Silahlanmaya ve savaşa hayır!

Fotoğraf: Yeni Hayat
Almanya’daki Silahlanma ve Savaşa Karşı Sendikalar geçtiğimiz hafta önemli bir bildiri yayımladılar. Bu oldukça uzun bildiriyi barışsever Evrensel okurları için kısaltarak Türkçeleştirdim.
***
Almanya ve Avrupa Birliği (AB) yönetimleri, partilerin çoğu ve egemen ekonomik güçler devasa bir silahlanma peşindeler. “Savunma” ve “caydırıcılık” kisvesiyle savaşa hazırlanıyorlar. Almanya’da ve komşu ülkelerde gerçekleşecek bir savaşa. İnsanlarımız savaşacak, ölecek, yaralanacak, sakat kalacaklar. Gençlerimiz savaşa gönderilecek, feda edilecekler. Çok azı bunu gönüllü olarak yapmak isteyeceği için zorunlu askerlik geri getirilecek. Günümüzde sivillere yetmeyen hastaneler savaşa hazır hale getirilecek ki her gün binlerce yaralıyı tedavi edebilsinler.
Çok uzun süredir altyapı ihmal ediliyor. Uygun fiyatlı konut sıkıntısı var. Doktorlardan ve devlet dairelerinden randevu almak neredeyse imkansız. Söylem hep aynı: Devletin parası yok. Borçlanma kabul edilemez; gelecek nesillere yük olamayız. Oysa devlet bu borcu mevcut ve gelecek nesillere fayda sağlayacak, onların üretkenliğini ve refahını artıracak yatırımlar için kullanırsa yük oluşmaz.
Şimdi silahlanma için büyük borçlanma söz konusu ve borç karşıtları bunu alkışlıyorlar. Oysa bu tür borç zararlıdır: İnsanların yaşam koşullarını iyileştirmez, refahı azaltır, ek üretim kapasitesi yaratmaz, aksine çok daha faydalı bir şekilde değerlendirilebilecek kaynakları ve emeği israf eder. Orduya ve bu kredilerin faizlerine ne kadar çok para harcanırsa; refah devletine, kamu hizmetlerine, sivil altyapıya, emekli maaşlarına ve kamu sektöründe, eğitimde ve sosyal sektörlerde çalışanların ücretlerine o kadar az para kalır.
Silahlanma ve savaş hazırlıklarını sürdüren politikacılar ve bunlardan kazanç sağlayan silah endüstrisi bize silahlanmanın istihdam ve büyüme yarattığını söylüyorlar. Tam diğer endüstriler krizdeyken, fabrikalar kapanır ve işçiler işsiz kalırken. Oysa bu kriz büyük ölçüde çatışma ve savaş politikasından, Ukrayna’daki savaşın neden olduğu enerji fiyatlarındaki muazzam artıştan, AB’nin Rusya ve Çin ile ticari ilişkileri bozan yaptırım politikasından kaynaklanmaktadır. Trump tarafından Avrupa’ya uygulanan gümrük vergileri durumu daha da kötüleştiriyor.
Silahlanma ekonomiyi canlandırmaz. Silahlanma yerine eğitim, sağlık ve sosyal hizmetler personeline harcama yapmak sadece sosyal yaşam koşullarını iyileştirmekle kalmaz, aynı zamanda daha fazla iş ve daha yüksek gelir yaratır. Sürdürülebilir, yenilikçi endüstrileri ve yaşanabilir ortamları teşvik eder.
Savaşlar, silahlanma ve askeri faaliyetler iklim ve çevre yıkımı getirir. İnsanlığı ve doğayı kurtarmak ancak silahlanmanın durdurulması ve dünya çapında silahsızlanmanın hayata geçirilmesiyle mümkün olacaktır.
Silahlanma için üretilen tüm gerekçeler yanlıştır. Almanya ve AB’de iktidardakiler caydırıcılık ve savunma değil, savaş peşindeler. Savaş için silahlanıyorlar. ABD’nin yeni orta menzilli nükleer silahları da Almanya’ya yerleştirilecek. Ne olursa olsun savaştan kaçınmak yerine, savaşı kazanabilmeyi hedefliyorlar. Oysa Rusya’ya karşı bir savaş kazanılamaz. Bu savaş, insanlığın büyük bir bölümünü ve özellikle de Avrupa’yı yok edecek bir nükleer savaş olacaktır.
Rusya’nın NATO ve AB ülkelerine karşı saldırı düzenleyebileceği söyleniyor. Rusya böyle bir saldırı için gerekli güce sahip değildir. Rusya, askeri açıdan Avrupalı NATO devletlerinden bile daha zayıftır. Dahası, ABD çıkarları gereği hiçbir koşulda Avrupa’dan çekilmeyecektir. NATO, Rusya savaşta olmasına rağmen Rusya’dan birkaç kat daha fazla askeri harcama yapmaktadır. Ukrayna’ya daha fazla silah ve para sağlanması halinde Rusya’ya karşı savaşı kazanabileceğini iddia edenlerin Rusya’nın NATO’ya karşı bir savaş başlatabileceğini söylemesi inanılmaz bir çelişkidir.
Siyasi partileri, medyayı, sesi duyulan kesimleri bu savaş propagandasını yaymaktan vazgeçmeye ve silahlanma yarışına karşı çıkmaya çağırıyoruz. En azından, savaş ve militarizm karşıtı seslerin duyulmasına aracı olmalılar. Savaş hazırlıklarının devam etmesi halinde demokratik haklar, ifade özgürlüğü, sendikal haklar ve grev hakkı da tehlikeye girecektir.
Herkesi sağduyulu davranmaya; silahlanma ve savaş hazırlıklarına karşı çıkmaya çağırıyoruz. Barış için, müzakere edilmiş çözümler için, silahların kontrolü ve silahsızlanma için siyaset yapılmalı. Zorunlu askerlik istemiyoruz. Yeni savaş kredileri, daha fazla askeri güç için borçlanma istemiyoruz. Devletin parasının silahlara ve savaşa değil, insanların daha iyi bir yaşam sürmesine ve geleceğin güvence altına alınmasına harcanmasını istiyoruz.
Sendikalara, derneklere ve siyasi partilere çağrıda bulunuyoruz: Savaşı önlemek siyasetin en yüksek hedefi ve yol gösterici ilkesi olmalıdır. Barış yolundan ayrılmayın!
Evrensel'i Takip Et