Yüzde yüz konsantrasyon

Fotoğraf: AA
Öncelikle Evrensel okurlarına Türkiye Kupası’ndaki Fenerbahçe-Galatasaray maçıyla ilgili minik bir açıklama yapmam gerekiyor. Malum, Fenerbahçe-Galatasaray karşılaşması 2 Nisan’da, yani boykot çağrısının yapıldığı gün oynandı ve karşılaşmayı yayınlayan ATV de boykot çağrısı yapılan markalardan birisiydi. Önceden Evrensel yönetimine haber vererek boykota katılacağımı bildirdim, bu nedenle de maçı naklen izlemediğim için de yazı yazmadım.
Bu maçı daha sonra izleme fırsatı buldum. Dün oynanan Samsunspor-Galatasaray maçının analizine de Fenerbahçe eşleşmesinden hareketle başlamak istiyorum.
Fenerbahçe’ye karşı 433 formasyonu
Okan Buruk, ligdeki Fenerbahçe karşılaşmasında olduğu gibi kupadaki eşleşmede de yine 433 formasyonunu tercih etti. Buruk’un ilk 11’inde orta saha Mario Lemina, Lucas Torreira ve Gabriel Sara’dan; forvet hattı ise Yunus Akgün, Victor Osimhen ve Barış Alper Yılmaz’dan oluşuyordu.
Galatasaray dünkü Samsunspor maçına da savunma hattı (Kaan Ayhan yerine Roland Sallai) ve kaledeki (Günay Güvenç yerine Fernando Muslera) iki değişiklik haricinde aynı orta saha ve forvet hattı oyuncularıyla çıktı. Ancak bu, Galatasaray’ın Fenerbahçe ve Samsunspor’a karşı aynı formasyonla, yani 433’le oynadığı anlamına gelmiyor. Galatasaray Samsunspor’a karşı klasik formasyonu olan 4231’le sahadaydı.
Bunu belirtmemin amacı çoğu futbolseverin ve yorumcunun sahada Lemina, Torreira ve Sara üçlüsünü görünce Galatasaray’ın 433 oynadığı yolunda bir hükme varması. Ancak dostlar futbol bu kadar düz mantıkla ele alınabilecek bir oyun değil. Oldukça stratejik ve karmaşık bir yapısı var.
İki formasyon arasındaki fark
Bu meselenin daha iyi anlaşılabilmesi için bu noktada bahsetmiş olduğum iki formasyon arasında, eşleşmelerden kaynaklanan önemli bir fark bulunduğunu söylemek istiyorum.
Kupa maçında Galatasaray Fenerbahçe’ye karşı 433 formasyonuyla sahada yer alırken eşleşmeler şöyle gerçekleşmişti:
- Yusuf Akçiçek / Yunus Akgün, Milan Skriniar / Osimhen, Çağlar Söyüncü / Barış Alper Yılmaz.
- Sofyan Amrabat / Sara, Fred / Torreira, Sebastian Szymanski / Lemina, Filip Kostiç / Kaan Ayhan, Oğuz Aydın / Eren Elmalı.
- Youssef En-Nesyri / Davinson Sànchez, Anderson Talisca / Abdülkerim Bardakcı.
Görüldüğü gibi kupa maçında Fenerbahçe’nin üç stoperiyle Galatasaray’ın üç forvet oyuncusu; Fenerbahçe’nin üç orta saha futbolcusuyla Galatasaray’ın üç orta sahası; Fenerbahçe’nin kanat bekleriyle Galatasaray’ın iki beki; Fenerbahçe’nin iki forvet oyuncusuyla da Galatasaray’ın iki stoperi eşleşti.
Galatasaray bu eşleşmelerde Fenerbahçe’ye karşı üstünlük sağlayarak oyununu ve temposunu rakibine kabul ettirdi. Aldığı galibiyetle de Türkiye Kupası’nda yarı finale yükseldi.
Samsunspor’un 4141’ine karşı 4231
Okan Buruk, Fenerbahçe 3412 formasyonuyla sahada yer aldığı için kupa maçında 433 formasyonunu tercih etmişti. Çünkü Galatasaray 433 formasyonu sayesinde çok açık ve kesin eşleşmeler elde ediyordu.
Aynı Okan Buruk Galatasaray’ın formasyonunu dün değiştirdi ve 4141 formasyonuyla oynayan Samsunspor’a karşı 4231’le sahaya yayılan bir 11 oluşturdu.
