirisini “Gerçek insanları gözlemlemeden ve bu gözlemleri temel almadan, diğer insanlara bakmaya tahammül edemeyen insanlar tarafından üretilmesi” üzerine kuran Miyazaki’nin seri üretim vasat taklitlerinden hoşlanabileceğini düşünmek için de hiçbir sebep yok. Dahası OpenAI’ın “Ghibli stili” üretimleri stüdyonun çalışmalarına aşina olanların gözünde vasat kopya denebilecek durumda bile değil. Ghibli ve Miyazaki’nin işlerinin detaylarını anlamadan, kavramadan çıkartılmış oldukça kaba kopyalarından bahsedebiliriz en iyi ihtimalde. Sanırım AI karşıtı sanatçıların en fazla sinirini bozan şeylerden biri de kendilerinin gözüne ilk bakışta çarpan bu tipteki kaba kopyalar ile özgün eserler arasındaki nitelik farkının büyük bir çoğunluk tarafından ayırt edilememesi.
“Ghibli stili” tartışması aslında meselenin ayyuka çıkmış hali. Meta’nın kendi geniş dil modeli (LLM) için en büyük ‘korsan’ kitap/makale arşivlerinden biri olan Libgen’den terrabytelarca dosyayı torrent ile indirdiği mahkemede ortaya çıktı. New York Times kendilerine ait içerikleri izinleri olmadan OpenAI’ın kullandığını dava başvurusunda açıkça ortaya koydu. Görsel üretim modellerinin filmlerden kareleri neredeyse birebir yeniden üretebilmesi bu içeriklerin de benzer şekilde kullanıldığını kanıtlıyor. JSTOR’dan binlerce kitap indirdiği için 35 yıl hapis ve 1 milyon dolar tazminat ile yargılanırken intihar eden “Internet’in öz evladı” Aaron Swartz’ın yaptıkları suç, pandemi döneminde dijitalleştirilmiş kitapları sınırsız ödünç veren Internet Archive’ın yaptığı suç, ama bir avuç teknoloji devinin dünyanın dört bir yanından sanatçıların, yazarların, gazetecilerin vb. üretimlerini kendi çıkarları için yağmalaması suç değil. Yersen…
Çok değil, daha iki hafta önce OpenAI ve Google “Telif hakkıyla korunan materyaller üzerinde yapay zeka eğitiminin sınırlandırılmasının Amerika’nın teknolojik üstünlüğünü zayıflatacağına”, “Kısıtlayıcı telif hakkı yasalarının Çin gibi rakipleri güçlendirebileceğine” ve “Kendilerine telif istisnası tanınmasının bir milli güvenlik meselesi olduğuna” ABD hükümetini ikna etmeye çalışıyordu. OpenAI’ın “Ghibli stili”ni bir viral reklam olarak en tepeden arsızca sahiplenmesi en azından “telif istisnası” konusunda geri adım atmayacaklarının işareti.
Telif hakları, ilk doğdukları günden bugüne sanatçılar eserlerinin haklarına gerçekten sahip olsun ya da geniş halk kitleleri bilgiye, sanata ve kültüre kolayca ulaşabilsin diye var olmuş haklar değildir. Aksine yayıncılar ve dağıtımcılar için yine yayıncılar ve dağıtımcılar tarafından kaleme alınmış yasalardır. Kapitalizm içinde telif istisnası talebi dağıtımcılar değil de sanatçılar lehine ya da geniş kitlelerin sanatçıların eserlerine kolayca erişimi lehine bir talep olduğu sürece anlamlı ve değerlidir. Teknoloji tekelleri lehine bir istisna talebini aynı kefeye koymaya çalışanların yaptığı tartışmayı bulandırmaktan öte bir şey değil.
Evrensel'i Takip Et