‘Angara’da anayasso / Ellerinden öpiy hasso’

Fotoğraf: ANKA
Her şey şöyle başladı:
15 Mart 1968 tarihli Savaş gazetesinde, çerçeve içinde ‘Anayaso’ başlıklı bir şiir ve şu havadis yayınlanmıştı:
Aşağıdaki şiir, Trabzon Devrim Ocağının 6. kuruluş yıl dönümü gecesinde Attilâ Aşut tarafından okunmuş ve büyük ilgi uyandırmıştır. Sağcısı ve solcusuyla bütün dinleyicilerin yürekten alkışladıkları, okuyucusunu kutladıkları ve edinmek istedikleri bu güzel şiiri buraya aktarmakla, genel bir isteği cevaplandırmış olmaktayız. (…)
Bu yazıyı ve şiiri, Hasan Pulur okur ve 3 Nisan 1968 tarihli Milliyet’teki “Olaylar ve İnsanlar” köşesinde yayımlar. Ancak, yazıda da belirtildiği gibi bu şiirin şairi bilinmemektedir.
Hasan Pulur’un zaman zaman bu konudan söz etmesi ve Anayaso şiirinin sahibini araması sonuç verir. 11 Nisan 1968 tarihli yazısının başlığı şöyledir:
‘Anayaso’ şairi bulundu
(…) Şemsi Belli gönderdiği mektupta ‘Bu şiiri ben yazdım’ diyor ve nasıl yazdığını da anlatıyordu. Şiirin ilk yayımlandığı yer, çoğumuzun varlığından haberdar olmadığı Anayaso dergisiydi ve Şemsi Belli bu derginin ikinci sayfasındaki şiirin altına imzasını bile atmamıştı. (…)
‘Boğaz Köprüsü, İstanbul sahil yolları... Akdeniz kıyılarının turistik çevre yolları... Ve daha birçok yollar ve köprüler... 1968 yılı bütçesinin Bayındırlık Bakanlığına ait yatırım bölümleri incelendiği zaman haritada Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan Hakkâri ilimiz devede kulak değil; devenin kuyruğunda kıl bile değildir. Oysa geçen kış ayında Zap Suyu adındaki minik çayı geçerek hasta bebeklerini doktora ulaştırmak isteyen birçok vatandaşlarımız bu Hakkâri ilimizin nüfus kütüğüne kayıtlıdırlar. Bu vatandaşlarımız çayın coşkun sularından doktora ulaştırmak istedikleri hasta çocuklardan yedi tanesini boz-bulanık Zap Suyu’nun çağıltıları içinde yitirdiler. Kışta-kıyamette binbir güçlükle sulardan topladıkları mini mini yavrularının cesetlerini evlerine, köylerine kadar bile götürmek imkanından yoksundular. Çocuklarla birlikte tüm umutlar da yitip gitti ve karlı tepelerin üzerinde yedi mini mini mezar, -insan hakları ve sağlıkları Anayasa’nın koruyucu kanatları altında bulunan- bu zavallı vatandaşlarımızın gözünde hayatın bütün değerini ve anlamını silip süpürdü. O dağların ve toprakların ekmeğini yemiş bir Anadolu çocuğu, bir Ozan Şemsi Belli, o kara yazılı insanların diliyle Ankara’ya ve Anayasa’ya seslenmek istedi. Ve (Anayaso) şiiri, bu katı gerçeklerin hançerlediği bir yürek duygulanışı içinde doğdu.’
Sonrasını biliyorsunuz:
’68 kuşağı 1969 yılında bölgeye gider ve halk arasında “Deniz Gezmiş Köprüsü” de denilen Devrimci Gençlik Köprüsü’nü yaparlar.
Yazımızı Selda Bağcan’ın da çok güzel yorumladığı bu şiirle bitirip şairinin anısına ve yürekleri sevgi dolu olanlara selamlarımızı, sevgilerimizi yollayalım.
Unutmadan: Gençlerin suskunluğu bile bir eylemdir.
Anayasso
Gul, gurban olduğum Hökümet Baba! / Baa bir alfabe veremez miydin?
Gara dağlar gar altında galanda / Ben gülmezem / Dil bilmezem
Şavata’dan Hakkâri’ye yol bilmeze/ Gurban olam, çâresi ne, hoooyyy Babooov?
Bebek yaniir, bebek hasta, bebek ataş içinde / Ben fakiro / Ben hakiro
Dohdor, ilâç, çarşi, bazar, tam-takiro / Gurban olam, bu ne işdir, hoooyyy Babooov?
Çonçiğ ağliir, çonçiğ öliir, geçüt vermiy Zap suyi / Parasizo / Çaresizo
Ben halsizo, ben dilsizo, şeher uzah, yolsizo / Bu ne haldır, bu ne işdir, hoooyyy Babooov?
Gara dağda gar altında ufağ ufağ mezerler / Yeddi ceset hetim hetim Zap suyinde yüzerler
Hökumata arzeylesem azarlar / Ben ketümo / Ben hetimo
Ben ne biçim votandaşim, hoooyyy Baboooovvv?
Şavata’dan Angara’ya ses getmiir / Biz getmeğe guvvatımız heç yetmiir
Malımız yoh / Yolumuz yoh / Angara’ya ses verecek dilimiz yoh / Ganadımız, golumuz yoh
Bu ne biçim memlekettir, hoooyyy Baboooovvv?
Yerin, yurdun, adresesin bilmirem. / Angara’da Anayasso / Ellerinden öpiy Hasso
Yap bize de iltimasso. / Bu işin mümkini yoh mi hoooyyy Baboooovvv?
Evrensel'i Takip Et