Niçin peki? Üçlü oynayan rakibe karşı üçlü bir forvet hattı, dörtlü oynayan bir takıma karşı da dörtlü bir forvet hattı daha uygun çünkü. Malum, Okan Buruk’un 4231 formasyonunda ön alan baskısı sırasında rakibin iki stoperiyle Galatasaray’ın santrforu (Osimhen) ve santrfor arkasında oynayan oyuncusu (Mertens veya Morata) eşleşir, rakip beklerle de Galatasaray’ın iki kanat forveti (Yunus Akgün ve Barış Alper Yılmaz).
Dün Galatasaray’ın santrfor arkasında oynayan futbolcusu Sara’ydı. Bu nedenle ön alan baskısı sırasında Samsunspor’un iki stoperinden biriyle Sara eşleşti, diğeriyle de Osimhen.
Ancak oyunda kaldığı süre içinde Sara’nın dün özel bir görevi vardı. O da Samsunspor hücumlarında topun arkasına geçmek. Bu görevi yerine getiren Sara dün Galatasaray’ın merkez orta sahasının üç, hücum hattının da dört futbolcuyla oynamasını sağladı ki kanımca maçı Galatasaray adına oldukça kolaylaştıran hamlelerden birisi bu oldu.
Mertens’le Sara farkı
Bunu biraz açmak istiyorum. Bilindiği gibi eğer santrfor arkasında Dries Mertens veya Àlvaro Morata oynuyorsa Galatasaray rakibini 442 formasyonuyla karşılar. Başka bir deyişle rakip hücumlarında Galatasaray Osimhen ve Mertens haricinde, dokuz futbolcusuyla topun arkasına geçer.
Dün ise Galatasaray Samsunspor’u aşağıda da görüldüğü gibi 451 formasyonuyla karşıladı.
Ekran görüntüsü beIN Sports yayınından alınmıştır
Böylece Galatasaray çoğu pozisyonda, öncesine oranla bir fazla futbolcuyla savunma yaptı ve Osimhen hariç 10 futbolcusuyla topun arkasına geçti. Bunu sağlayan oyuncu Sara’ydı. Bu hamleyle Galatasaray takım savunmasını daha da sertleştirmiş oldu. (Takım savunmasını yukarı çekmek konusunda Lemina’ya da ayrı parantez açmak gerekiyor, ki bunu biraz ileride yapacağım.)
Savunma ve hücum dengesi
Daha önce birkaç kez bahsettim: Okan Buruk döneminde Galatasaray’ı ligde rakiplerinden ayıran en temel faktör, savunmayla hücum arasındaki dengeyi iyi kurması olageldi. Savunmayla hücum arasındaki bu dengenin, Galatasaray’ın en temel gücü olduğu düşüncesindeyim.
Zira Galatasaray Okan Buruk döneminde, sanılanın aksine sadece hücum oyuncularının bireysel performansıyla değil, iyi savunma yaptığı için hücum kapasitesini artıran bir takım olarak şöhret buldu. Son üç sezonda izlediğimiz özel hücum performansları (burada Mauro Icardi, Kerem Aktürkoğlu, Osimhen, Barış Alper Yılmaz ve Yunus Akgün’ü hatırlayabiliriz) Galatasaray’ın ön alan baskısına dayanan savunma kurgusu üzerinde yükseldi.
Dünkü maçı temelde bu çerçeve üzerinden, savunma ve hücum dengesi üzerinden, ancak Sara ve Lemina’nın özel rollerine dikkat çekerek analiz etmek istiyorum.
Sara ve Lemina’nın rolü
Galatasaray’ın savunma ve hücum dengesini sahada Sara ve Lemina üzerinden nasıl oluşturduğunu çok iyi gösterdiğini düşündüğüm bir örnek vermek istiyorum.
Dakika 7,10. Samsunspor’un sol beki Rick van Drongelen faul atışını Flavien Tait’ye pas vererek kullanıyor. Tait de geriye, stoper Yunus Emre Çift’e dönüyor.
Ekran görüntüsü beIN Sports yayınından alınmıştır
Torreira’nın kontrol etmeye çalıştığı Tait takım arkadaşı Yunus Emre Çift’le paslaştıktan sonra topu Lemina’nın markajındaki Carlo Holse’ye aktarıyor.
Ekran görüntüsü beIN Sports yayınından alınmıştır
Top, Olivier Ntcham üzerinden soldan bindiren Arnavut oyuncu Arbnor Muja’ya geliyor. Samsunspor’da hücumu sol bek Drongelen de destekliyor.
