Hatırlatmaya dair

Fotoğraf: Evrensel
İnsan, haklarını zamanla öğreniyor. Zaman değiştikçe de haklar evriliyor. Evrensel normlara bakınca da insanın hakları her koşulda yalnızca insan olmasından kaynaklanıyor. Yani modern dünyada yasalar “Yaradılanı yaradandan ötürü sevin” gibi dolaylı bir önemseme yerine “insanlık onuru”ndan bahsediyor.
Bu ülkede mesela, darbe dönemi kuşağı korkunç işkencelere maruz bırakılmıştı, işkencede hayatını kaybedenler oldu, ser verip sır vermeyenlerin destanlarında büyüdük, bizim kuşak geldi. Süresi uzatılmış gözaltılardan kemikler kırık, dudaklar patlak, saçlar yoluk, üst baş yırtık çıkılır, soranlara “Neyse ki işkence yoktu, sadece kaba dayak” denilirdi. İşkenceyi; vücuda elektrik verilmesi, tecavüz, makata cop sokulması, Filistin askısı, falaka, dışkı yedirme, tırnakların çekilmesi gibi yüzyıllar öncesinde kalması gereken acılardan oluşuyor sanıyorduk. Zira daha 10-15 sene bile olmamıştı işkencelerin en vahşileri yaşanalı. O korkunç işkenceden sağ çıkanlar yanı başımızda hâlâ mücadele içindeyken odunla dövülmeyi mesela işkenceden saymıyorduk sanki. Fazla onurlu durursan, kaba dayak insanlık onurunu zedelemezmiş gibi. Saçmalıkmış bu tavır bugünden bakınca.
Sonrasında dünyanın geri kalanı gibi insanlık onurunu öncelikleyen şekilde TCK güncellendi. Eskiden işkence mağdurunun sanık pozisyonunda olmasını, işkence yapanın güç kullanma yetkisine sahip bir kamu görevlisi olmasını şart gören dar kapsamlı işkence tanımı TCK madde 94 ile genişletildi.
(1) Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında üç yıldan on iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (Ek cümle:12/5/2022-7406/4 md.) Suçun kadına karşı işlenmesi halinde cezanın alt sınırı beş yıldan az olamaz.
(2) Suçun;
a) Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı,
b) Avukata veya diğer kamu görevlisine karşı görevi dolayısıyla, İşlenmesi halinde, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Fiilin cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşmesi halinde, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) Bu suçun işlenişine iştirak eden diğer kişiler de kamu görevlisi gibi cezalandırılır.
(5) Bu suçun ihmali davranışla işlenmesi halinde, verilecek cezada bu nedenle indirim yapılmaz.
(6) (Ek: 11/4/2013-6459/9 md.) Bu suçtan dolayı zaman aşımı işlemez.
Madde bire bakalım:
Bir insanı kendi idrarı içinde bekletmek, yere yatırıp başını hedefleyerek tekme atmak, silah elindeyken köşeye sıkıştırıp tehdit ve hakaret etmek, gözaltı araçlarında başların eğilmesini zorunlu tutarak ve ortalığı gaza boğarak nereye gidildiğinin anlaşılmasını engellemek, avukat ile görüşmeyi engellemek, internet ve avukat erişimi olmadan, neyle suçlandığı bilgisi vermeden, yemek ve su erişimi kısıtlanarak, tuvalet ihtiyacı göz ardı edilerek, ped ve ilaçlar teslim edilmeden, uzun süre uykusuz bekletilerek algılama ve irade yeteneğini etkilemek...
Bir de kadına karşı işlenirse diyor madde: En çok tacizi kadınlar yaşamadı mı gözaltında? Haydi şahitlerini saymıyorsunuz, göz gördü miting alanında kıstırıldıklarını, sözlü-fiziksel tacizi, kameralar çekti hıçkırarak bağıran gencecik kadınları?