Ekran görüntüsü beIN Sports yayınından alınmıştır
Muja, Yunus Akgün’ün marke etmesi gereken Drongelen’i Galatasaray ceza sahasında topla buluşturuyor.
Ekran görüntüsü beIN Sports yayınından alınmıştır
Ancak orada Lemina var. Hemen Drongelen’e müdahale ederek topu kazanıyor.
Ekran görüntüsü beIN Sports yayınından alınmıştır
Samsunspor hücumunu kesen Lemina topu şişirmek yerine öne, Yunus Akgün’e doğru oynuyor. O da merkezdeki Sara’ya.
Ekran görüntüsü beIN Sports yayınından alınmıştır
Sara da gelişine topu hemen yine Yunus Akgün’e oynuyor. O da öndeki Osimhen’e.
Ekran görüntüsü beIN Sports yayınından alınmıştır
Yunus Akgün’ün pasıyla buluşan Osimhen merkezdeki Sara’yı görüyor. Bu hücumu öne doğru koşan Yunus Akgün ve Barış Alper Yılmaz da destekliyorlar. Böylece Galatasaray tehlikeli bölgede 4’e 4 sayısal eşitliği sağlamış oluyor.
Ekran görüntüsü beIN Sports yayınından alınmıştır
Osimhen’in pası sonrasında Sara yine Yunus Akgün’e oynuyor. O sırada sahadaki görünüm aşağıdaki gibi.
Ekran görüntüsü beIN Sports yayınından alınmıştır
Yunus Akgün ceza sahasına bindirme yapan Sara’yı görüyor.
Ekran görüntüsü beIN Sports yayınından alınmıştır
Yunus Akgün’ün pasıyla buluşan Sara merkeze topu çeviremiyor. Böylece bu Galatasaray hücumu sona eriyor. (Bu hücumda Yunus Akgün final aşamada Sara’ya oynamak yerine topu en uzaktaki Osimhen’e ulaştırabilse Samsunspor’un savunma dengesini iyice bozmuş olacaktı.)
Burada gördüğümüz şey kanımca çok çarpıcı. Samsunspor yarı sahasında Sara, Lemina ve Torreira’yla rakibine baskı yapan Galatasaray ilk planda bu baskıda başarılı olamadığı için Samsunspor’un hücuma çıkmasını önleyemedi. Ancak Lemina ve Sara hızla geri dönmeyi başarınca tablo birden değişti. Kritik noktada rakibinden topu kazanan Lemina Galatasaray’ın hızlı hücumunun fitilini yaktı.
Bunun sonucunda Galatasaray yaptığı dördü dikey ikisi yatay toplam altı pasla topu kendi ceza sahasından Samsunspor ceza sahasına kadar, yaklaşık 100 metre taşımış oldu.
Bu hücumda üç önemli aktör ön plana çıktı. İlki Galatasaray hücumunun sağ koridordaki ana taşıyıcısı durumundaki Yunus Akgün. İkincisi Samsunspor’un hücumunu bir itfaiyeci gibi söndürdükten sonra ayağa oynayarak Galatasaray’ı hücuma çıkaran Lemina. Üçüncü olarak da sürekli koşması sayesinde oyunun dikişsiz biçimde akmasını sağlayan ve bunun yanı sıra Samsunspor kalesi önünde golle burun buruna gelen Sara. (Bu hücum Sara’nın bağlantı oyununda ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu ortaya koyması açısından da önemli.)
En başından en sonuna dek bu pozisyona gözlerimizi kısarak biraz daha uzaktan baktığımızda ise gördüğümüz şu: Galatasaray takım savunmasını ne kadar yukarı çekerse hücumda o kadar hızlı ve doğru işler yapıyor.
Bir hücumcu olarak Lemina
Tam bu noktada Lemina’ya özel bir parantez açmak istiyorum.
Lemina yukarıdaki örnek dışında yaptığı beş (dakika 19,52; dakika 26,36; dakika 29,03; dakika 29,44 ve dakika 90,41) kritik hamleyle Samsunspor hücumlarını söndüren isim oldu. Bu açıdan Lemina’nın Galatasaray’ın iki stoperinin, Sànchez ve Bardakcı’nın işini oldukça rahatlattığını söylemeliyim. (Lemina maçı defansif açıdan tek hatayla tamamladı; dakika 39,45’te marke ettiği Holse’yi kaçırdı.)
Ancak Lemina sadece savunmada değil, zaman zaman hücumda da önemli işler yaptı. Bunu tek örnekle göstermek istiyorum:
Dakika 19,03. Üç Samsunsporlu futbolcu tarafından hırpalanan Sara birinci bölgede top kaybı yapıyor. Sahipsiz kalan topu kazanan Flavien Tait, takım arkadaşı Holse’yi kaçırmak üzereyken Sànchez ayağını uzatıyor. Sànchez’e çarparak havalanan topu Lemina kazanıyor.
Ekran görüntüsü beIN Sports yayınından alınmıştır
Topu kazandıktan sonra birden hızlanan Lemina Galatasaray’ı 3’e 3 hücuma çıkarıyor. Yaklaşık 40 metre kadar dribling yaptıktan sonra da öne koşu gösteren Osimhen’i görüyor.
Ekran görüntüsü beIN Sports yayınından alınmıştır
Ancak Lemina’nın verdiği bu pas Osimhen’in topuğuna çarparak hücumu destekleyen Barış Alper Yılmaz’ın önüne düşüyor. Yılmaz yine Osimhen’i görüyor, ancak Osimhen ofsaytta olduğu için Galatasaray bu hücumdan da yararlanamıyor.
Geriden oyun kurma
Sara ve Lemina’nın öne çıktığı 433 görünümlü 4231 formasyonun takım savunmasını yukarı çekmenin dışında bir olumlu etkisine daha değinmek istiyorum. Galatasaray Samsunspor’un zaman zaman yapmaya çalıştığı ön alan baskısını kolayca kırarak Torreira, Lemina ve Sara’nın da eklendiği pas dizileri sayesinde geriden oyun kurmayı başardı. (Bu sezon oyun kurulumu sırasında Galatasaray’a ön alan baskısı yapan takımların yarattıkları hasarları daha önceki yazılarda biraz işlemiştim.)
Bu anlarda Galatasaray orta sahası 1+2 formasyonuyla sahaya yayıldı. Bunu iki örnekle göstermek istiyorum.
İlk örnekte Galatasaray Torreira’yla oyun kuruyor. Sara ve Lemina ise pas bağlantısını sağlamak için çaprazda yer alıyorlar.
Ekran görüntüsü beIN Sports yayınından alınmıştır
Galatasaray’ın bu hücumunda çizgiye sağda Sallai, solda ise Barış Alper Yılmaz basıyor. Merkeze devrilen Yunus Akgün ise iki Samsunspor bloku arasında gezinerek top bekliyor.
İkinci örnekte ise oyunu Sara kuruyor. Bu kez Lemina ve Torreira onun sağ çaprazında yer alıyorlar.
Ekran görüntüsü beIN Sports yayınından alınmıştır
Bu hücumda çizgiye sağda Sallai, solda ise Eren Elmalı basıyor. Barış Alper Yılmaz sol iç koridorda. Yunus Akgün ise bir önceki örnekte görüldüğü gibi iki Samsunspor bloku arasında top almak için geziniyor.
Sonuç
Galatasaray dün üç şeyi iyi yaptı. Bunlardan ilki takım savunmasını yukarı çekmekti. Bu sayede Galatasaray Samsunspor’a çok az şut çekme fırsatı verdi. (Maçı toplam beş şutla tamamlayan Samsunspor Galatasaray kalesine isabetli şut atamadı.)
Galatasaray’ın iyi yaptığı diğer şey rakip yarı sahaya doğru parselasyonla yayılmasıydı. Bu sayede Samsunspor’a maç içinde reaksiyon verme fırsatı vermediği gibi hem dönen bütün topları süpürdü, hem de yaptığı baskıyla Samsunspor’u yanlış pas vermeye zorladı.
Üçüncü iyi şey ise konsantrasyondu. Galatasaray’da maça başlayan ve sonradan giren bütün oyuncular aşırı bir konsantrasyonla oynadılar. Öyle ki bu aşırı konsantrasyon ve sistem içinde kalma tutkusunun Galatasaray’ın hızı ve temposunu biraz aşağıya çektiğinden bile söz edilebilir.
Galatasaray’ın son üç maçına retrospektif pencereden baktığımda şunu görüyorum: Beşiktaş yenilgisi, milli ara nedeniyle kaybedilen konsantrasyonun neden olduğu bir yol kazasıydı. Nitekim bunun böyle olduğu, Fenerbahçe’yle oynanan kupa maçında çok net biçimde ortaya çıkmıştı. Dünkü Samsunspor karşılaşması kendi oyununa konsantre bir Galatasaray’ın oldukça zorlu bir rakip olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Evrensel'i Takip Et