Bak diyor beden ve ruhen kendini savunamayacak durumdaki insana karşı işlenmesi diyor, yani kalp, tansiyon vb. kronik hastalıkları olanı uzun saatler izole bekletmek, sağlık hizmetine erişimini engellemek de giriyor buna.
B bendi ne diyor? Avukat veya başka bir kamu görevlisine karşı olursa ceza artar diyor. Adliyede avukat tokatlayan güvenlikçi nerede ya karşısında biri okusa şu maddeyi?
İşkence fiili cinsel taciz şeklindeyse ceza artıyor.
Genç kadını taciz edip altına kaçırmasına sebep olan o kamu görevlisinin bundan haberi olsun. Hem kadına karşı işlendiği için hem de cinsel tacizden iyice arttı bak ceza süresi.
Gelelim madde 4’e, krala yaslanma düşersin maddesine, polisin tekmesine bir de kendi ayağını destek edenlere diyor, psikolojik işkenceye dahil olmak için hizaya girenlere diyor, seni ‘eziyetten’ değil kamu görevlisi gibi ‘işkence’den yargılarım diyor yasa.
Madde 5: Küçük oğlana anlatır gibi anlatalım: Ben sadece emirleri uyguladım dersen yırtamazsın diyor, ben vurmadım sadece tuvalete gitmesine izin vermedim dersen yırtamazsın diyor, ilaçlarını verme dediler vermedim, çok üzgünüm demek seni kurtarmaz diyor. Ben yapmadım amirim yaptı, amirimdi karışamadım cümlesi seni suçsuz kılmaz diyor.
Ve altını kalın kalemle çizelim: Zaman aşımı yok. Adaletin korkusu işkencecilerin sonsuza kadar peşinde olacak.
Şimdi sanıyor ki birileri, devir eskisi gibi.
“Ben n’apmışım hakim bey, dağıtın dediler dağıttık, toplayın dediler topladık.”
Hani hak kaybı çok ya, herkesin çok zalimle derdi var, sıra gelmez kendilerini sanık sandalyesinde görmeye sanıyorlar.
Bir avukat yediği tokadın geldiği kafayı asla unutmaz, bir kadın tacizcisini unutmaz, gencecik adam 10 senedir periyodik tabloyu ezberinde tutuyor da yediği tekmenin yaka numarasını mı unutacak?
Madde 94’ü duvarlara yazmalı belki, deftere, sıraya, ağaçlara ne bileyim gökyüzüne hatta.
Google’a yazsanız da olur.
Adalet bakanı nasıl hiç duymadıysa...
Çıkmış diyor ki: İşkence ve kötü muamele iddiaları gerçek dışı.
Kartalkaya yangınında faili aylardır bulamayan yargı, Narin cinayetini çözemeyen koca kurum, binlerce insanın gözaltına alındığı haftalara yayılan eylemlerle ilgili karakol karakol, cadde cadde, kişi kişi yaptı araştırmasını, açtı soruşturmasını, tuttu raporunu, verdi kararını öyle mi adaletin bakanı?
İşkence karşısında gidecek hiçbir etkili kurum kalmadığı hissi ile toplumu çaresizliğe sevk etmek nasıl bir psikolojik işkence türüne giriyor ey bu işlere bakmayan bakan?
Bu ülkede korkunç işkenceler yaşandı, hâlâ yaşanıyor. Ama bir gün gelecek -ki muhtemelen çoğumuzun ömrünün yettiği bir vadede gelecek- işte o gün, muktedirin kudreti, yanında yürüyenlerin her birini kurtarmaya yetmeyecek.
İnsan işkencecisini unutmaz. Gerçek yargı, sahici adalet işkenceyi affetmez.
Bazılarımız adalete iyi ve tarafsız bakamayanların hiçbirini unutmaz.
Hafızanın kudreti potansiyel suçlu için dahi caydırıcı.
Bu yazı da hatırlatmaya dair olsun.
Üzerinde insanlık suçunun izi kalanlara sadece bir uyarı:
Her devran bir gün döner.
Evrensel'i Takip Et